kız-ya osman ayrılalım,olmuyor..
erkek-olurda hani senin taş bi arkadaşın vardı,geçen yanında görmüştümde akşam malzeme yapmıştım,onun telefonu versene bana bi
kız-iğrençsin hayvansın osman niye ayrıldık anlıyo musun şimdi
erkek-eeohh ayrılırsan ekime ayrılmazsan skime kadar.
ve kürşat başar klasiği;
'' hayatım boyunca hiç böyle üzüleceğimi, birinin beni böyle acıtacagını düsünmemistim.simdi inan bana yüregimi söküp cıkartmaktan baska bisi istemiyorum.
birinden,delice sevdigin birinden ayrilmak zorunda olmak,ama ayrılırken onu da icinde götürmek,icinde,ondan uzaklastigin her adımda,onun icinde büyüdügünü, icine sıgmadıgını duymak,icinde tutmaya calısmak,bogulmak,bütün bir dünyanın ,bütün görüntülerinin,anilarinin,cocukluk günlerinin,gelecek düşlerinin,bugünün renklerinin siliniverdigi bir anda,yine de ayrilmak zorunda olmak,bunun ne demek oldugunu biliyor musun?eminim biliyosundur...''