çok güzel bir bir yıldı. sencede öylemiydi bilmiyorum. hatta cevabını merak bile etmiyorum. çünkü o bir yılın sonunda yaşadıklarım düşündüklerim, düşündürdüklerin acıların en büyüğünü yaşattı bana. hayal kırıklarım canımı acıttı. şimdi soruyorsun oturduğun yerden neydi bu düşündürdüklerim diye. bilmek ister misin gerçekten? bunları kaldırabilcek kadar güçlü mü omuzların? sen beni sevmedin bunu düşündüm ben. seven adamın zamana ihtiyacı olmaz. kanayan yaralarımı başkalarıyla durdurmak yerine adam gibi sen sarardın yaralarımı. ama sen zaman istedin haksız yere. olmayacak şekilde. hem de kimden istedin? benden bile değil. beni o zaman boyunca kaybedebilecek olma gerçeği hiç mi soğuk su gibi yüzüne vurmadı? sen hin fikirli birisin bunu anladım şu 1 ayda. nasıl mı? dışarda gezen tozan onlarca kızı yoklayacaksın sana iyi sevgili olur mu diye. olmadı mı? hop orda bir köşede salsolgoz vardı diyecek geri geleceksin ve benim de sana tıpış tıpış dönceğimi sanıyorsun. ama öyle değil be yakışıklı* öyle olmayacakta. ben saf bir şekilde seni düşünürken senin hin aklınla yarışamam.
beni aldattın sineme çektim özür bile dilemedin seni tekrar kabul ettim hayatıma. sonra herşey güzel gidiyor derken bana karşı o saygısız ilgisiz iğrenç hareketlerinle yine bitirdin bu ilişkiyi. ne geçiyordu aklından? yeni bir yıl yeni kızlar falan mı? çok güvenmişsin kendine be çocuğum. sana bunu daha öncede söylemiştim bir kez daha söylüyorum. kimse ama kimse seni benim kadar sevmiyecek. bu kadar net. ve sen bir gün gelecek beni kaybettiğin için köpek gibi pişman olacaksın. o zaman ah ulan keşke arkadaş kalalım demeseydim gel hayat arkadaşım ol deseydim diyerek başını duvarlara vuracaksın. ama işte o gün ben yanında yörende dahi olmayacağım. senden çok uzakta çok mutlu bir hayat yaşıyor olacağım bu da gayet net.
bütün bunların yanında hala sevdiğim gerçeği beni bitiriyor. bu sevgiye layık değilsin. ama ne yazıktır ki layık olan insanları da alamıyorum kalbime. öyle paramparça edip öyle asimile adip gittin ki senden başka kimseyi sevemiyor. sevmeye de çalışmıyor. ama elbet yüreğim bunu da aşacak. bir gün sen yine çaresizce bu yazıları okurken ben sevdiğim adamın göğsünde uyuyor olacağım. hatta benimde aklıma gelecek bu yazdıklarım ve o zamanda senin için bu kadar zaman ayırdığım için kendime kızacağım sadece ama sorun değil. tevrübe bunların hepsi. kimseye ama hiç kimseye beddua etmedim bugüne kadar. ama sana ettim ne yalan söyleyim. merak etme öyle kötü şeyler değil. ve eğer biraz beni tanıyosan o beddualara çok kulak asmaman gerektiğinide bilirsin. ama ben yinede ettim işte.
umarım o çok istediğin zamanıi sorunların halledilmesi için gereken zaman bittikten sonra beni bıraktığın yerde bulursun yoksa zaten depresif olan hayatın iyice zindan olur sana. herşey gönlünce olsun çok sevil ama hiç sevme. nasıl beni sevemediysen benden sonra da kimseyi seveme. şimdi sözcüklerimide alıp yanıma susuyorum. ve son birşey; bir gün hayal ettiğim filmlerdeki o sahne gerçekleşcek. ben sevdiğim adama koşarak sarılacağım ve o da sevdiği kadına* sıkıca sarılacak. ve ben emin olacağım sevildiğimden.
Uzun zamandır yoksun. Yoksunlu
sabahlara uyanıyorum. Aynı bildiğin gibi.
Yeni bir şey yok. Eski bi şey de yok. Sen
gibi. Bir ben kaldım. O da ben miyim
değil miyim belli değil artık. Arta kalan ne
ki? Daha ne kadar özleyebilirim seni.
Şimdi yalvarsam geçmişime. Bir gün daha
yaşamak istesem misket oynadığım
sokakta. ilkokuldaki yerli malı haftasına
katılsam Bana 3 beden küçük gelir
çocukluğum. Sende öyle sevgilim.
Boşluğunu dolduramaz kimse demiştim
giderken. Gelme. Sana bol gelicek artık
bu aşk!
ardından ne kadar da yıkık bir adam bıraktın öyle, bak şimdi kimi sevsem sen... dememi bekliyorsan babayı alırsın! kısmet böyleymiş, kızmıyorum sana, biliyorsun bunu sana hep söylemiştim sen de tasdik etmiştin. hayat kaybetmenin ve yabancılaşmanın üzerine kurulduğundan birgün çekip gitmen olağan benim için... yolun açık olsun.
