son kez tutarsın elini ama aslında tutmaman gereklidir bilirsin, çok zordur konuşmak, dilin düğümlenir konuşurken ama hiç bir söz söylemeden de veda etmek istemezsin. ağzını açarsın kendine ii bak gibi klasik cümleler kurmayı düşünürken bi anda ağzından seni seviyorum çıkar. gözlerine bakar, sen de ona. ne yapacağınızı şaşırırsınız. sonra yavaş yavaş elleriniz ayrılır. son kez bakarsınız birbirinize. sonra arkanı dönersin. iki damla yaş düşer.
sırf melankolinin dibine vurmak için söylenir. yoksa içndekiler bile yalandır ve bunu asla anlayamıyacak olmamız insanın en büyük zayıflığıdır. biraz hüzün lazım bu bünyeye, hiçliği piçliğe dönüştürmeden önce...
zamanın durduğu andır, o an konuşmak belki de size yapılabilecek en büyük eziyettir. bu nedenle bu cümleyi içinizden söyleyin daha az yıkım yaşarsınız.
dedim ve kahroldum. bana verdiği yanıt ' senden kurtulduğum için çok mutluyum 'demesi oldu. o kadar şey yapmasına rağmen yine terk edilen ve sevilmeyen taraf oldum. kalbım çok acıyor...
beni sevdiğini hiç söylemiyorsun lafı artık günlük sohbetlerin içinde sıkça geçer olmuştu. hayatta en sevmediğim şey "yarın ne giyeyim" sorusuyla "beni sevdiğini söyle" lafıdır. bunları cümle şeklinde kurup da bana yöneltenlerin çocukluklarına inip onları orda terbiye edesim gelir. o derece.
neyse. son "beni sevdiğini hiç söylemiyorsun" lafından sonra beynimdeki pompolanan kan ve alyuvar sayısı arttıkça dişlerimi sıkıyor tanrıya bana sabır vermesi için içimden dua ediyordum. sorun sende değil bende lafı kar etmiyordu artık. çıplak ellerimle boğazına yapışıp seni seviyorum dedim, pembe dili ağz...
tövbe yarabbim ya. seviyorsan sürekli söyle, son mon olaylarına takılma be yazarcığım aaa! son kez senden duyarsa da o onun bileceği iş.