bugün

(bkz: ilk taşı günahsız olanın atması)
Yerime koyduklarının sana koyması dileğiyle..
Keşke eski olmak yerine benimle eskiseydin.
iyiki gittin. sana öfkem geçmiyor, geçmiycek, geçmesinde.
(bkz: pişmanım bebeğim gel barışalım) ewed
birileri geliyor, birileri gidiyor. bağ kuruluyor, bağ yıkılıyor. her şey ağırdan değişiyor hissi yaratıp duruma yavaşça alışırken, kendimi bir adım geri çektiğimde değişimin hızına yetişilmediğini farkediyorum. tıpkı yavaş giden bir dolmuştan "ne de olsa yavaş gidiyor ehehe" deyip inmeye kalkışında zeminle özlem gidermen gibi bir sonuç doğuruyor.

herkesin sorunları var ve hayat herkese aynı şartları sunmuyor, farkındayım. inan farklı olsun isterdim fakat gücüm küçük dalgalar oluşturuyor anca.

gelenler olduğu için, yalnızlığı şu an yoğun ve sürekli olarak değil nöbet şeklinde yaşıyoruz. geçer diye bakıp kelimelere dökmekten kaçınıyoruz. geçsin veya geçmesin, var olduğum müddetçe yanında olabileceğimi bilmeni isterim. bu şey değil, holo sono oşoğom, sono sovoyorom. sadece insanın kıymetsizleştirilip bir kenara atılması durumu hoşuma gitmiyor ve de her sorunu tek başına yüklenip, yalnızlığa doğru adım atılması.

özetle
yanındayım araya zaman ve kilometreler girse bile.
iki ayda bir mesaj atma, gel açık açık yüzüme söyle ne istiyorsan.
Üç yılın sonunda yarın seni göreceğim. Gün sonunda, yanından ayrılırken umarım ben seni nasıl sevmişim diyebilirim.
Senden çok şey öğrendim, belki sen olmasaydın ben bu içimdeki yolculukta asla bu durağa kadar gelemeyecektim. Gelmem iyi mi kötü mü emin ol bilmiyorum. Bana başta kendimi ne kadar ihmal ettiğimi ve birazda bencil olmam gerektiğini öğrettin.
Aslında hayatta her daim annen baban bile olsa tek başıma olduğumu daha iyi öğrettin. Sana denilecek sözü belki bir sonraki durağımda bulurum bilmiyorum.