eski sevgiliye mektuplar

entry39 galeri0
    39.
  1. Eski sevgili degılde eski bir sevilen için ara ara yapardım bende yazar özlemden olsa gerek ya da yaşanılmayan günlerin uktesi olsa gerek. Onu onsuz yaşamak gibi bir şeydi bir gün şizofrene bağlıycam diye korkardımda neyseki bir şey olmuyor geçiyor ya da alısıyorsun.
    1 ...
  2. 38.
  3. kendini benden nefret ettirmeye çalışıp başardıktan sonra senden nefret ettiğime nasıl üzüldün ki fıstığım? hangi şairin yalanlarına inandın sevgilim. bitmeyen aşklara kadeh tokuşturup tanımadığın insanlarla seviştin öyle mi? aşk olsun diye mi? sana aşk olsun bebeğim. aşk olsun sana.

    şimdi sen kime aşık olduğunu bilmeyen kadınsın.
    ben artık başka biriyim. kendimi aramaktan uzun sure önce vazgeçtim.
    sen dudaklarından öpmek isteyip küfürler ederek vazgeçtiğim kadınsın.
    sen az orospu değilsin.
    içimden bir ses duymadan haykırdı bana bunu. orospu dedi senin için.

    sen terk edip gitmeyensin. az orospu değilsin sen.
    5 ...
  4. 37.
  5. pişman olacaksın demiştin, olmadım.
    1 ...
  6. 36.
  7. Bir defter boyu süren çeşitli mektuplardır. Uzun uzadıya anlatmak da olurdu fakat şu an tek bir cümle var dilimin ucunda:

    "Senden sonra iç ve dış dünyamda ne kadar rezil şeyler yaşadığımı tahmin edebildiğini zannediyorsan eğer, çok büyük bir yanılgının içindesin."
    3 ...
  8. 35.
  9. giderken hayallerimi de alır mısın yanına. hem gülüşünde burda kalmış. çok unutkansın.
    4 ...
  10. 34.
  11. o dediklerimi yaparsan eğer, dünyanın öbür ucunda da olsam, gelir seni bulur, yüzüne tükürmeden gitmem.
    0 ...
  12. 33.
  13. şu an neredesin ve ne yapıyorsun bilmiyorum. ama ben sen beni bıraktığından beri çok değiştim. geçen yıl üniversiteyi bitirdim. sigarayı bırakalı ise iki yıl oldu. ingilizcemi ilerlettim epey. fırsatım olursa bi ara yunanca öğrenmeye başlıycam. kısa öyküler yazıyorum kendimce. hatta bi kaç tanesi bir dergide yayınlandı. kısacası hayatımda her şey yolunda. kısmetse üç ay sonra evleniyorum. ve ben senin açtığın tüm yaraları hiç gocunmadan tek tek saran bu kızı ömrümün sonuna kadar seveceğime ve dünyanın en iyi kocası olacağıma dair kendi kendime yemin ettim.

    şu an neredesin ve ne yapıyorsun bilmiyorum. ama ben sen beni bıraktığından beri çok değiştim. kısacası daha iyi biri olmak için aklıma ne geliyorsa yapmaya çalıştım. sırf senin bir gün bunları öğrendikten sonra, yanında yatan adamın nefesi yüzüne her vurduğunda "acaba bir yerde hata mı yaptım" demen, kendi kendini yiyip bitirmen için.

    hoşçakal...
    1 ...
  14. 32.
  15. dikkat bu bir ağlak giri olacaktır!

    ---seni başkalarına anlatıyorum sevgilim,dinle---

    birgün bana geldi , heyecandan elleri tirtirtitriyor …sık sık nefes alıyor sanki boğuluyormuşçasına… gözlerini kısmış, sevimli ve de telaşlı bakışlar fırlatıyor… içinden ne geçiyor hiç kestiremiyorum , ama içim bir yumuşadı ,acırcasına kıvrandırdı beni o dakika…

    yine bir başka gün, artık ne zaman elele tutuşacağız kavgası yapıyor benimle, kaptırmışız kendimizi, otobüs durağındaki yığınla insana rağmen tartışıyoruz hararetli hararetli…

    bir an, kısa bir an, sustuk, gözlerimiz birbirimizi tırmaklıyor, vücutlarımız kaybetme korkusuyla dolmuş taşmış, o an , ‘gel ’ dedi kocaman açtı koca kollarını…küçücük bedenimi kavradı ,sımsıkı sarıldık, barıştık mı, halloldu mu herşey hiç bilmedim, sadece sarıldık, iyi geldi …

    ‘gel’ dedi ‘ben de uyu bu akşam, yemin ederim elimi sürmem, anahtarı da al kapıyı kilitle istersen’ … ‘yok’ dedim ‘olmaz’ …

    korkak kızdım eskiden, her şeyin ayıp ve günah olduğu bir diyardan gelmişim…

    ısrar etti .. tartıştık yine , dayanamayıp beş dakika sonra tekrar barıştık …

    alıştık mı o an, sevdik mi, ben de bilmiyordum …sadece hep yanımda olsun diyordum …

    evin önüne gelmişiz bir kaç adım kalmış artık ayrılmak vakti .bir ağırlık çöktü üstüme, ’ yok ben size gelicem’ dedim ve gözlerindeki mutluluğu, parıltıyı dün gibi hatırlarım …

    o zaman bir ısındı içim .yandı bir şeyler …

    uyku tutmadı tabi , ilk gecemiz birlikte, gerginim biraz, çekiniyorum… hissetti bunu, kızdı bana.

    anlam veremedi .ona yaptığım muamele hoş değildi biliyorum .üzüldüm. sustum sadece.

    uyumadık, uyuyamadık, uyur gibi yaptı bir an, izledim onu , belkide doya doya ilk izleyişimdi, ellerimi sürmek istedim yanaklarına, saçlarını okşamak istedim, çekindim … pek çocukmuşum doğruşu …

    sonra uzun uzun yollar yürüdük, beni kapıya kadar getirdi, ama dönemiyor, ‘canım’ dedi , ’ geri dönelim,yine kal ben de’ bu muhabbet günlerce sürdü . hergün getirdiği evden eşyalarımı alıp , yıkanıp geri dönüyordum…

    birlikte yedik ,içtik ,yürüdük,şarkılar dinleyip,filmler izledik …

    günler sonra bir gün yine çok acıkmış ,her zaman ki gibi, ben de acele ediyorum eve gitmek için, çok uykum gelmiş , ‘hadi, çabuk ye de gidelim ’ dedim, demez olaydım, bir baktım ağzından dumanları çıkıyor,yanarak yiyor yemeğin, ‘napıyorsun çok sıcak’ dedim.

    ‘biraz yavaş yesene’ …

    ‘olmaz’ dedi , ‘sen çabuk ye dedin ’ …

    ‘koyuyum kendi amıma …’ dedim içimden …

    bu kadar alıştık ettik birbirimize ama bir gün ayrı uyumuşuz, o evinde , ben evimde, özlemek ki ne özlemek, kıvrandık resmen…

    işlerimizi halledip buluştuk,iki demli çay söyleyip tavla atıyoruz, ki çok sık yaptığımız şey, bir de sürekli yenilince çirkefe bağlar kavga ederdik .. şuan anlatması keyifli olsa da o zaman bir çileydi , oynasam bir türlü oynasam bir türlü …hırslıyım ben de kaybetmeyi sevmiyorum filan … neyse, ’ canım’ dedi iç geçirerek, ‘efendim’ dedim..

    ‘seni görmeseydim ben bugün çıldırırdım ’ dedi …

    saçma sapan bir tepki verdim heyecandan ne söylediğimi hatırlamıyorum. elim ayağıma dolaştı, belli etmiycem güya ama, cümlelerim kendini ele veriyor… anladı mı hiç sormadım, gülümsedi sadece… ‘oh dedim herşey yolunda galiba’

    …

    yine birgün , birbirimizden isteklerimizi söylüyoruz… ’ artık bana canım demeyi bırak sevgilin olduğumu belli eden güzel bir şey söyle ’ dedi …

    ’ iyi o zaman aşkım diyeyim , aşk olursun belki ’ dedim …

    ‘aşkım’ dedi … susuştuk bir kaç dakika …

    günün birinde de öyle bir dalmışız ki eskileri konuşuyoruz, çok değer verdiği eski bir kızdan bahsediyor, elleri titriyor, gözleri doldu gibi oldu, hissettim acısını, zoruma gitti …

    söylenmedim, geçicek bir gün nasılsa dedim … bilmiyorum hala daha geçip geçmediğini…

    ilişkinin en can alıcı dönemindeyiz artık … sevmişiz ,bağlanmışız… güne geceye aldırmadan sokaklarda eleleyiz, saatlerce yürümüşüz filan …sürekli konuşuyoruz, tartışıyoruz ve zaman geçiyor bir şekilde …

    hiç ayrılırım diye düşünmezken, bir kavga bir kıyamet… saat sabahın 4ü olmuş , dedim ‘ben gidicem’ … ‘saçmalama seni bu saatte bir yere göndermem’ diyor …

    içimden söyleniyorum ..’ beni göndermesi değil de saat sorun’ .inat ettim ama kesin gidicem, arkadaşımı arıyorum gelsin beni alsın diye, uyku saati herkesin ses yok, cebimde taksi parası yok, dışarda o saatte olmaya korkuyorum, mahsur kaldım, acıdan gitmek istiyorum ama terketmeye korkuyorum da… geldi yanıma defalarca özür diledi, defalarca kavga ettik, saatlerce ağladım… gitme diye yalvaran bir erkek oldu hayatımda ,az buz bir olay değildi benim için… yok dedim gidicem …gözleri ıslandı bir ara , içim titredi …

    ’ gel yanıma’ dedi . gittim bu defa. aldı başımı ellerinin arasına , gözüme baktı, sildi yaşlarımı …öptü yanaklarımı yalarcasına… ne sımsıkı sarıldık o gece.

    ilk ona dokundum ben, ilk onu öptüm, ilk onunla seviştim ben hem utanarak, hem de arsızca…

    ‘ohh nihayet kollarımın arasındaydı yeniden’ … öyle şükrettim ki Tanrı ‘ya o sabah.

    terden vücutlarımız birbirine yapıştığında , ilk defa bir insandan tiksinmeden tamamen onu benimsemiştim. artık dolu dolu ,seviyordum onu , kalbimden taşıyordu …

    yüzünden sivilceler çıkıncaya kadar çok okşadım yanaklarını, gözlerini ellerimle kapatıp öptüm defalarca, vücudumu saran ellerini yorgan diye örtündüm üstüme …

    elbette Tanrı güzel günlerin hesabını soracaktı …

    ve biz gelmiş geçmiş en büyük kavgamızı yaptık . harbi harbi ayrıldık .içimde kor alevler yana yana, gözlerimden yaşlar oluk oluk aka aka, yürüyorum evime …beynimde cümleleri zongluyor …evdekilere ağladığımı belli etmeyeceğim güya … tutuyorum kendimi ne zaman patlayacağımı bilmeden…

    5 günümüz, koskoca 5 günümüz ayrı geçti , ki beş dakika markete gitse aklım onda kalırdı.nefes almadan,yemeden içmeden geçirilen , ay gibi koca bir zaman dilimi gibi gelmişti bana.

    bekledim hep arasın , özür dilesin, bu kadar kolay vazgeçemesin benden.. aradı da , özür de diledi, kabul etmedim gururumdan, hiçe saydım …

    daha sonra öğrendim defalarca evimin önüne gelip uzaktan izlediğini …bir an görmek için, denk gelmek için gece yarısına kadar sokağın başında nöbet tuttuğunu …

    aradı birgün, geliyorum kapıya çıksana dedi, yok dedim en iyisi sen yola çıkma…

    artık ne inatçıysam … çok kırılmış gururum,kıvranıyorum acıdan,yine de olmaz diyorum…

    bir ya da iki gün sonra , bunların hepsi 5 günün içinde oluyor, bir mesaj attı, kırgın üzgün… sakinleştim, acının zirvesindeyim bir yandan, kabul edicem bu sefer özrünü rahattayım….

    görüşelim dedi …nazlanma faslını kısa geçirdim, görüştük …

    ağlaştık,sarıldık,özleştik filan …

    ‘sen yokken daha iyi anladım seni çok sevdiğimi’ dedi …

    ’ iyi o zaman ben gideyim daha da iyi anla ’ dedim .

    ‘yok gitme artık’ dedi gülümsedi …

    oturduk sokağın başında dertleştik yüzbinlerce kelime …

    gittik yine evine… ne sarıldık , ne uyuduk ama o gece… sabah oldu , uyanmaya üşeniyoruz, okul var gitmeye üşeniyoruz …sınav var girmeye … derken, zar zor da olsa kaldırdım bunu gönderdim okula, ben uyumaya devam ettim…

    dönüşte mesaj atıyor bana ‘aşkım neli poğaça alayım diye’ zorluklar içinde kahvaltı yapıyoruz,imkanlar kısıtlı , tabi ben hiç çenemi tutamam her zamanki gibi söyleniyorum ara ara… sinirine dokundu ,bir iki söyleştik filan …

    öpüşüp barıştık ,sarıldık…

    sonra en sevmediğim şeyi yaptı, ne olduğunu söylemeyeceğim, herkese sıradan gelse de bana göre ağır bir davranıştı …

    kızdım ona , hem de çok , sonra bana elalemin üç kuruş etmeyecek ucuz kızlarının bir lafını gömdü geçti, o dönemde hazzetmediğim tek insanın, tek bir cümlesi …işte bu yetti . bu herşeyi arkada bırakıp çekip gitmeme yetti .yine ağladım, bu defa onun karşısında küçülmeden, sesimi gıkımı çıkarmadan, ezilmeden, aldım eşyalarımı …o gideceğimi düşünmedi bile ,öyle umarsızca vurdu uyudu. tam üç saniye baktım yüzüne ,sonra tüm hışmımla çektim geldim …

    ama ne sevdim.hayalinde bile kuramayacağı kadar çok .ne özledim, cennetle cehennemi barıştırırcasına…

    acıdan kıvranıp uyumadığım akşamlar birleşse güneş doğmaya vakit bulamazdı .

    hep sordum kendime ’ bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm, ne malum dünya gözüyle kalır mıyım ölür müyüm ?’

    şimdi o başkasının kollarında,başka dudaklara değiyor teni ,başka saçları okşuyor elleri …

    başkalarının günahına ortak,başka dualara…

    ben hiç olmamışım gibi, acıdan ölmemişim gibi ,benim mutsuz olduğum kadar çok mutlu …

    ama demiştim ona, ‘sen benim seni sevdiğim kadar çok sevmiyorsun beni ’ diye …

    ‘nomaldir’ deyip geçmişti bir çok saçma sapan nedene bağlayarak …

    ve şimdi dilerim Tanrımdan, beni sevmeyen adamı çok sevdirtmesin bana ,hatta hiç ,bu yük çok ağır ,hem de çok …
    3 ...
  16. 31.
  17. kuşum sensiz çok yanlız bitanem.
    1 ...
  18. 30.
  19. gidiyorsun demek...
    şunu iyi bil kızım,
    ben elimi sallasam...
    ben elimi sallasam,
    küçük bir rüzgardan başka hiçbir şey olmaz.
    ben elimi sallasam,
    saçlarına takılır.
    ben elimi sallasam...
    ancak sen giderken
    arkandan sallarım.
    güle güle demek için.

    güle güle...

    yiğit özgür
    3 ...
  20. 29.
  21. seni özlüyorum ama acı cekmiyorum sandığın gibi de sana geri dönmeyeceğim. Hade yolun açık olsun.
    0 ...
  22. 28.
  23. yıllar önce yazılmış olup şimdi nerede olduğu merak edilendir. onun yazdıkları ise saklanmaktadır.
    0 ...
  24. 27.
  25. sen gittin ya sevgili! bu kent var ya, bu kent..

    diye bir şey bekleme benden. şairane bir kişilğim olmadığını bilirsin. iyiki de gittin. ha! bu kente de bir şey olmadı. hayatında başarılar da dilemiyorum...
    0 ...
  26. 26.
  27. başka bir sevdaya tutulduğunuzda anlamını yitirecek olan mektuptur. ne isyanın bir anlamı kalır ne özlemin.
    2 ...
  28. 25.
  29. bu yüzyıl insanlarına göre komşulara çok ayıp oldu şiirini yollamak mantıklı ve çekici gelebilir.
    0 ...
  30. 24.
  31. 23.
  32. biraz daha zaman vereydin bana iyiydi:))
    0 ...
  33. 22.
  34. keşke benim istediğim gibi biri olsaydın da senden ayrılmak zorunda kalmasaydım. en sevdiğim arabanın bok rengi gibisin. keşke siyah olsaydın da bana yakışsaydın.
    3 ...
  35. 21.
  36. bana geldiğinde kullanılmış, ikinci el olmuş bir kalbin vardı, oysa sen onu öyle güzel ambalajladın öyle güzel pazarladın ki, kandım ben de.. "temiz" sandım seni.. Zamanla anladım ne denli hasarlı, eski olduğunu benliğinin. ne atabildim, ne satabildim.. Sardım yaralarını onardım elinden tuttum kaldırdım, tap taze ettim tüm benliğini.. Ancak ne yazık ki, çabuk attın kendini sahibinin elinden tezgahlara be sevgili..
    1 ...
  37. 20.
  38. senden sonra yeni bi kız buldum bu sana benzememekle beraber senden kat kat güzel. Hani seni seviyorum demiştim ya, yalan değildi işte o, seni gerçekten sevmiştim ama senin yaptığın aşkımı karşılıksız bırakıp çekip gitmek.. Yalnızca bu, sana yakıştıramadım bunu, yakıştıramazdım da. duydum ki, daha doğrusu başkalarından duymama gerek yok zaten sen kız arkadaşlarına duyururken bizede söylemiş oluyosun, yeni biriyle çıkıyormuşsun senden bunu da beklemezdim eski sevgilinin acısını yenisiyle kapatmak... kanayan yaraya tuz basmak gibi bir şey olur bu. ve zamanında deli gibi peşinden koşturmuştum ya, şimdi sıra sende.
    0 ...
  39. 19.
  40. beni arar mısın? öfkem dinmiyor da hakaret etmek, kişiliğinle oynamak istiyorum. son 1 kez aramanı istiyorum. 2. olmayacak emin ol.
    2 ...
  41. 18.
  42. Keşke sen hiç benim olmadın ki diyebilseydim. Belki de herşey daha kolay olurdu seni beni, daha doğrusu bizi varolmayan bir mutluluğun içine sürüklerdim. Senle konuşurken hatırladığım tek şeyigülüşünü eklerdim. Biz farklı şehirleri ülkeleri gezerken uçan otomobilimizle hayatın arda kalanlarını hiç düşünmezdik ne cennetimiz olurdu nede cehennemimiz zıtlıklar olmazdı bizim dünyamızda. işte ozaman hiç başlanmamış ve sonu olmayan hikayaler uydurabilirdim. Senin benim,benim senin olduğu iyi yada kötü sonucu olmayan hep mutlu olunan ama hiç bitmeyenlerden. Ama sen hiç umulmadık bir anda küçük bir hikaye yazdın,içine benide koydun. Hikayende ne uçan arabalar vardı,nede varolmayan şehirler. ilk önce arabaları sevmediğini düşündüm ama uçmayı seviyordun. Peki şehirler neredeydi neredeydi bizim ülkelerimiz? Senin hikayen soğuktu üşüdük, ıslandık, kirlendik. Umut bile yoktu ki aşktan bahsedelim. Beni kendine bulayıp gittin. Ben senin hikayenin içinde küçücük sönük bir hikaye oldum unutulanlardan unutulacak olanlardan. Hiç anlamadım hiçte anlamayacağım neden uçan arabamızın ve şehirlerimizin olmadığını şu iki güne sığdırdığın hikayede. Sen yazdığın şu küçük öenmsiz hikayeyle benim hikayelerimi , umudumu, sevgimi hayalimdeki seni yok ettin. işte bu yüzden bir günlüğünede olsa keşke benim olmasaydın. Kokunu, dudaklarında ki sıcaklığı bilmesemde olurdu. Hikayemde bunlara ihtiyacım yoktu çünkü benim hikayelerimde sevgiyle olmayan hiçbirşey yoktu. ihtiyacım olan kağıt,kalem hayalgücü ve biraz sevgiydi. Sen o küçük önemsiz hikayeyi yazan insan senin ne hayal kurabilecek kadar inancın nede onu süsleyecek biraz sevgin var Kalbinde. Sen hayatına sığdırdığın şu küçük hikayelerden aldığın anlık hoşnutluklarla asla sonsuz olmayan hep soğuk karanlık, umutsuz kötü yazıyla yazılmış kirli bir kağıdın parçası olucaksın.
    0 ...
  43. 17.
  44. sinir duygusunun şarkılarla dönüştüğü hüzün ile birlikte özlem duygusunun birleşmesi sonucunda ona hissettiğin o eski hisleri içinde heyecan yerine acı ile birlikte tekrardan hissetmek. duyguların kağıtlara dökülmesi.
    0 ...
  45. 16.
  46. galatasaray atkım sen de mi kaldı yawrucum?
    2 ...
  47. 15.
  48. Şimdi ödevimi yapmak varken ben yine senle konuşuyorum kendi kendimede olsa.. (:

    Bana nasıl derin izler bıraktın unutulması mümkün olmayan..Yaptığın şeyler canımı acıtıyo,beni mahvediyo..Bana daha dün beni unuttuğunu düşünüyorum dedin.Bunları düşünüyo,bana bunları söylüyosa aklında hala bana dair bişeyler vardır diyodum.Ufacık bi ihtimal bile nasıl mutlu etmişti beni,nasılda sevinmiştim çocuk gibi..Şimdi bunları yazınca ne kadar acınacak durumda olduğumu görüyorum.Ama şu yüzsüz kalbim,utanmadan sana hesap sormaya cesaret ediyo..Ne haddime halbuki..Ama tutamıyorumki kendimi..
    Bana bunları söyledikten sonra hanım kızımıza o güzel taş kalbini veriyorsun he ? Oda sana onun o sevdiğin kalbini 'koyuyor'..O kalplarinizi cidden birbirinize sokun..Ben senin yaptığının çeyreğini yapmadığım halde beni silebildin..Ben neden yapamıyorum peki ? 'SEViYORUM' çünkü.Bilirsin benim sevgim seninki kadar 'basit' değil.Kalbimi 'koyamıyorum' herkese..Heleki aklımda başkası varken.Bana senin kalbini seviyorum demiştin.Ama ne boktan bi sebepten bırakıp gittin.Neyse yine çok konuştum her zamanki gibi.Bunca şeye rağmen kızamıyorumki,kıyamıyorumki sana..

    ''SeniÇokSeviyorum.''

    Aşka geldikçe yazmaya devam edeceğim (:
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük