"ben bunları haketmedim" diyen kişinin kini.. yoğun duygulanımlarda suçlama ya da suçlanma olur. duygulanım bitince, kırgınlık da biter. insan yapısı aslında benmerkezcidir. Fedakarlık yapan da fedakarlık yapma ihtiyacını gidermek için yapar. Seven de, sevme ihtiyacını. Yani aslında her şeyin kendi ihtiyaçlarımızla ilgili olduğunu bilmek ve sindirmek, kırgınlık yerine kabullenmeyi ve anlamayı getirebilir.
çok anormal olmayan genel bir durum. zaten sevgili eski sevgili olarak anılıyorsa muhtemel bir kırgınlık vardır ki bu da bahsedilen eylemi olanaklı kılar.
tam onu hayatının merkezine koymuşken, tam tek sen varsın artık derken o sizin için özel olmayı reddetmiştir. bıçak gibi kesip atmasının ardından gelen sızının her geçen gün daha da artması kırgınlık mı kızgınlık mı çelişkisinde sizi çalkalarken hissedilenin içten içe bir kırgınlık olduğunu farkedersiniz. ve elinizden gelen tek şeyin derin bir sessizlik olduğunu...
eskidir adı üstünde. eskiden yaşanmış olaylar canlanır gözünüzün önünde, bir nevi film şeridi.
ayrılmak üzeresinizdir, ama son bi gayretle bitmesin isterseniz, ne yaparsanız yapın geri döndüremezsiniz, bu kadar şeyin hiç mi anlamı yok dersiniz gitmesiyle anlamının olmadığını anlarsınız. işte bu kadar yapılan şeyden sonra öz eleştirisinin mnkym! ben kırgın olurum dersiniz.
bir dönem elele tutuşulan, dudakların ve dizlerin, en başta da kalplerin ayrılmadığı göz ağrısının gözden düşmesi.
adı üzerinde, ' eski sevgili' dir ve gözden ' düşmek ' tedir. artık hayattan çıkması için uğraşılması aynı duyguların hissedilmesine engel teşkil etmez. ancak kalp bağlanmıştır bir tarihte, beyni dinlemez ve kırgınlık bir süre devam eder. dengesizleşir insan ve yeni birini bulana kadar geçecek sürede, kendini sorgulayıp isyanları oynar. yastıkta saç teli aranır, cengiz kurtoğlu, müslüm gürses, orhan gencebay dinlenerek ağlanır, ne yapılırsa yapılsın, kalbi delen zehirli okun ucu çıkmaz bir türlü.
eski sevgiliye kırgın olmak, biten bir aşkın ardından yok yere gözyaşı dökmektir. insanın kendine işkencesidir ve hayatın boş yere dakikalar dökmesidir. unutmalıdır insan ancak kolay değildir, zalim zaman ne zaman isterse o zaman yeni bir aşkın kollarını arar.
kırgın ve ürkek...
bitmiştir güzel olacağını umduğunuz her şey. mutlu aşkın olduğuna inandıran sevgili, mutlu sonun olamayacağını göstermiştir size o şarkıdaki gibi.** oysa farklı olacak bu sefer diye düşünmüşsünüzdür aylarca. bunadır kırgınlığınız. hiçbi zaman farklı olamayacağını öğrettiği için kırgınsınızdır ona. o çok özel anlarda yüzünüze dikkatle bakarak söyledikleri gelir aklınıza. bi de şimdi sizin ona söyleyemedikleriniz, içinize attıklarınız, gece yastığınızı ıslatan düşleriniz.. karşılaştırınca size söyledikleriyle sizin söyleyemediklerinizi, daha fazla büyür kırgınlığınız. bunu da söyleyemezsiniz ama ona.. ne sevdiğinizi, ne kırgınlığınızı, ne de gözyaşlarınızı anlatabilirsiniz eski sevgiliye. kendi kendinize sever, kendi kendinize kırılır, kendi kendinize ağlarsınız.
bazen gerçekten kırıcı bir davranışın bazen de eski sevgiliye karşı çok yüksek beklentilerin olmasının sonucudur. ne olursa olsun hoş bir durum değildir.
şairin dediği gibi:
...
sever gibi yapsaydın en azından
kandırman bu kadar kolayken beni.
yapılanların enteresanlık ve ayıplık dozuyla doğru orantılı bi durumdur. bir de ayrıldıktan sonra 3 kez konuşup sonra hiç arayıp sormayanı vardır ki, anlaşılamaz bir cinstir.
sadece en saf duygularla sevdiği için duyduğu hayal kırıklığıdır. oysa ne kadar masumdu eski zamanlar diye başlar ve neden içindeki kötülükleri hissettirmedi diyerek devam eder.