iş işten geçtikten sonra, içte yanık kalan o ufak köz parçasını üzerine işeyerek söndürmeye çalışmaktır.
küçük, sanatsal çalışmalarım var bu konuda. örneğin;
karpuzlu istanblue gibiydin sen, kokun bana yazı hatırlatırdı sadece koklarken. ama şişe bittikten sonra karpuzun serinliği değil de vodkanın sarhoşluğu kaldı içimde. çekirdek tükürmek yerine kustum küçük dilimi parmaklayıp..
soğuk kış günlerinde sıcak sahlep gibiydin sen, varlığın mutluluk verse de içimi ısıtsan da zaman zaman, uzun kullanımda selülit yapacağını hiç söylemedin bana. eskisi gibi slip giyip havuza gidemiyorum artık..
saç fırçamın üzerindeki saçlar gibiydin sen. yolup klozete atarken hiç aklıma gelmedi benden bir parça olduğun, ve üzerine sifonu bile çekmedim suya yazık olmasın diye. bilirsin ki su faturam çok kabarık..
ben seni yargılarım hatta seni yargılayacak tek kişi benim. benim kusurummuş bak sen. ulan sen o dediğin erkek olsaydın biz bu durumda mı olurduk ? ben dediğin gibi kafandan o tahtaları söktüysem fazlasıyla da kalbıne aşk dokudum sevgi dokudum. seni benden başka kim bu kadar mutlu etti yüzünü güldürdü bi durup düşünür müsün. eğer sen değişmeseydin ben buna hayatım boyunca devam etcektim . nefretmiş iyi ne güzel sen anca nefret edebildin zaten başka da bi halt yapamadın bana.