yani ben yorgunum aşktan sabıkalıyım bülent ersoy gibi biliyorsunuz. ama kadınlar üstünde değişik bir hakimiyetim var, mesela kafama koyduğum hiçbir kadına koymadan bırakmam. yani o kadını hatunum edip köpek edip ayaklarıma kapatmazsam olmaz. değişik bir havam var reddedilmem, aksine öyle bi tongoya düşürürüm ki kendileri gelir zıplarlar üstüme. ama ben ne böyle sevgili edinecek ne de evlenebileceğim. değmez piyasa kızlarına çünkü. farkı olanın farkını anlayana kadar da zaten hoplatmış oluyorum.
neyse yani bu kız patlakta olsa, efendime söyleyeyim kucaktan kucağa da gezmiş olsa nikah masasına kadar salağın tekini ikna etmiş oturtmuş. ben değil nikah masasına kan aldırmaya giderken bile ürperen bir insanım. yani benim için bunlar fasa fiso. değmeyecek hatunları gördükçe üstelik asla evlenme fikrini bile siklemem geçerim.
hülasa, geçenlerde bir tanıdığımızın nikahına davetiye aldık. pideci rahmet abinin bir arkadaşı olan ünalan eşrafının ünlü simalarından kürt necib abinin evladı evleniyormuş. davetiyleri aldığımızda pideci rahmet abiyle birbirimize bakıştık ve hüzünlü gözlerle ağlak bakışlar attık. duygusallık hakim oldu sanki böyle birbiriyle evlenemeyen iki çiftmişiz de hani, öyle işte. kaslı belimden tuttu ve dükkana çekti beni canımın sıkıntısını almak için. içerde biraz çay içip biraz dertlerimizi paylaştıktan sonra el ele tutuşup yarına umuda bakan gözlerle ak partiden bahsedip o soğuk havayı dağıttıktan sonra ayrılarak evime geldim.
nikah haftayaydı ve benim geçmişte hızlı dönemlerde giydiğim takım elbiselerden hazırlamam gerekiyordu. hemen eve koşup yatalak valideciğime durumun vehametini anlatarak her birini birer kere giydiğim şık hatemoğlu takım elbiselerimden baktım ve hazırlayarak kuru temizlemeye göndermek için yatağın üstüne koydum. aklıma eski hızlı dönemlerim geldi. belde silah, altta jaguar gayri meşru kovalardık aksaray'da icra dairesinden vergi dairesinden avanta, polisle bölüşür yerdik. ne günlerdi be romen manitalarım vardı, sahilde üsküdar'a çektiğim vakit karılar akardı, üstümde takım elbise saçlar sıfır. cd çalarda karı düşürmelik şarkılar, türk sanat müziği, yerine göre açardık.
neyse, hemen hazırlandırdım kıyafetlerimi ve nikah gününü beklemeye başladık. esenyurt kaplan düğün salonunda idi nikah. gün geldi ve garajımdan 2000li yılların sonuna doğru bindiğim x5 imi çıkartarak yıkamaya soktuk pideci rahmet abiyle. o da giyinmiş en güzel kıyafetlerini kaslılığını belli ediyordu. camlardan kızlar göğüslerini sarkıtırdı eskiden bize.
arabayı yıkamaya verdik ve düğün salonuna giderek beklemeye başladık. hemen 2.500 euro ile bi çeyrek aldım tabi o arada. gidip kız arkadayken iyice bi takıyım da kimse yokken dedim ve arkaya doğru geçtiğimde kızın tek olmadığını gördüm.
vay dindarına damadın dışında bir erkekle oturuyordu. böyle kotlu, kel kafalı, galerici suratlı bir kürt kardeşimiz. ses çıkarmadım belki de gelinin psikiyatrıdır deyip geçtim ve geri çıktım. nikah masasına oturdular o arada da nikah memuru falan geldi işte bildiğin çalgı çengi eğlence. takım elbiseli minik çocukları şamarladım birkaç defa koşuşmayın leaan deyip.
sonra tabi oyun havalarından önce nikah kıyılacaktı. o klasik soruları soruyordu tam memur. ben tabii ki boş durmamıştım o gelinin odasındaki kürt suratlı eleman kimsenin akrabası değildi bunu çözdüm. araştırdım ve istihbaratla arası iyi olan adamım cahit'e kontrol ettirip doğrulattım. bu kızın eski tokmakçısıydı bu eleman.
tam nikah memuru sordu ve ben fırladım ortaya pideci rahmet abiyle karışık.
durun, bu düğün kıyılamaz ulan!
-aa aaaaa aaa, bu kim? meczup galiba.
durun lan bu nikah şahidi kim biliyon mu damat?
+kim habip abi.
-karının eski tokmakçısı, cahit buldu istihbarattan.
+neyyyy
-yani karına basan adam senden önce, karın kucağında gezmiş.
damat: ya habip abi doğru mu söylediklerin? aşkım ne diyor bu sen söyle?
ben daha ayağına basmadan g.tüne mi bastılar senin yoksa?
kaşar gelin: ağlamaya başladı ve ıııı aaaaa olamaaaaz dedi.
o arada tokmakçı kaçmaya çalıştı fakat yakalayıp onu evlendirdim bu kaltakla. nikah memuru da akp den tanıdık çıktı bastırdım karıya nikahı. ulan başkasının sktiği karıyla evlenecekti az daha bi tanıdığımız iyi mi.
işte izmirli gerçeklerinden sadece biri bu. laiklik bu değil!
evlendikten sonra kocasını eski sevgilisiyle aldatan konyalı/kayserili kızdan daha irade sahibi kızdır, eski sevgilisine artık senden olmaz dünya ahiret abimsin dercesine onu nikah şahidi yapmıştır buradaki nikah masası da hbbia'dır.
sevgilisi oldugu vakit ayni zamanda dostudur da. artik sevismemeleri arkadas olamayacaklari anlamina gelmez. kanimca en iyi nikah sahidi adayidir, sizi sizden daha iyi tanidigindan, evet.