eski sevgilinin yeni sevgilisiyle tanışmak

entry19 galeri0
    1.
  1. çok kıl durumdur. yeni sevgili de başkasının eskisi olduğu için gittikçe garipleşen bir durumdur.
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 4.
  5. aksine ayrılan sensen eğer karşı taraf senden daha iyisini buldum demeye çalışmaktadır. rahat ve umursamaz bi tavırla bertaraf edilebilir.
    0 ...
  6. 5.
  7. 6.
  8. eski sevgilinin yaptığı son karaktersizlik son ibneliktir.yemişim modern insanlığı modernlik demek yavşak olmak demek değil ya.
    2 ...
  9. 7.
  10. o kadar medeni insanlar değiliz.
    medeniyet buysa ilkelin önde gideniyim.
    4 ...
  11. 8.
  12. eski sevgilinin yeni sevgilisi,senin,yeni sevgilisinin eski sevgilisi,oldugunu biliyorsa,ortamın gerilecegi durumdur.
    ters bir durumda:
    (bkz: yaradana sığınıp kapatmak)
    1 ...
  13. 9.
  14. fosseptik çukuru gibi bir mide ister bu işi yapmak.
    0 ...
  15. 10.
  16. 11.
  17. -bak bu eski sevgilim, bu da eski sevgilimin yeni sevgilisi ve bu da yeni sevgilimin eski sevgilisi. Ne güzel hepimiz, hepimizin her yerini ezbere biliyoruz.
    (bkz: haybeden gerçeküstü aşk)
    3 ...
  18. 12.
  19. 13.
  20. öyle bir imkanım olsaydı ona diyeceğim tek şey şu olurdu; o öptüğün dudaklarda bir zamanlar benim dalga geziyordu... öp şimdi rahat rahat... *
    edit: ulan bana biri böyle dese direkt ayrılırım lan. *
    0 ...
  21. 14.
  22. "biz çok moderniz." ayağına yapılan bir faaliyettir. özünde modernizm yoktur, godoşluğun alası vardır. siz rahatmış, eski sevgiliyle kanka olmuş gibi davranırsınız ama içiniz içinizi yer, onda da zafer edaları had safhada belirgindir. modern olmak ayağına eski sevgilinizden gol yemiş hale geçersiniz.
    1 ...
  23. 15.
  24. "çokta tın" denilecek bir durumdur. sonuçta adı üstünde "eski".

    eğer bu durum zoruna gidecek olan varsa, biraz akıllı olsaydı da elinde tutsaydı sevgilisini. onun haricinde yeni ortamlara akılması gerekir. ki yeni partnerler bulunabilsin...
    1 ...
  25. 16.
  26. 17.
  27. kulağına eğilip " x was here.." diye fısıldanmalıdır.
    0 ...
  28. 18.
  29. eski sevgiliye bu fırsatı verdiğiniz için yaşamayın en iyisi atın kendinizi bir yerlerden.
    0 ...
  30. 19.
  31. "aşkım sen olmasan duramam ki buralarda" beşiktaş, 2009

    uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla buluşacağım. ne yalan söyleyim kendilerinden pek hazzetmiyorum ama bu buluşmaya o'nun da gelebilme ihtimalinin yüksek olması beni epey heveslendiriyor. "belki" diyorum, belki...

    garsonlarının, gelen geçenin önüne atlayıp "buyrun yerimiz var abi, gelin abi" diye insanlara rahatsızlık verdiği bir galata mekanındayım. 2 masa birleştirilmiş, sosyal medyada dönen geyiklerin ezberlerinin yapıldığı, herkesin "biraz da ben güldüreyim" diye bir diğerinin cümlesini beklediği bir atmosfer oluşturulmuştu. ve o tam karşımdaydı. ekipte herkesi tanıyordum ama bir tek onun yanındaki, ilaç mümessili tipli adamı tanımıyordum. bir tuhaflık vardı.

    içkiler söylenmiş, herkes sırasını bekleyip, kendinden bir öncekine samimi olmayan bir "ahaha"dan sonra lafa girmekteydi. herkes evden çıkmadan önce dişlerini fırçalamıştı. dişlerini fırçalayıp fırçalamadığı konusunda şaibe taşıyan yalnızca üçümüzdük. ben, o ve ilaç mümessili... bir tuhaflık vardı. hadi ben ve o'nu anlıyordum ama bu mümessil neden dişlerini sergilemekten çekiniyordu. insanı rahatsız edici türden efendiliğiyle, kimdi bu adam? o'nun neden yanıbaşındaydı? o ise gözlerini benden kaçırıyor, bana olan öfkesinden eser kalmadığını, daha doğrusu artık beni sallamadığını, hal ve davranışlarıyla yüzüme yüzüme yediriyordu. ben hatalıydım, o mağdurluğunu atlatmış gibiydi. oysa bilmedi ki askerde 9 gece üstüste rüyamda gördüğümde aklımı kaçıracaktım. evet saydım, tastamam 9 gün rüyamda onu gördüm. kimi zaman kavga ettiğimiz, kimi zaman barıştığımız, kimi zaman o'nun yüzünün değiştiği, kimi zaman anlamsızca bir kurgudan ibaret olan rüyalarla, 9 gece!

    ve mümessil tüm bu belirsizliğe, o'nun sol elini bir anda tutarak son verdi. o an gözlerimi nereye kaçıracağımı, yüzüme nasıl bir ifade vereceğimi şaşırmıştım. suratımdaki kaslar beynimle olan ilhakını kesmişti. göz göze geldik, yeşil gözleri benden özür diledi. gözlerim yanıtsız kaldı, kafamı çevirdim.

    belki inanması güç gelecektir ama o an kafamın içinde ahmet aslan'ın tanımadığım ten isimli şarkısı çalmaya başladı diyebilirim. artık dönen muhabbetten kendimi soyutlamış, göz teması yakaladığım arkadaşlara tebessüm dağıtarak vakit öldürmeye başlamıştım. gözümün önünden anılarımız geçiyordu. ruhum daralıyordu. göğüs kafesimin küçük geldiğini hissediyordum. mümessil ise o'nun elini avucunda yuğuruyor, parmaklarıyla seviyordu. göz göze geldik, tekrar özür diledi. başımı çevirdim.

    ne kadar vakit geçti bilmiyorum. ama kişi başına tüketilen bira sayısının ortalaması 4'ü geçiyordu. mümessil artık dişlerini sahneliyor, sohbete "ama hocam"larla başlayan cümlelerle katılımda bulunarak, ortamdakilere yeni ısınmaya başladığının sinyallerini veriyordu.

    bir arkadaşımızın tayin olma hadisesinden bahsediliyordu. mümessil: "valla hocam benim de şirketin ankara'daki merkezine geçme durumlarım olabilir" dedi. o: "ama aşkım sen olmasan duramam ki buralarda"*

    göz göze geldik.

    özür diledi.

    gözlerim: ya bu benim içimde dolaşan da kimdir...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük