en kötü anlardan birileridir. özellikle eski sevgiliyle haybeye beraber olunmamış, bir şeyler hissedilmişse ortaya çıkabilir. şöyle ki, uzun ya da kısa bir süre beraber olmuşsun, ancak daha sonra iç ve dış mihrakların oyunlarıyla, kader etkisi veya gerizekalılığın yüzüne ayrılmışsındır.
*
bu anlar çok değişik anlarda akla gelebilir. mesela şehrin yaşadığın/dolaştığın/kullandığın bölümlerini değiştirecek kadar hatırlatabilir, ama bu daha çok eski sevgiliyi unutamamak durumunda ortaya çıkar. sonradan anlaşılan anlar ise, bu mekanlara gidersin sorun yoktur. ortak arkadaşlarla görüşürsün sorun yoktur falan ama bazen böyle hangi lodos getirir bilinmez, burna gelen bir anlık parfüm kokusu ya da akla gelen bir hatıra birden içine oturur, spazm geçirtir insana.
işte o an anlarsınız ki eski sevgiliyi unutamamışsın. "gözlerinde yaş, kalbinde sızı unutamadın onu". çok kötüdür lan. halbuki "bitti olm, iyi ki ayrıldım" dersin bir de normalde.
*
bir de unutamadığın eski sevgiliyle karşılaşmak vardır ki çok çok daha beter. of be!
birlikte dolaştığınız yerleri görünce aynı duyguları hissetmek, kitap okurken onu düşünmek kitaptan bir bok anlamamak, yeni sevgilinin yaptığı saçma bişeyin size onun ne kadar düzgün olduğunu hatırlatması, çalan bir şarkının onu size çağrıştırması, sözlükte bu başlığı görünce içinizin cızzz etmesi.
Gittiğin her yerde onu hatırlatacak anılar bulabildiğin, salak bi durumda bile bi anıyı hatırlayıp duygusala bağlayabildiğin anlardır. En acısı ise başkasının tenine dokunduğunda bile onu hatırlamak ve aynı hisleri yaşayamamak, aynı tadı alamamak anıdır.
bazen sadece bir parfüm kokusu bile herşeyi hatırlatmaya, içinizi sızlatmaya yeter. o an anlarsınızki unuttum dediğiniz zamanlarda sizde farkında olmadan kendinizi kandırmışsınızdır.