eski sevgilinin evli ve çocuklu olduğunu görmenize rağmen hiçbir şey hissetmediğiniz zamanlardır. bu kıvama gelmek ortalama 5 yıl sürer (benim takvimimde)
gördüğünde hiçbir şey hissetmediğin, mesaj attığında heyecanlanmadığın, sevgilisi olduğunda umursamadığın ve yavaş yavaş telefon numarasını unutmaya başladığın zamandır.
beraber dinlediğiniz şarkıları dinlerken sol tarafın acımıyorsa, içinden bi şeyler kopacak gibi olmuyorsa, aldırış etmiyorsan geçmiş olsun bitmiştir o eski sevgili.
Unutuldugunun degil onsuzluga alisildiginin fark edildigi anlardir. Eger adini duydugunuzda iciniz eskisi kadar acimiyorsa gulup geciyorsaniz alismaya baslamissiniz demektir.
vitrindeki gömlekleri yakıştırmıyorsan ona. Yani aklına gelmiyorsa en sevdiği renklerde. Bir mutluluk-huzur anında kendine sorduğun daha ne isterim sorusunun cevabına o diye cevap gelmiyorsa iç sesinden. Fakat her gelişme de kademe atladığını düşündürüyorsa sana. Doğrudur. Lâkin eskiden hatırladığın/yaşadığın şeyleri artık hatırlamıyorsan/yaşamıyorsan ve buna içten içe içleniyorsan. Bu unutmak değildir. insanlığının olmazsa olmazı "alışkanlık"ın seni alıştırmasıdır.
yolda karşılaştığınızda "böyle biri de vardı ulan" düşüncesine sevk olduğunuz zamandır. hele bir de yıllarca beraber olduğunuz adamsa o, bir an hafızanız zorlar sizi, anımsayamazsınız, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi. o kadar sıradan, o kadar boştur.