birlikte olduğunuz insanı tanırsınız blöf atıp atmadığını yapıp yapamayacağını bilirsiniz. ki gerçekten en yakın çözüm olarak görülebilir bazen size kendinizden vazgeçmek. ama o an sorarsınız kendinize..
"tamam mı yoksa her şeye, herkese rağmen devam mı?.."
bu soruya verdiğiniz cevaba, kendinize verdiğiniz değere ve karşınızdaki insanın yaptıklarına göre şekillenir hayatınız. önce "benim ondan başka kimseye verecek hiçbir şeyim yok" psikolojisine girersiniz. sevginizi, güveninizi ve boşa çıkan her şeyinizi sorgularsınız sonra devam etmeye karar verirsiniz. yaşanacak çok şey olduğunu hatta belki "yiyilecek çok kazık olduğunu" düşünür toparlanır, daha da güçlü bir şekilde hayatınıza devam edersiniz. bu arada kimseyle bi şeyler yaşamamaya çalışmanızı tavsiye ederim naçizane önerimdir. zira hayatınıza giren insanları harcarsınız bu dönemde sonra bir de oturur bunlar için üzülürsünüz hem de çok. mümkün mertebe arkadaşlarınızla eğlenin, dışarı çıkın, yiyin için gezin hayatınızın tadına varın. tek amacınız kendinizi mutlu etmek olsun. ve unutmayın ki şu hayatta kimse sizden kıymetli değil. kimse için kendinizden vazgeçmeye değmez -hele ki sizden çoktan vazgeçmiş biri için asla- hayat güzel, tadını çıkarın. emin olun her şey çok daha iyi olacak. gidenin yeri de elbet doldurulacak. yeter ki siz devam edebilin, yeter ki önünüzü görün.
yaşattığınız travma ile doğru orantılı olan çaresizlik cümlesidir.
abi/abla artık neysen bilmiyorum da, kadının da erkeğin de gururuyla oynadığında yapacağı şeyi kestiremezsin.
öncelikle düzgün bir insan olsan zaten böyle bir cümle duymazsın. medeniyet getirdiği görgü ve ahlak kuralları çerçevesinde ayrıldıysan rahatlıkla dönüp ardını gidebilirsin.
erkek ya da kadın fark etmez dedim. önce vicdanlı olmak gerek, günün birinde vicdanın şekillendirdiği adalet herkese lazım oluyor çünkü.
farazi blöf yaptığını düşündünüz ve önemsemediniz. kadın/adam intihar etti ve geriye bir mektup bıraktı. sizin adınızı yazdı. 3. sayfa haberi oldunuz.
ömrü billah yakanızdan ayrılmaz lan. yolda biri yüzünüzü hatırlasa yaşam sizin için ne güzel olur değil mi?
efendim?
Harbi kız/adam mı demiştiniz?
Yaşattığınız travmanın etkisinin ne olduğunu bilmeden atıp tutmayın derim.
Evleneceğim diye sevdiğin kadını herkesle tanıştırdın, kadın gitti başkasıyla beraber oldun ve bu duyuldu. ailen her ne kadar yanında olsa da hep o bakışlara maruz kaldıkça gözünüzün önüne gelecek çalışıyorsan iş yerindeki konsantrasyonun dağılacak işine veremeyeceksin kendini, belki de işinden olacaksın, okuldaysan derslerin aksayacak.
ya da kadınsın, birini sevdin evlenme hayallerine girdin, okulum bitsin, otum bitsin bokum bitsin evleneceğim dedin. kariyer bana lazım değil çocuk yaparak kariyer yaparım dedin. sevmişsin, eline namahrem değmemiş. sevdiğim adam bu diyerek beraber oldun. adam gecenin sabahında tweet atıyor sana "siktir git lan orospu karı, bana verdiğin gibi herkese verebilirsin bundan sonra" diye. ne anan baban, ne işin gücün okulun ne de hayallerin. dünyan başına yıkılmadı mı? bak bu sevdiğin adam bir de korunmadan ilişkiye girdiyse bu şekilde, geçirdiğin travma yüzünden bu aklına gelmeyebilir. bir baktın hamilesin? toplum olarak böyle şeyleri pek sevmediğimizden -sanki hepimiz ağaç kovuğundan çıkmışız ya- tu kaka gördüğümüz mevzuda bi aşağılama hevesine tutuluyoruz. haliyle sen evli değilken hamile kaldıysan bi başınasın. kimseye söyleyemezsin. bi an önce üstesinden gelmen gerekir. çekine çekine gidip söyledin adama ve "siktir git ulan kimbilir kimden peydahladın" diye başından savdı seni.
inanın o an ölmek size en kolay çözüm olarak gözükür.
örnekteki erkek kim diye sormanıza gerek yok. bilaare benim. nasıl atlattığımı bir ben bilirim.
benzer örneği geçen yıl bir arkadaşım yaşadı kadın olarak. hatun ölümü düşünüyordu ciddi ciddi. aylarca telkinde bulunduk "bi orospu çocuğu için değmez" diye, kendini rahat hissetsin.
o yüzden öyle boş boş konuşmayın, fake atıyordur falan diye. o aldatılmış/kullanılmış hissini yaşadığınızda tam tabiriyle dünyanız sikiliyor ölüm sizin için en iyi alternatif duruyor.