çocukluk aşkı, sevdim de. ayrıldık tabi sonra. rastgele bi' gün aynı şehire işim düştü, yaşım 19. karakolda haybeden bi' iş.
tam hatırlamasam da ehliyet için parmak izi falan herhalde. bekletiyo herifler, şerefsiz diyemiyom tabi, çay ısmarladılar.
ben de yaktım bi' sigara cama yasladım kafayı, öyle hatıralar falan. karakoldayız ya, fıtratında var bu işin. sanki mahpustayız,
eeeh götüm seni.
camdan dışarıyı kesiyorum işte, hava hafif serin, biraz da yağmur çiseliyo. o anda gördüm benim çocukluk aşkıyla, sevgilisi.
el ele eve doğru gidiyolar, dilime dolandı aptal şarkı tabi, ama nasıl ruhumun en ince yerine bile işlemiş mahpus kafaları.
o oksijeni soludum ya, müebbet psikolojisindeyim. nasıl bir drama, nasıl bi' eziklik, bi' tesbih eksik elimde. şeytan, lanet.
dolandı dilime şarkı, seni versinler ellere beni vursuuuunlar.
Genellikle pek hoş olmayan şeyler söylenir arkasından atıp tutulur şöyleydin böyleydin şöyle git böyle gel tarzında evet anlık bir patlamanın etkisiyle olur çoğunlukla ama yinede olmamalıdır, sonuçta bıçak yarası geçer,dil yarası geçmez diye boşuna dememiş atalarımız ve kesinlikle çok iyi demişler %9234982394 oranında doğru. *
"onunla hiçbir bakımdan uyuşmuyorduk, ama ne yalan söyleyeyim çok mutluyduk. yürümeyeceğini biliyorduk ama bu ikimiz için de çok güzel bir anıydı .beynimin en güzel yerinde kayıtlı, ben ölenekadar da silinmeyecek.