çocukluk aşkı, sevdim de. ayrıldık tabi sonra. rastgele bi' gün aynı şehire işim düştü, yaşım 19. karakolda haybeden bi' iş.
tam hatırlamasam da ehliyet için parmak izi falan herhalde. bekletiyo herifler, şerefsiz diyemiyom tabi, çay ısmarladılar.
ben de yaktım bi' sigara cama yasladım kafayı, öyle hatıralar falan. karakoldayız ya, fıtratında var bu işin. sanki mahpustayız,
eeeh götüm seni.
camdan dışarıyı kesiyorum işte, hava hafif serin, biraz da yağmur çiseliyo. o anda gördüm benim çocukluk aşkıyla, sevgilisi.
el ele eve doğru gidiyolar, dilime dolandı aptal şarkı tabi, ama nasıl ruhumun en ince yerine bile işlemiş mahpus kafaları.
o oksijeni soludum ya, müebbet psikolojisindeyim. nasıl bir drama, nasıl bi' eziklik, bi' tesbih eksik elimde. şeytan, lanet.
dolandı dilime şarkı, seni versinler ellere beni vursuuuunlar.