Deste deste gül topladım gül dalında bülbül nerde
Enginlere yelken açtım yelkenimde rüzgar nerde
Yaz güneşi kavururken iki damla suyum nerde
Sonbaharda akşam vakti erken çöken hüznüm nerde
Bulut beyaz umudum nerde
Çimen yeşil tutkum nerde
Dağlar yüksek gücüm nerde
Pınar soğuk coşkum nerde
Şifa bulmaz derde düştüm derdime dermanım nerde
Hiç kapanmaz bir yarem var yareme tek çarem nerde
Pamuk elli ninem nerde
Gül yanaklı anam nerde
Pembe beyaz bacım nerde
Yumuk yumuk kızım nerde
Yıllar önce telli duvaklı bana koşan karım nerde
Kah üzüntüm kah sevincim can yoldaşım kadınım nerde.
Umarım en az benim kadar mutlusundur falan derdim herhalde.
Zaten şu an ona bir şey deme dürtüsüyle değil de burada yazılanları okuyunca hissettiğim "aaaa yazık bee" duygusuyla yazıyorum. Ne çok nefret, ne çok kazık, ne çok tiksinti, ne uçlarda tepkiler. Eğer bunu bir çember gibi düşünürsek eğer Şöyle misler gibi de bitebilir bir ilişki, hani başladığı gibi. Öyle bitmediği durumlarda da bu eski sevgililere gösterilen nefretin asıl insanın kendisine Tahammül edememesinden kaynaklandığını düşünmeye başladım. Artık affedin o dönemki kendinizi, yanlış kararlarınızı, eğer gösterdiyseniz acziyetinizi. Kapatın şu sekmeleri tek tek abi bir salın. Mis gibi kendinizi sevince onun size zaten hiçbir şekilde bir şey hissettiremeyeceğini fark edeceksiniz. Şurada üç günlük dünyada Size iyi gelmeyen birini / birilerini de bu kadar önemsemeyin ne gerek var yani.
soydun soğana çevirdin bizi, o benden çaldığın paraları uygun bi yerine sok. kodumunun karısı.
bi de daha çok çalamadığın için türk düşmanlığı yapman herşeyin üstüne tüy dikti. duydum hepsini, arkadaşlarının hepsi bana ajanlık yapıyolar, haberin olsun. hele stefanie...kadın aşık bana resmen...sana çok yakın olmasa çoktan zikerdim onu...ben ona bişey söylersem, gidip sana yetiştirir diye arayı uzak tutuyorum...
Müstakbel karın evleneceğinizin reklamını yaparken sen kayıtsızsın utanma boşuna biliyorum nasıl birşeyle evlendiğini. Ve biliyordum attan eşeğe düşeceğini.