"Bir çok insan iki kişilik cennetlerinden aşağıya düşerler. Onları kimse aşağıya itmez, başlarına ne gelirse kendilerinden gelir. Bir çok kişi minik dünyalarından hiç ayrılamazken, verilen imkanı kullanamazlar. Hep Acı ve isyan olur dünyaya dönünce. Sonra gurur gelir ve tabii ki kendini beğenmişlik. En son nefret kendini gösterir. Nefret de aşka benzer. Çünkü iki insan birbirinden yeteri kadar nefret ederse bir yerden sonra artık birbirlerinden değil, bir üçüncü varlık olarak, nefretten nefret etmeye başlarlar. Aşk ile nefret arasındaki tek fark şudur; gerçek aşk çok azken, gerçek nefret için ruh ikizi olmaya gerek yoktur. Ama şurası kesindir ki bulutların arasından aşağıya düşen ve bunun için birbirini suçlayan iki insandan daha çok da kimse kimseden nefret edemez. Ama sonuçta ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar nefretle dolu minik dünyada sesleri duyulmaz olur."
sıkılgan bir insanın yaşayabileceği bir durum. bazen iki ay bile sıkılıp o insandan nefret etmeye başlamasına neden olabilir. ilerde ne kadar sağlıklı bir evlilik yapar bu durum hakkında uzun süre düşünmek lazım.
eger gerceklesmesi muhtemel bir şey ise aşık olmaktan daha avanjlı bir durum.aşık olupta ne olacak ki?ondan nefret etmek ona aşık olmaktan daha mı kötüdür?ne olursa olsun size daha az acı verecegi kesindir...aşık oldunuz beraber gecen güzel günlerin,ayların,yılların ardından gelen tokat gibi ayrılıgın ardından onun gözünde artık nesiniz?o sizin için hala gönlünüzün prensesi,hayatınızın kadını,çocuklarınızın annesi olmasını istediginiz kişidir.onu düşündügünüzde içinizi garip bir heyecan sararken acaba şimdi beni düşünüyomudur diye sorarsınız kendinize.onun baskasıyla birlikte oldugunu düşünürken kalbinizde hissettiginiz kelimelerin dahi tarif edemeyecegi bir acıyla gözünüzden gelen yasların hiç bir degerinin olmadıgını anlarsınız.unutucam yemin ederim ki unutucam dayanıcam dersiniz kendinize.çok sürmez bir kac dakika sonra kalbiniz o alaycı tavrıyla size yalan yemininizi hatırlatır ve tekrar umutsuzlukla içinizden geri dön çagrısı yaparsınız.siz bu acıları cekerken nefret etmeyi istediginiz kişinin bunları umursamadıgını anlarsınız.kendinize yöneltirsiniz o hain keskin bir bıcak gibi olan soruları.nasıl olduda beni unuttu?bukadar kolaymıydı?hani evlenecektik?hani bana söyledigi sözler?hani bana gitme hiç gitme diye yalvarısları?yalanmıydı bunlar yalan mı?...hala içinizden bir ses sizin kulagınıza fısıldar"belki bir gün".....
aşık olan insan ayrıysa tüm o yasam kaynagını birtanesini kaybetmişse hemde artık onun gözünde beyaz attan düşüp prensliğini kalbine saklanan bir ok yüzünden yitirmişse tüm bu acıları ceker.nefret etmek ona verilebilecek en güzel ödüldür.
zardanadama;
şimdi senin düşmanınım
mutsuzluğun mutluluğum
resimdeki gözleri oyup
başucuma koydum
bakıp bakıp tükürdüm sana seni unuttum
anlamama yardım ettin aşk yoktur
ve sarışınlar boktur şeklinde şahane bi şarkı yazdırmış bu bakımdan gözümde şahane bir hissiyat haline gelmiştir.
Küçücük sandığım onların dünyalarına ortak oldukça o büyüdü.
Artık acıyla ve isyanımla
Kimse beni duymasa da
Beni duymayanların arasında, çığlık çığlığa bağırıyorum…
Körüm ve hiç bir düğümü çözemem, onu bulabilsem de
Ki seni bulabilsem de seni, seni, sevemem artık..
Bu minik dünyada artık sesin duyulmaz, cismin görülmez oldu.
bizi bırakmak zorunda olan sevgiye kızarız çünkü o artık yanımızda olmayacak ve ona bidaha dokunamayacaz,sesini duyamayacağız,herhangi biryerde karşılaşmayacağız,yeri geldiğinde kaçamak bakışmayacağız.ONUN VARLIĞINI HiSSETMEYECEĞiZ......
eski sevgili adına bir çok başlık açılmışken bu da kusur kalmasın diyerek söze başlayalım, durum aynen şu dur sevgi insanın gözünü bazen kör ediyormuş, bir çok igrençliği kabul edip aslında size sevgi seramonisi gibi gelen şeyleri görmezlikten ya da farkına varmadan o insanla aynı ortamı paylaşmak, aşk bittikten sonra geriye kalanları düşünürken arkanda aslında koskoca bir iğrençlik tablosu bıraktığının farkına vardığını düşünüyorsun, eski sevğiliyle bir yerde karşılaştığında kendi kendine '' acaba ben bu insanı nasıl sevdim '' diye düşünmekten kendini geri alamazsın, bunu düşündüğün an aslında kör olduğunun farkına varmışsın başka söze ne gerek kalır ki bir daha karşılaşmamak umuduyla ayrılırsın yanından arkana bile bakmadan ...
nefret hala hislerin belli olunmasa da devam ettiğinin göstergesidir hala içinde bir hazmedememe durumu söz konusudur çünkü.halbuki eski sevgili hayattan tamamen atılınca ona karşı olan hisler nötr olmalıdır.ne sevgi ne nefret ama saygı her zaman yerini korumalıdır sonuçta bir şeyler paylaşılmıştır.tabi bu zamanla ilişkilidir.ilk ayrılınca kimse bu derece olumlu ve mantıklı düşünemez ama zaman geçince ve gerçek aşkını bulunca bal gibi de durum bundan ibaret olur *
ayrıldıktan sonra az buçuk arkadaş kalınabilmiş bi durumdayken ota boka karışma konusunda kendini haklı görmesi sonucu gayette oluşur bu nefret.
(nickte brian molko itafen ya angelic fruitcake yazmaktadır ve anlamı melek gibi homoseksüeldir.)
-nickinde bu yazan ne senin kime yazdın söyle
-noldu ki?
-söyle yoksa bi daha konuşmam seninle yüzüne bakmam
-oha! defol.
gibi çocukça konuşmalara sebebiyet vererek ve hayatından çıkmakla tehtit etmek gibi acizce bi eylem yaparak içindeki arkadaşça duygularıda öldürüveren bi durum.*