ona karşı olan sevgiyi atmadıysan hala içinde istediğin her şeyi at bir faydası olmaz ama ona karşı attıysan sevgiyi her şeyi sakla aynı şekilde bir faydası olmaz zaten boşver eskiyse artık sana bir faydası olmaz hatta zararı olur zamanını boşa ona düşünerek kafa yorarsın tabi alışıp uzun süre onunla birliktelikten sonra böyle bir şey gerçekleştiyse daha zordur insan için zamanla unutup gidiliyor ama.
pişman olacağımı bile bile bitirdim çünkü çok farklı çıktın olmazdı olamazdı sevmiştim ama bir yere kadar üzgünüm cidden üzgünüm senin adına değil kendim için üzgünüm ama bırakmadım verdiğim sözü hala tutuyorum tutacağım zaten.
bu arada verdiğin o meşhur olan bileğime taktığım tokayı attım haberin olsun.
Eski sevgili vasfini kazanan bir kisinin size aldigi hersey artik yüktür. Onlardan kurtulmak kisiyi hafifletir. Bir sirt cantam vardi onu ikinci el sitesinde cekilisle birine hediye etmistim. Cantam elazig yolcusu oldu... demek benimle olan suresini doldurmus baskasinin olmasi gerekiyormus. Tipki eski sevgilim gibi.
Onu sürekli anımsatıp, haleti ruhiyenizi bozmaya sebebiyet verecek objelerden kurtulma metodudur. Kaba bir tabir olacak belki ama (bkz: tavuk gider pisliği de gider).
Gereksizdir. Batı metafizikçileri gibi nesnelere kendinden anlamlar ve Kızılderili totemleri gibi anı tutuculuk işlevleri yüklemeye lüzum yok. Çağrıştırabilir, hatırlatabilir fakat onun yaptığı her ne olursa olsun armağan veya normal bir eşya; sırf bunu yaptı diye onun verildiği, kaldığı güzel zamanları yok sayarak bu muameleyi görürse oldukça küçük bir perspektiften bakıyorsunuz demektir.
Ben birkaç yıl önce bana alınan kupayı gibi saklarım. Her kahvemi onunla içerim. O kişi benimle değil, bazen duygulandırabilir ama bu o kupanın güzel zamanlarından bir şey götürmez.
Hayatta bir değerin, anlamın kendinden olduğuna inanmam fakat insanlar birleşir ve ayrılır. Bu tepkimelerden Dramatizasyon ve melankoli isyanla birlikte çıkarsa bu, yaşamı çok yanlış anladığınız anlamına gelir.
Bırakın ne unutmaya ne de hatırlamaya çalışın, var olmasına olabildiği kadar müsaade edin.
Zira bu tür şeyler, buz parçası gibidir; ne kadar sıkarsanız o kadar fırlar.