bir insanın bir zamanlar sevgilisi olan kişiden aldığı mektupları hatta bazı notları , hediyeleri yahut ona dair ve onu hatırlatan tüm objeleri sinirlenerek yakmaktır. hiç hoş bir psikoloji değildir efendim , şöyle ki;
bir hafta önce zat-ı alimi terk eylemiş sevgilimin ardından neler yapabileceğimi düşündüm, taşındım ve ona ait olan bütün eşyaları yakmaya, ortadan tam anlamıyla kaldırmaya karar verdim.onu hayatımdan çıkarmanın öncelikli yolunun bu olduğunu düşündüm.o`na ait hissettiğim bütün ama bütün herşeyi ortadan kaldırmalıydım, önce ona ait olan objelerden başlayıp devamında subjelere geçmeyi planlıyordum , ki dolayısıyla bu geçişin sağlanmasının en önemli aşaması önce somut şeyleri ortadan kaldırmaktır sevgili yazarlar.
önce bana aldığı o gerizekalı esprili bir kaç tişörtü elime geçirdim, tabii bunu yaparken hüzünlenmiyor değildim, dayısının oğlunun baskı makinesinde bana özel yaptırdığı "naber lan yarrram" yazan tişörte kısa süre bakıp sol gözümün kenarından akan bir damlacık yaşı sildikten sonra minik ve özel çekmecemdeki aşk mektuplarını, bana yazdığı kısa sözlerin ve yine kendi yazdığı şarkı sözlerinin olduğu kağıtları (ki rahat 3 tomar kağıt çıktı lan) poşetleyerek bir araya getirdim, daha önce yanımda hazır bulundurduğum çakmak ve çeyrek bidon benzini son kontrollerimden geçirdim.
evet, ona ait olan herşeyi ama herşeyi, beraber çektirdiğimiz fotoğrafları, tatilde aldığımız yastıkları hatta 2 hafta önce ben de unuttuğu iki paket milka çikolatayı ve yukarıdaki paragrafta bahsetmiş bulunduğum bütün mektupları, zarflarıyla beraber bir araya toparladım bütün hüznüm ve isyanım arasında.
sonra hepsini şömineye -şaka lan şaka şömineli bir evim yok ki benim fakirim ben- bütün yaz boş duran odun sobasının içine attım ( evet hala odun kömür sobası ile ısınıyorum, üstelik kovalı sistem),sobanın içini hatıralarla doldurmamla beraber benzini de fütursuzca üstüne döktüm ve çakma zippo çakmağımı çakarak içine attım ((bu sahneyi tarkan ın "sen üzülme" klibinden arakladım), önce bildiğin güzelce yanmaya başladı ancak sonra işler tahayyül ettiğim gibi devam etmedi, birden poff diye ses çıkardı ve alevler iyiden iyiye sobadan dışarı çıkmaya başlayıp hemen yanındaki çamaşırlığımda asılı olan pijamalarıma kadar yakınlaştı,ben de o panikle ananı sikiiiiiiim diye haykırarak banyoya koştum ve daha önceden ısıtıp banyo yapmak için kullanacağım ,kovaya doldurduğum suyu kapıp tekrar sobanın olduğu odaya girip sobanın üstüne boşalttım.
bütün bu olan bitenden sonra ağlayarak telefona sarıldım ve eski sevgilimi aradım ;
-hülyeeaaaaaaaa.... beni terketmeeeeee...seni çook seviyoooomm gerii döööön!!!
+öff cenk! geliyorum ama eşyalarımı almaya.. sonra yüzünü bile görmek istemiyorum!
-gelirken bi vileda sapı bi de ajax alsana eheee...
+...
yahu salla, eskidir canını yakmaz , aksine güler geçersin. çoğu kez herkesin başına gelir, abartıp bir gangster edasıyla öç alır gibi eşyalara bulaşmak hatadır.
ne gerek var efenim dedirtesi bi durumdur.
insanın bunlarla yaşamayı öğrenmesi gerekir sonuçta böyle bişey yapmaya kalkışırsam koskoca hardiscimi yakayım fotoları yakacağım diye 'hem neyi var gümüş küpelerin çokta yakışıyor bana' tepkilerinde bulunmamın kaçınılmaz olduğu kimi kitlelerce kabul görülüp uygulanan ritueldir.
eski sevgiliyi hala çok sevdiğinizi gösteren bir hareket olur.
eski sevgiliden geriye kalandan kasıt sadece eşyaysa ve yakınca eski sevgili unutulacaksa ne aladır. velakin işler her zaman böyle yolunda gitmez. sevginizin şiddetine göre eşya yakmak daha çok hatırlamayı ve pişmanlığı getirir. yaktığınız her eşyayla yanan bir yeriniz, parçanız olur.
tüm eşyalar yakılır ve yakılan tüm eşyalar özlenir. eski sevgiliyi özlemekken tek derdiniz artık o eşyaları da özlemeye başlarsınız. maazallah kendinizi yakarsınız.
velhasıl çare değildir gerçekten sevileni unutmaya eşya yakmak. tüm hatıralar da o eşya ile yanmayacaksa. duygular da küllenmedikçe. boşa uğraştır. gözünüzün önüne gelen sevimli surat ya da masum bakışlar gözünüzün önünden gitmez, sevgilinin size seslenişi kulaklarınızdan...
hele eski sevgili artık sevilmiyorsa * da ondan kalan eşyaları yakmak daha boş olur. zaten etraftaki diğer eşyalardan hiç farkı kalmamıştır ki onların... ***
ne gerek var çakmağa yada kibrite yazık ki kibrit kullanıosan muhtemelen kararsızlığın yüzünden bir kutu biter çakmaksa gazı biter. tam yakacakken hayallere eski günlere dalrsın mazallah yangın çıkar.
hepsi bir kutunun içinde 8 -9 yıldır duruyor. artık bir anlam ifade etmiyor niye duruyor onuda bilmiyorum. bir kez bir fotoğrafı yakayım dedim.. gerek yok dedim yeşilçam moduna girmeye yırttım sonra ne yapıyorum lan ben dedim.. bir kutuya kaldırdım ne varsa içine koydum daha da sevgilim olmadı o günden beri.
Sadece bir fotoğtaf kalmış, onu da yaktım.
Tek merak ettiğim şey var acaba şuan kabir azabı çekiyor mudur?
Bütün eti çürümüştür şimdiye. Bir yığın kemik yatıyor toprak altında. Mekanı cennet olsun, iyi kızdı.
bir sigarayı bile yakarken nerdeyse evi yakabilecek raddeye gelen ben için zor olan eylem(#18390819). bir gömlek ve atkı kaldı ondan geriye, ne yakacağım lan mis gibi giyerim.