terkedip pişmanları oynamak, terkedilip kendine yedirememek, ya da bazı ilklerin onda yaşanmasından dolayı tutku haline gelmesiyle vuku bulacak hadiselerdir.
hayatına giren her kişide ona benzer ufacık izler aramak, onu her görüşünde kalbin neredeyse ağzındaymışçasına çarpması bunun belirtileridir. unutamamaktan mı yoksa takıntılı olmaktan mı kaynaklanır bilemiyorum.
kabuk tutmaya başlayan bir yarayı her defasında kazıyarak kanatmaktır.
hani insan hangi düşünceyle uyursa o düşüncenin hayaliyle uyanır ya işte içinizdeki o düşünceyi öldürmeden o hayali de öldürmüş olmazsınız. o hayal içten içe sizi bir yarasa gibi kemirir. o kişi başka hikayelerin prens/prensesi olmuşken siz hala onu kendi hikayenizde içiniz acıyarak oynatırsınız.
Bir üst boyutu sevgili gibi takılınmış ama bir türlü sevgili olunamamış eski kırıkta takılıp kalmak olan acı durum ama yine de gururluyuz gençler, lütfen. Burnumuzdan kıl aldırmıyoruz.