henüz yeni "eski sevgili" ise, hâlâ seviyorsanız dokunur onlara bakmak. ama her baktığınız yerde de bir eşyasını, bilemedin hediye ettiği eşyayı görürsünüz. batar mı batar...
-bileklik
-hediye ettiği t-shirt
-hırkası
-fotoğraflar
-bir çanta mektup
içinizdeki herşeyi biirdikten sonra bir gece balkonda kurulan rakı sofrasında hepsi, yaşadığınız her gün yad edilir, tüm espiriler tekrar hatırlanır, gülünür, yaptığı kelekler hatırlanır, kızılır, tüm mektuplar okunur, tüm fotoğraflara bakılır, mektuplar yırtılır, tüm fotoğraflar yırtılır, hırkası, hediye ettiği t-shirt ile birlikte bir poşete konur ve uzaktaki bir çöp kovasına atılır. artık herşey bitmiştir.
Yazdığı sayfalarca yazılar, Aldığı çiçekler tabi artık kurumuş bir şekilde vs. ama dönüp okuduğumda dengesizliğinin hat safhaya geldiğinin kanıtını da gözlerimle görmüş oldum çünkü o zamanla bu zamanın arasında dağlar kadar fark vardı ki kendi de kabul ediyordu dengesizliğini. Öyle de olsa yine de saklarım hepsini.
ilk zamanlar görmek istemezsiniz. bir yerlere kaldırırsınız ama atamazsınız aradan zaman geçtikten sonra gözünüze ilişir o günler akla gelir hüzünlenirsiniz. kıyafeti kaldıysa koklarsınız, kokusu gitmişmi diye. kokusunu alırsanız o anlık mutlu olursunuz. sonra yeniden neden ayrıldığınız akla gelir normal hayatınıza devam edersiniz.
ayrılık sonrası toplaması acı veren, yok edilmek üzere gözden ırak bir yere kaldırılan, atılması zaman alabilen ama atıldığında hafiflik hissi veren nesnelerdir. içindekiler kısmından örnekler için; fotoğraflar, yazdığı minik notlar, birlikte gidilen sinema biletleri, birlikte yapılan yolculuk biletleri, zamanında elleriniz üşümesin diye hep yanında taşıdığı eldivenleri, günlük.
çöpe atılması farz olan eşyalardır. öyle romantizme kapılıp da saklamanın bi' alemi yok. eskimiş, bitmiş, gitmiş. o kim bilir kimlerle gezip tozarken biz hala ondan kalan eşyaları saklıyorsak bir yerlerde hata var demektir. aman dikkat, hemen silkelenmek ve kendimize gelmek gerek.
en basitinden bir mektubu koklayacak kadar sapıtmadan önce kurtulunması gerekendir. ama derseniz ki ben onu hiç hatırlamam bana hiç koymaz onun varlığını hatırlamak -ki imkansızdır- birlikte mutlu mesut yaşanan eşyalardır.