Hakkında söylenen hiçbir şeyin saçma olmadığı, olamadığı insandır eski sevgili. Konu o olunca hisler saçmadır; deniz kenarları, günbatımları saçmadır. Gülümseyerek hatırlanan kavgalar, dehşetle fark edilen yanlışlar, ağlatan tatlı anılar...
birlikte yaşadığınız dairenin posta kutusuna gelen faturaları dahi özler olursunuz. Zihninizden uzaklaştırmak istedikçe hatıralara sürgün edilirsiniz. Bir kitabın arasından kuru bir yasemin çıkar. Ciğerleriniz sevgili kokar.
sevişmeyi olmasa da onunla sevişmeyi özlersiniz. Salt tek vücut değil tek ruh olup onun gördüğü gibi bakabilmeyi, düşündüğünü söyleyenilmeyi. her hücresini kendinizinkilerle eşleştirebilmeye özlem duyarsınız. Neresi olduğunu söylemeden ağrıyan yanınızdan öpüşünü istersiniz.
bir aşama ki sadece yanımda olsun dersiniz. Burada olsun, yatağın sol tarafında uyusun. Ben yine ben olurum. Gece lambasını kapatmak için tartışırız. Kitap okutmam sana hem saçlarımı da toplamam.
Bana yaptığın yemekleri çok özledim sevgili eski sevgili. Şimdi çok uzaktasın, bana çok uzaksın. Ülkeler keşfettiğim teninden daha beyaz bir ülkede aydınlık bir gökyüzündesin. Gözlerin daha aydınlık. Sigara dumanını üflüyorsun havaya, altında öpüştüğümüz elma ağacı öksürüyor. Ben buradan öksürüyorum. Sana içme şunu diyen kimse yok. Burada da kimse yok.
Bir bütünü ayırmak iki kırık parça yaratıyormuş. Aynı yerden kırılmayan insanlar birbirini tamamlayamıyormuş. Yontuyorlarmış sadece kendi doğrularına göre. Hiç köşem kalmadı. Sahi, nereden kırılmıştık biz? Çünkü öpsen geçecek gibi, fransız olmasam bile.
ingiltere, manchester. ingiltere de kebapçi bulup onun kaldigi eve yollamak.
beklemek, 6 ay beklemek. tango, viber, skype. "ben seni duyuyorum, sen beni duyuyor musun?"
umutlanmak. geleceğini bekleyip hayal kurmak, yapilan planlar gerceklessin diye hayal kurmak ve birlikte kurulacak hayat icin ev eşyası almaya başlamak.
hiç bir şeyden memnun olmamak
lüks mekan delisi olmak
devamlı başkalarının hayatlarına özenmek
aklı havada olmak
devamlı sürpriz beklemek
saçma takıntıları olmak
herşeyin değerini para ile ölçmek
gösteriş budalası olmak
200 metrelik iş yerine taksi ile gitmek
iki günde bir kavga çıkarmak
kafasına takacak bir şey bulmak
mantıklı davranamamak
milletin empoze etmeye çalıştığı şeylere çok kolay inanmak
ayrıldıktan sonra;
kafanın rahat olması,
her ay maaşın yüzde 80'ini artırmak
BMW alacak para biriktirmek
tüm akrabaların ve arkadaşların ayrıldık diye mutlu olması
huzur
aylardır kimse ile kavga etmemek
akla gelince üzülmek
akla gelince özlemek
canının istediği gibi yaşamak
hayatını düzene sokmak
ara sıra tekrar barışma fikri aklına gelmek ve üstte yazdıklarımı hatırlayıp kendini frenlemek