zaten kendilerini belli etmişler, "eski marksist" demişler kendilerine. "yeni marksistler" olarak biz de akp'ye çok daha uzağız. liberaller bilsinlerki, kendi çizgilerinin solla yakından uzaktan ilgileri yok. kendileri solun halktan kopmasına sebebiyet vermiş kadrolardır, o nedenle en iyi yaptıkları işe, üniversite hocalığına geri dönsünler.
okunmadan eleştirilmemesi gereken röportajın manşeti.
sadece birkaç dakikamı alan okuma eylemi sonrasında murat belge'nin umudunun hala solda olduğunu, akpartiyi destekleyen herhangi bir söylemde bulunmadığını, sadece chp ve akp arasında akp'ye daha yakınız söylemiyle, chp'yi eleştirdiğini anlayabilirsiniz.
madem fikir sahibi değilsiniz, üstüne verilen linki tıklayıp okuma zahmetine de katlanmıyorsunuz yorum yapmayın o zaman.
-abi biz eski marksistler olarak akp'ye çok yakınız.
+döneksiniz yani.
-öyle de, bizim söylediğimiz gibi söyle sen de. kulağa daha hoş geliyor 'marksist' falan..
akşam gazetesi'nden nagehan alçı'nın radikal gazetesi yazarı murat belge ile olan röportajında murat belge'nin söylediği söz, bu cümle de böylece tarihe geçmiştir..
"Eski Marksistler AKP'yi destekliyorlar mı?" gibi bir sorunun karşılığı olarak
"Yol olarak evet. AKP ve CHP arasında AKP'ye daha yakınız. Bir de tabii şu anda bir sol yok." gibi bir cevap verilmesine karşın manşetleri okumakla yetinen türkiye halkı sayesinde haber olmuş akşam gazetesi manşeti.
eski marksist olduğunu söyleyerek, kişinin aslında hiç marksist olmadığını gösteren açıklama. eski marksist lafı, nazilerin nasyonal sosyalistiyle aynı kapıya çıkıyor.* açıklamayı yapan gazeteci yazar, "faşizme karşı demokrasi" diyor. peki bu ne demokrasisi, kimin demokrasisi açıklamıyor. marksist kavramı bir takım tutmak gibi, sonradan değişebilen bir kavram değildir. eğer kişi bu tutumundan dönüyorsa, o hiç bir zaman marksist olamamıştır. marksist demek, ideolojinin ekonomi, politika ve felsefe ayağını tamamen benimsemiş, materyalist kişi demektir, herkesin marksist olamayacağı gibi, "kahrolsun abd emperyalizmi" diye bağıran herkes de marksist değildir.
bu marksit denilen ucubeler bu ülke başına her dönem bela olmuştu ve bela olmaya devam etmekdedir! şimdi de ılımlı islam yaratıkları(ılıman iklim müslümanları) ile kol kola girmiş geçmişin hesabını türkiye cumhuriyetinden sormaya çalışıyorlar! bu eski marksitler diye tanımlana ucubeler şimdi daha da güçlü, nedeni ise cepleri para gördü çarıklıların! mesela bunlardan biri de kanal 24'ün sahibi! heytt bea ne günlerdi "kahrolsun abd emperyalizmi" diye bağırdığı, ablukaya aldığı okuda çatıştığı polis-jandarma aklına geldikçe kanal 24'ü kendisine armağan eden recep teyyip erdoğan hatırlar ve gözleri dolar, minnet ve şükranlarını sunar başbakanına! bu komünist bozuntulardan ne geçmişte fayda gelmişti ne de gelecekte fayda gelecektir.
mahalle sosyoloğu olarak "vay satılmış pezemeeenk!" diyerek derin bir şekilde irdelenmesi gereken, ve adamın bunu demesinin tek sebebinin iktidara yalakalık olduğunu ifade edip bir sonraki bilimsel çalışmaya geçmek için yanlız bırakılması gereken ifadedir.
türban , çankaya ' da türban gibi konularda mevzubahis destek anlaşılabilir ve özgürlükler alanında kendi içinde tutarlı bir yorum olarak kabul edilebilir,
fakat bu açıklama özelinde, yukardan kurulduğunu iddia ettikleri cumhuriyet - ki doğrudur cumhuriyetimiz yukardan aşağı kurulmuştur, her cumhuriyet gibi -
alternatifi olan meşhur ikinci cumhuriyet in hangi taban demokrasisi enstrümanlarıyla, hangi demokrasi mücadelesi geleneğiyle kurulacağı bir türlü açıkça anlatılamamıştır bu meşhur eski marksistler tarafından.
belki de meşhur avrupa birliği kriterlerinin de yukarıdan aşağıya karakteri engel olmaktadır bu bulanıklığa.
