Çocukken annem çok fakir bir bölgede ebeydi. Eski formalarımı,ayakkabılarımı,gömleklerimi vs. ordaki fakir çocuklara verirdik. Benim artık değersiz gördüğüm eşyaların onların duygu dünyalarında bıraktığı etki bana mutluluğun ve o mutluluğun sebeplerinin göreceli meseleler olduğunu öğreterek onlardan daha çok yardım etmiştir. Ayrıca yardım etmenin ve diğerlerini mutlu etmenin ne kadar büyük bir mutluluk ve duygusal tatmin olduğunu da öğretmiştir. Herhalde bu gibi olaylar olmasaydı yardım etmeye ne kadar ihtiyacımızın olduğunu anlamaz sanal mutlulukların insanı kendine yabancılaştırdığı bir dünyada hep bir fazlasını isteyen zavallılardan biri olurduk.
Avrupada sıkça yapılan devlet tarafından yardım amaçlı her mahallede özel elbise ayakkabı bırakma konteynerleri bulunan bizlere örnek teşkil edebilecek
davranış.
GENELLiKLE YA KARDEŞiME YADA KUZENLERiME YOLLADIĞIM ELBiSELERDiR. YIRTIK OLMADIGI SÜRECE BAŞKA BiRiNE YOLLARIM. EVDE ÇÜRÜYÜP GiDECEGiNE BiR iŞE YARASIN.
eskiyen eşya oldukça yaparız. Kapı önüne bırakır paylaşırız ayrıca bir arkadaş sadece solcular yapar sağcılar ırk sorar demiş ya ben de sağcıyım ne ayak?
Çok güzel bir paylaşımdır. Sokakta onca çocuk var ayaklarında dogru düzgün ayakkabı olmayan,kirli yırtık kıyafetlerle dolaşan, belkide soğuk bir kış gününde ısınacagı bir montu olmayan. Nedir yani sana olmayan, aldığın sonradan beğenmeyip giymediğin veya eskimiş fakat hala kullanılabilir durumdaki kıyafetlerini paylaşsan. Dolapta durunca daha mı iyi oluyor?
Paylaşın, paylaşalım..