"keşkeleri ve " iyi ki" durumlarını barındıran hissiyat. çok özlüyorum, bende özlüyorum ama bir o kadar da özlemek istemiyorum artık. özledikçe, bugünlerin konsantrasyonu dağılıyor. devamlı bir kıyaslama oluyor. eski günleri getiremiyoruz, ama "o eski biz" olmakta da zorlanıyoruz. zorlanırız yani. her şey değişiyor. bakış açıları, hayatın getirisi, biz, tanıdıklarımız. herkes. değişen zaman en masumu aslında.
bence özellikle seksenler ve doksanlar en çok özlenen zamanlar. çünkü dostluklar, arkadaşlıklar, akraba ilişkileri daha güzeldi. şimdi üç muhabbetten ikisi maddiyat üzerine kurulu. senin araban kaç model? evi kaça aldın? vs.
Ulan biraz önce gözümde çocukluğum, top oynadığım zamanlar, mahalle abilerinin gidip metin2 attığı, komşu evinde gidip gta vice city oynadığım, taso satın alıp deli gibi oyuncu kartı satın aldığım, arkadaşlarımla hep beraber cs 1.6 attığım, cips çikolata yiyip tek derdimin "karne günü eve nasıl gidecem lan babam ağzıma s*çtı yine." dediğim zamanları özledim. Komşu ilişkileri, düzenli gidilen akraba ziyaretleri, anneden gizli kaçırılıp yenilen o börekler, pastalar.. Uzun otobüs yolculukları, okuldan eve dönerken kullandığım o yol, aşık olduğum kız. kışları yapılan o kartopu savaşları. Eski dostluklar..
Bugünlerimiz çok güzel olsa eskiyi neden özleyelim.. Özlüyor insan. Yaktım bile.
Sabah olur; bağrışlar, çağrışlar... Yatağında zıplayan biri.
Okula gidersin içtiğin kahve sigara bile bambaşka.
Çanakkale'nin rüzgarındaki sakinleştirici koku.
Akşamları cafe-barlarda eğlenceler şarkılar türküler.
Gece 2 olayları.. Zır Zır ağlayan kadınlar.. Birbirine teselli veren, birbirine sımsıkı sarılmışlar. Her günüm her gecem böyle geçseydi de o eski günleri özlemek diye bir entry girmeseydim.