her geçen gün katlanarak artanından duymak hem de. gün geçtikçe refaha erseniz bile çocukken çektiğiniz geçim zorluğunun dahi samimiyetini ararsınız. ararsınız da ararsınız işte, geri gelmeyeceğini bildiğiniz hâlde. belki bir umut, rüyalarıma girer de tekrar inşaat straforlarından silah yapıp boş arazilerde, arkadaşlarımla birlikte kurtlar vadisicilik oynarım yine diye iç geçirirsiniz.
Yaşamınızdaki her şeyin giderek boktan bir hâl almasıyla yaşanan durumdur. Kişi farkeder ki aslında geçmiş yaşantıları huzurla doluyMuş. O yüzden şimdinin kıymetini bilmek, ve her şeyin daha kötüye gidebileceği ihtimalini de göz ardı etmeden yaşamak gerek. Çünkü her şey iyi olacak inancıyla yaşadıkça karşılaşılan tek şey hayal kırıklığı olacaktır.
keşke çocuklugumuza geri dönsek keşke ateri pokemon dijimon kartlarımızla memoli tasolarımızla misketlerimizle oyunlar oynasaydık dizlerimiz kanasaydı akşam ezanına kadar maç yapsaydık ah eski güzel günler aylar yıllar bu kadar hızlı geçmemeli.
isviçreli bilim adamlarının norveçli balıkçılar üzerinde yaptıkları bir deney var. 100 tane çocuğa 12 yaşındayken '' ailenizden şiddet görüyor musunuz '' diye soruyorlar. 100 çocuktan 66 tanesi '' evet '' cevabını veriyor. aradan 30 yıl geçiyor. çocuklar büyümüş, hepsi birer norveçli balıkçı olmuş. bu sefer '' çocukken ailenizden şiddet gördünüz mü '' diye soruyorlar ama bu sefer cevaplarda bir farklılık oluyor. evet diyen kişi sayısı 27 oluyor.
şimdi bunu neden anlattım ? beynimiz geçmişte yaşadığımız kötü anıları bize unutturuyor. eski günler aklına geldiğinde hep iyi anılar aklına geliyor. aslında eskiden de hayat boktandı, şimdi de boktan.
Ben çok guzel bir hayat yasadim lan. Simdi işe git gel bira iç sörf yap motora bin sekkinde siradanlastirdigim bir hayati kaldiramiyorum hic aksiyon yok amk. Her sey sinirli. Su isi guc bir halledeyim yine gece hayatinin hizli cocugu olarak tum istanbul u anlatacagim. Simdilik englishman in new york sarkisindaki donuk suratli beyaz somurgeci ingilizler gibiyim. Ingizlerden de nefret ederim.
Eski sevdigim ile birlikte el ele dolaştıgımız birlikte çocukca körebe oynadıgım sahilde onunla ilk öpüştügüm el ele tutuşup sahili seneleri özledim şu devirde en güzel çift bizdik birbirimize şakalar yapar gülerdik birimizin derdi oldugunda beraber aglardık ah o güzel günlere geri dönsek tekrar ona aşık olsam.
aslında bir yanılsamadan ibarettir, çünkü bugün özlemle andığımız eski günleri, ki çok azı hariç yine daha eski günleri özlemekle geçirilmiştir. yani hep kendimizi kandırıyoruz.
Icinde bulundugumuz gunlere de gelecekte ozlem duyacak olmamiz ve bu gunleri de gecmise ozlem duyarak geciriyor olmamizdan anlasilacagi uzere, hic bitmeyecek kisir dongu.
sürekli eski günleri akla getirip iç çekme durumudur. şimdi düşünüyorumda eskiden her şey, herkes samimiydi. şimdiyse insanlık öldü. sokagın ortasında kavga olsa kimse sikleyip ayırmaz aman bişi olur diye. ne günlere kaldık.