orta yuvarlağın rakip yarı alanına bakılan diliminde topa sahip olunduğu anda parmağın bir refleks sonucu w tuşuna klavyeye gömercesine basarak şut çekilecek uygun pozisyonu titreyek yakalamaya çalışmak, o anlatılmaz yaşanır oyunda her zaman beklenen an idi; hele top bergkampta ise... w tuşu ile ivmelenip oyuncumuzun adelelerinde toplanan adrenalinin d anında patlamaya dönüşmesi ve topun gidişini çırpınan bir kuş gibi atan kalbin göğüs kafesini parçalayıp dışarı çıkmak istercesine bir halde izlemek...
t tuşu zemini koyu-açık şeritli, y tuşu ise dümdüz tenis topu yeşili yapardı. ama tarihte hiçbir tuşun w kadar önemi olmamıştır; cem yılmaz'ın hayalinde olduğu gibi hatunların sudan çıkmasına sebep olan jakuzi tuşu dahil..
az sonra d tuşuyla şut oluşumunu başlatacak olan bünyenin deparlara gark olmasını sağlayan tuştur w tuşu. candır. d tuşuna az basar, şutunu çekersin, s tuşuna az basar pasını verirsin, a tuşuna az basar ortanı yaparsın (veya kayarsın)* ama boş alan buldun muydu parmağın sürekli w tuşundadır. hele ki bir kontratak halindeysen, yardırıyorsan, mors alfabesi kodlar gibi basarsın w tuşuna, klavye pişman olur, yeşil sahalar ağlar şerefsizim.
şu anki fifa serilerinde de kaybolmamış olan önemdir. sinsi gibi ileri fırlayan ibrahimovic gibi öküz bir forvetin koşuyoluna atılan pas, muhtemelen gol olacaktır, o yüzden doğru kullanıldığında etkilidir epey. şutu çekecek olanın sabri sarıoğlu olmamasına dikkat edin yeter.