Günlük tutmayı pek beceremem, yıllardır bir türlü alışkanlık edinemedim. Ama defterlerim vardır benim. Zamanında kim bilir hangi ders için almışımdır ama hiç o ders için kullanılmamıştır. Bir sayfasında bir şiir yazılıdır, diğerinde bir şarkı, bir başkasında belki bir hayal, bir hatıra ya da çizilememiş bir resim. Doğaçlamadır her şey, tıpkı hayatın kendisi gibi. Hiçbir şeyi planlayarak, düşünerek yazmadım bu defterlere. Dersten sıkıldım ve o an ne hayal ettiysem ne hissettiysem onu karaladım. Pencereden dışarı baktım yağmur bana kimi hatırlattıysa ona seslendim sayfalarından.
işte arada bir açar bakarım bu eski defterlere. Her açtığımda, her sayfalarında gezdiğimde o günlere giderim. Yüzümde tuhaf bir gülümsemeyle şaşarım yazdıklarıma. Yanımda biri varsa bazen gösteririm ona da. Hep bir umutsuzluk vardır yazdıklarımda, sanki hiç yarın olmayacak, güneş doğmayacak gibi yazmışım. Ama dönüp baktığımda hep de üstesinden gelmişim bir şekilde. Gerçekleştiremediğim hayallerle dolu sayfalarının dışında, kırık dökük yaşamışım hayatı ve bugüne ulaşmışım.
Hani bazı şarkılar vardır, tam zamanında çalmaya başlar. Bazı hatıralar vardır, hiç hesapta yokken çıkar gelir aklına. Bazı hediyeler hiç beklemediğin bir anda eline geçer tekrardan. Her şey o an içindir sanki yıllardır. Elindekiyle kalakaldığın an anlarsın. Bazı insanların tam da kalması gerektiği an gittiğini. En çok muhtaç olduğumda gidenlerden ya da aslında hiç gelmeyenlerden kalanlarla doldurmuşum ben de bu defteri. Ara ara açar okurum böyle duygulanırım yok yere. Unutmaya kıyamadıklarımı hatırlarım. Acılarımla var olduğumun farkına varırım. Ve her acı biraz daha olgunlaştırıyorsa eğer insanı, ben artık büyüdüm anne diye bitiririm bu yazıyı da.
geçmişle yuzlesebilen insan,
ve kendinin yargilayabiliyen insan,
kendi hakimi, savcisi, saniği, avukati
ve cellati olabilen insan
olgun ve gercek insandir
kormayiniz eski defterleri aciniz