geçen yaz gittiği bir kafede yan masada oturan sanatçı hümeyra'nın bir arkadaşı ile yaptığı sohbeti dinleyip bunu gazetesinde magazin haberi yapan sözde gazeteci.
isin karaca'nin kocasini elinden aldigini iddia eden kadin. kendisini öyle tanidik ve bildik.
en son yaptigi program olan söylemezsem olmaz' da hergün izliyordum, baktimki kanka, panpa muhabbetleri var biraktim izlemeyi. hep ayni kisiler baglanir programa, bunlardan bazilari burcu esmersoy, Cenk eren, özge Ulusoy, bülent Ersoy yanliz o baglanmaz genelde hep kankasi oya'nin laflariyla hatirlanir. yani genis bir kitleye hitap edememekte ve gayet düz Mantik bir programdir. ayrica orda bu haberler var diyip gazetede istedigi haberi insanlara sunun kisiler toplulugu, birde ordaki var misin yok musun gizeme ayri bir parantez acmak gerekir. vitrin süsü olmaktan baska özelligi var mi diye düsünüyorum bazen? Mert ögün ise tam bir maco örnegi. kisacasi o program olmamis.
gayet güzel bir program olan her şey tadındada bir aldatma konusu konuşulurken,
"demek ki neymiş her kadın aldatılırmış çünkü bu erkeklerin doğasında var"
cümlesini sarfedip inatla savunması içimdeki feministi delirtmekle kalmayıp kendisinin
fena halde aldatılmış ve acısını kompleks haline getirmiş kadın olduğunu belgelemiştir.
kendimi tutamıyor ve;
esin hanım, aldatan erkeklere bahane bulmak aldatılan kadınlara mı kaldı?
diye seslenmekten kendimi alamıyorum.
benim dikkat ettiğim günümüzde magazincilerin hepsinden farklı olarak saldırmıyor, terbiyesini bozmuyor, bir magazinci daha ne yapsın? Boş işler müdürü olarak adlandırılıyor ama birilerinin o işi de yapması lazım sanırım, bu kadar insan magazini merak ettiğine göre. Fiziğine laf etmek kötü, o güzel olduğu için orada değil, magazin dünyasını bilmiş tanımış, her yere giriyor ondan orada ayrıca et bebeklere benziyor bence sevimli yani...
sağ kolundaki dövmesini göstermek için kışın gününde kısa kol gezmezse bu abla yazarlığı bırakırım. ne bu ya tek dövme sende mi.yuh artık sıkıldık dövmesini görmekten.
televizyona çıkınca konuşma biçimini değiştiren ve farklı biriymiş gibi davranan kadın.
(hülya avşar, gülben ergen, tuba ekinci arası bir konuşma tarzı)
bu sabah her şey tadında programında yine büyük bir gafa imza atttı.
''türkler verdiği sözü tutmaz'' dedi. hangi sözü verdik de tutmadık?
esin hanım bu tip konularda genelleme yaparak hep hata yapıyor ve ne yazık ki akıllanmıyor.
bilmişlik taslıyarak cehaletini her programda tasdik ediyor ama bir dur diyen maalesef yok!
esin bitmiş magazin dünyasında yokluktan ortaya çıkan biridir.
bu tip insanlar nasıl böyle yerlere geliyor al işte sana örneği dediğim kişidir. böyle yerlere demişken geldiği yerde de birşey yoktur ya aslında neyse. ona buna laf yetiştirerek, sermayesi dedikodu olan bir işten para kazanıyor. lise mezunu esin övet teyzemiz parsayı topluyor, masterlı , bilmem kaç dil bilen gençler bakıyor. kadın bir de kendine asla laf söylettirmiyor.
habertürk magazin yazarı. rahşan gülşan - müge anlı karışımı bir şey. gazetede "şurda şu kişiler şu saatte şunu konuştular, şunu yaptılar" türü boş bir köşesi var. kadının işi bütün gece o bar senin, bu kulüp benim gezip, insanların naptıklarını gözlemleyip, yazmak.
son zamanlarda tv'ye de çıkmaya başladı kendisi. her sabah türkmax'taki her şey tadında isimli programda çıkıp, günün dedikodularını yorumluyor. bunu yaparken de öyle bir ciddiyet, öyle bir hava takınıyor ki, sanki o esnada dünyanın geleceği hakkında hayati kararlar veriyor. son derece suratsız ve "ayhh o bnm kankitom ona laf ettirmem, şöyle de böyle de, o işin aslı şu ben en doğrusunu biliyorum, onun haberini ilk ben yaptım" şeklinde konuşup duruyor. gerçekte nasıl bir insan bilemiyorum fakat ekrandan çok itici. keşke hiç tv'ye çıkmayıp, sadece köşesinde yazsaydı.
