Basma bu eşikte benim kalbim var,
Kalbim ki bir uzak hayale ağlar
Kıskanç bir büyüdür bana uzletim
Zâlim arzularla tutuşan etim,
Her akşam bir çarmıh olur ruhuma
Ben de bilmem nasıl diner bu humma;
Saatler işkence, günler cellâdım,
Ne ben yanlızlığa bir lâhza kandım.
Ne de yalnızlığım benden usandı.
Tahtayı kurt oydu, taş yosunlandı,
Yabanî otlarla örtüldü duvar;
Mermer havuzlarda köpüren sular
Kâh bir ayna oldu kamaşan güne,
Kâh bağrım açıldı bütün hüznüne
Ufukları sarsan geniş rüzgârın
Benden sor sırrını bu boş yolların
Benden sor ve benden dinle akşamı..
Bu yekpare akis, durgun, derinden...
Her aynada yalniz kendi görünen
Bu yüz ve sifasiz yüzü esyanin
Kendi cevherinde mahpus bir anin
Dagittigi dünya hep yaprak yaprak,
Dalgin, unutulmus sesleri uzak
Bir uykudan bana tekrar dönenler,
Icimde, disimda hep ayni cember.
Bin elmas parilti oyun ve halka
Kücük ve hic degismez dalgalarla
Bende bana mechul aksamlar yoklar.
Gülen ve gömülen gölge ufuklar
Acayip davetlerin rüzgarinda
Her lahza yine kendi sularinda...
Uzakta, aya cok yakin bir yerede,
Cilgin ve muhtesem harabelerde,
Büyük sukutlarin firtinasi var.
Mermer duvarlarda kirilmis sazlar,
Cok genc ucusunda ve hangi hasin
Yildiza gülerek carptigi icin
Alninda bir siyah nokta geceden
Kovulanlar isik bahcelerinden,
Bu ciplak, ümisiz ve saf duada.
Ve bir kadin beyaz, sakin büyülü
Gögsünde kaniyan bir zaman gülü
Mahzun bakislarla dinler derinde
Olup olmamanin esiklerinde
Garip telasini binlerce fecrin
Ocaginda nezir güvercinlerin
Hülyam o kivilcim ve kül yagmuru
Cirpinir bu beyaz mahsere dogru.
Ey hic sasmayan göz, büyük büyük atmaca
Gölgesi günesin üstünde ucan
Disi kuyrugunda ebedi yilan,
Ve üstüste rüya.
Bir ses yavasca,
Bir ses, bin uykudan mahmur ve zengin
Zümrüt usaresi maviliklerin
Sularin üstünde arar kendini
Yoklar, ömrün bütün sahillerini
Cizgiler silinir, ufuk bir beyaz
Cin Kasesi olur, toprak, yosun, saz
Hep birden tutusur, narin kemerler
Alevden sütunlar, altin mücevher,
Ah bu cilgin yagma.. Orman catirdar
Ve ciplak aynasi ufkun tekrarlar
Büyük masalini aydinliklarin
El ele bir oyun bugün ve yarin
Bütün pinarlara kostum cevap yok
Tekrar bana döndü her attigim ok
Her ciglik önümde tutustu yandi
Tahtayi kurt oydu, tas yosunlandi,
Yabani otlarla örtülü duvar...
Ilhamli cehresi hilkatin sular
Kac kere degisti önümde böyle,
Birbiri ardinca gün ve mevsimle...
Ve kac kere bahar güldü derinde
Güllerin kanayan bekaretinde
Taze gülüsüyle topragin suyun...
Tilsimli kadehi her susuzlugun
Ey safakdan, sirdan, arzudan hayal
Yildizlarin bize ördügü masal
Kac kere yarattim tenhada seni
Beyaz kollarini, sicak buseni...
Bakisin, gülüsün nes`en ve hüznün
Ay altinda bir gül nagmesi yüzün...
Evet cok bekledim, kac kere hazan,
Dinc atlar kosturdu bos ufuklardan
Yeleler alevli, agiz köpüklü,
Bulutlar bir kanli hiddetle yüklü
Gectikce batiya dogru önümden
Zalim ümitlerle ürperirdim ben,
Duyardim uzlette her an bir yeni
Alemin yikilip devrildigini
Cilgin mahserinde ses ve renklerin...
Benden sor sirrini mesafelerin
Benden sor benden dinle aksami...
Rabbim bu sonsuzluk ve onun tadi...
Bir ses yavasca der, birak yalvarsin,
Hayat bu kapida.. ne cikar varsin,
Nakislar gülmesin beyaz tasinda
Ölüme benzeyen bu sonsuslugun
Caglayan hayaller yeter basinda...
Bir fikir, bir sekil dalinda olgun
Agir sallanan hazan meyvasi,
Gurbet, mendillerin cirpinan yasi,
Yüzler ki bir uzak müjdeye benzer,
Her türlü isiga kapanmis gözler,
Her sey, hepsi gülen, susan, kamasan
Rengiyle toplanir bende bu aksam
Rüzgarla tarümar, mevsimle sarhos
Gelir ta kalbimde dügümlenir...
Bos ve ümitsizdir aksamin hüznü
Bu tenha cesmede bir an yüzünü
seyredenler altin sazlar icinde
Ruh muammasinin ürperisinde
Kaybolmus sanirlar kendilerini...
Birak bu tesadüf bahcelerini...
Hakikat, cok uzak, karanlik, derin
Bir dille konusur, büyük köklerin
Toprakla ezelden karismis dili,
Geceyle ölümdür asil sevgili
Bu ikiz aynada toplanir yollar
Karanlik yaratir, ölüm tamamlar.
Kacalim seninle biz de geceye
Ölümün kardesi saf düsünceye...
Yeter büyüsüne aldandigimiz
Günesin..biraz da yalnizligimiz
Kendi aynasinda gülsün, gerinsin
Güvercin topuklu sükut gezinsin
"Bu kadar haklı olduğu halde,
böylesine
haksız görünmeye dayanamamıştır.
Kaçmakla,
bir bakıma bütün dünyayı suçlamaktadır
belki de.
Böyle
bir topluluğun içinde
yaşayamayacağını anladığı için
kaçmaktan
başka çare
bulamamıştır.."