istanbul un simasına yakışmamaktadır. sabaha karşı cidden korkunç bir hal almaktadır. kesinlikle tekin bir yer değildir. tek başına gecenin bir körü uğranmaması akıllıca bir davranış olacaktır.
elinde valizi olan insanı av gibi gördükleri otogardır. eğer bu haldeyseniz ve o otogarda yürüyorsanız herkes çığlık çığlığa size bağırır "nereye hemşerim". bazıları yetinmez yüzünüze 5 cm kalana kadar yapışır "ankara mı arkadaşım". adamın sinirlerini alt üst eder. bağırma yasağı getirilmesi gereken otogardır.
istanbul a yakışmayan otogar. rezil bir yer. güzelim şehirde otogarın daha şehir dışında ve çok daha lüks olması gerekir bence. ülkemizin iyiliği için.
5 mayıs 1994'den itibaren topkapı otogarındaki trafik ve yüksek entropi işkencesinden bizi kurtaran yapı.
şimdi ise günün koşulları, artan nüfus ve sefer sayısı nedeniyle yetmemektedir. günün koşullarına göre geniş yapılmaya çalışılmış ancak inşaatı yarım(!) bırakılmıstır. üst taraftaki yüksek entropiye nazaran alt tarafın görünüşü içler acısıdır.
girenin cikamadigi, cikanin tekrar girmek istemedigi, alt katlarinda sanayi ustalarinin bulundugu, rezalet denilecek kadar pis bir otogardir.
anlayamadigim tek nokta, o alt katlarda hanim aga gibi ablalarin orda ne isi var, tamam atarlisin, hatta orada isletmeci bile olabilirsin de, sen napiyon ablacim ya. aman diyim, allaha dua edin de isiniz cikmasin oralarda.
not: bahsi geen alt katlardan birinde 10numara yag satmaktayim.
aslında bayrampaşa otogarıdır ama bayrampaşa belediyesi garın kötü imajından kaçmak için otogarın esenlerle anılmasına ses çıkartmaz. ulaşımının kolay olması tek artısı olan yer bu kadar mı çağ dışı olabilir bir yer insanın aklı almıyor.
4-5 sene sonra hadımköy'e taşınacak. alışveriş merkezi yapacağım yerine. herkes araba alsın arkadaş, koca koca otobüsler göz zevkimizi bozuyor ayol yollarda.
Kürt çalar çingen oynar hesabı otogarımsıdır. En son geçen yaz uğradığımda 5 tane kızlı erkekli yaşları 8-14 arasında değişen kürt çocuğu analarından babalarından öğrendiği üzere eşkıyalık yapmakta ve bu eşkıya sürüsünü de içlerindeki 13-14 yaşında olan iki büyük erkek çocuğu yönetmekteydi. artı ne oldu ne ettiyse iki erkek çocuğu kardeşi midir kuzeni midir ne olduğu belli olmayan 8-10 yaşındaki kızlardan ikisini yerde sürüklercesine dövmüşler ve çevredeki kendi soydaşları olan bir insan bile, "ne yapıyonuz lan piçler" dememiş, küçük erkek kürt piçlerini kızları dövmesinden alıkoymamıştır. Baktık olacak gibi değil iş başa düştü hesabı küçük erkek kürt piçlerini enselerinden tutup "ne yapıyonuz amınakoduklarım" tarzında çocuklara girişince "ne garışıyon gardaş, abi gardaş onlar" tribiyle bana diklenmişlerdir çevresindekiler. Nitekim sahibi çek senet mafyacılığından içeriye düşen galip öztürk, çevresindekiler de bu şekil insanlar olunca ne yapılırsa yapılsın düzelmeyecek, insani yapıya kavuşmayacak otogardır.