vatikan'ın tüm karşı çıkma girişimlerine rağmen, hollanda'da "eşcinsel çiftlere evlat edinme hakkı" tanınmasıyla birlikte önü tamamiyle açılmış evlilik türüdür. yalnız evlat edinilecek çocuk açısından garip bir durumdur. baba kim, anne kim şimdi?
okudugum bir haberde es cinsel iki adam cocuk esirgeme kurulundan cocuk almak istiyorlardi. es cinsel bir evlilik kimseyi alakadar etmez, kimsenin ahlaki filan bozulmaz amaaa (!) es cinsel eslere cocuk verilmesi kesinlikle ve kesinlikle yanlistir cocugun psikolojisi acisindan.
aynı cinsiyette bulunan iki kişinin, birbirini sevdiğine karar vermesi, bunu ölümsüzleştirmek adına, toplumumuzda heteroseksüel bir ilişki için gayet normal sayılan ve "evlenme" şeklinde tabir edilen; evlerin, hayatların, paranın paylaşıldığı bir yaşam kurmuş olma işidir.
Dünyanın bazı yerlerinde Bu kişiler, eğer ister ve ona faydalı olacağına inanırlarsa ilgili kurumdan bir çocuk evlat edinip (uygun araştırma, denetim ve takip çerçevesinde), ona bakabilir; bir çocuğun ebeveyni olabilirler. Fakat toplumun büyük kesiminin sahip olduğu homofobik tavır ve genel sürü morali, bu insanların evlat edinememesi gerekliliğine dikkati çekerken; eşcinsel kişilerin evlenme istekleri dahi büyük bir aşağılama ve alayla karşılanır.
Çocuk esirgeme Kurumu'nun çocuk psikolojisine, beden bütünlüğüne ve insan haklarına gösterdiği özenin ortada olduğu günümüzde; uygun araştırma, takip, denetim çerçevesinde eşcinsel bir çifte teslim edilen çocuk; 18 yaşına gelir gelmez kapının önüne koyulacağının bilinciyle yaşamak zorunda olan, hiç değer görmemiş, sevgi nedir tatmamış ve potansiyel suçlu olarak yetiştirilen bir çocuktan çok daha sağlıklı olacaktır.
henüz eşcinsel evliliğe izin verilmeyen ülkemizde, bunları görebilmek eminim çok uzun zaman alacaktır; ancak (potansiyel!) ahlaki yozlaşmadan korkanlar; o kurumlarda yaşanan sefillik, sevgisizlik ve yoksunluğa gözlerini kapatmayı bırakırsa belki ufak bir adım atılmış olabilir.
vakti zamanında devletlerce ve egemen dinlerce kesinlikle yasaklanan evlilik çeşitidir. bir şekilde sömürüldükleri için mutlu olamayan, gelecek korkusu yüzünden kapitalizmin kölesi olmuş, sesleri çıksın istenmeyen toplumlarda gittikçe daha kolay gerçeleşebilen şeydir. sanki birileri sihirli bir el uzatmış, önce medya organlarına eşcinselleri sokmuş, uzun zaman bunların yaşadığı cafcaflı dünyayı birilerinin kafasına yerleştirmiştir. o sihirli el şimdilerde liberalizm, demokrasi, insan hakları adı altında bireysel tercih ve hakları desteklerken, sanki "siz kafanıza göre takılın ve kendi derdinizle uğraşın, biz ortalığı darmadağın ederken ve istediğimizi şekli verirken ses çıkarmayın, zevk almaya devam edin" demektedir. global kokuşmuşluk planlı programlı olduğunu bilenler için olay tasadüf veya doğanın istediği bu şeklinde yorumlanamaz. çünkü modacısından, gazetecisinden, şarkıcı ve aktöründen tutunuzda, toplumlar önünde olan ve örnek alınan bir çok insan eçcinsel çıkmaktadır. görünen o ki, birileri özgürlük adına doğanın izin verdiği ölçüde gerçekleşen bir şeyleri kontrolleri altına almaktalar. hal böyle olunca mutsuzluğu artan, arttıkça daha köle olan ve uygulanan yasakların karşısında sıkıştıkça daha vahim hatalar yapan insanların çıkış olarak seçtikleri yollardan biridir. farkında olunmayan şeylerden biride bu evliliği yapanların orta ve alt tabaka tipinde olan ve eşcinsel özgürlüğünü toplumlara dayatmaya kalkan tiplerce yapılmasıdır. varlıklı eşcinsellerin özgürlük gibi bir talepleri yoktur çünkü paraları vardır ve kendilerine yarattıkları dünyada rahatça tercihlerini yaşamaktadırlar. işte bunlar ışığında bakıldığında, dengesizliği artıran saçmalıklar olarak görülebilecek evlilik çeşitidir. beslediği hayvanla evlenen tipler gibi bunlarda yakında koltukları, vibratörleri, pazardan aldıkları karpuzla evlenen çeşitleri bile çıkacaktır.