ağır ceza aldı renan hoca. pişmandır kendisi. bir anlık öfkesine yenik düştü. hapis cezası verilmesi ne kadar doğru tartışılır. idari cezalar maddi cezalar verilmesi daha doğruydu belki de. neyse zaten hukuktan söz ediyoruz. falım sakız gibi içinden ne çıkarsa onun uygulandığı ülkem söz konusu olduğu için renan hoca idam cezasına çarptırılmadığı için dua etmeli belkide.
özgürlükse söz ettikleri şayet demokrasi ise, demokratik ülkelerde farklı fikri savunmadı gerekçesiyle bu kadar ağır şartlarda cezalandırılamaz bir bilim insanı. sözünü ettiğiniz kişi şu ülkede planlanan nükleer enerji santrallerine karşı çalışmalar yapan zararları hakkında oturup okumuş ve kitaplaştırma aşamasına geçmiş biridir. sırf öfkesine yenildi diye bir insan bu kadar ağır şartlara maruz kalamaz kalmamalıdır. nerede kaldı hafifletici iyi halden yararlanma maddeleri hukukta? tabi onlar sizin ayakkabı kutucusu arkadaşlarınız için geçerli.
bırakın efendim. ayrıca renan hoca gibi düşünen tüm akademisyenlere de yazıklar olsun. bir tanesi de kalkıp onun için savunma yapmadı. kendilerine solcu demesinler şu saatten sonra. 68 kuşağından sonra bu ülkede solcu yetişmedi. yetişenlerin hepsi de kafatasçı kürtlerdir. solun s inden anlamayan sürüler.
renan hoca bir an önce özgürlüğüne kavuş. nükleer tesisler yapılmadan önce sesini duyur.
baş örtülü öğrencileri içeri sokmamak için ege üniversitesi kapısında nöbet tutan öğretim görevlisi aklı sıra vatanı kurtarıyor, bi de dün çıkmış tv ye kendisini savunuyor.
o değilde bu adam neden açık cezaevin de çekecek cezasını, atsınlar kapalıya yatsın orada.
Esat Renan Pekünlü 29 eylül 2007 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde yayınlanan makalesinde ABD'de yaratılışçılarla alay etmek amacıyla yazılmış espri dolu bir yazıyı gerçek zannetmiş ve bakın bu dindarlar fiziği inkar ediyorlar yer çekimi yokmuş tanrı her şeyi itiyormuş diye teori yazmışlar diye sözde uyarıda bulunmuş. Sonrasında da özür dilemiş lakin özür dilerken bile yahu ben yeterince araştırmadım dememiş bu dindarlardan her şey beklenir o yüzden bu makaleyi yazdım demiş. Araştırma özürlü bilim adamı.
mizahi bir yazıyı gerçek zannedip türkçe'ye çevirip bakın dinci abd'liler neler diyor diye cumhuriyet bilim teknik'te makalesi yayınlanan kişi.
28 şubat sonrası istanbul üniversitesi kütüphanesinin başına getirilen bir kadın eski yazıyla yazılı tüm eserleri bir şekilde yok etmiş ve oldukça değerli kitaplar kağıt hurdacılarına kadar düşmüştü. ve bu durumu da dönemin rektörü kemal alemdaroğlu'na "efendim atamızın harf devriminden önceki tüm kitapları hal ettim" diyerek müjdelemişti. işte o kafa ile bu kafa aynı. gök bilimcilerin kaderiymiş. duyanda yaptığı bilimsel bir çalışma reddedildi o sebepten hapse giriyor zannedecek. galileo ile kendini eş tutuyor.
hala 28 şubat zihniyetini savunanlarca haksız yere ceza aldığı iddia edilen öğretim görevlisi. şimdi sen türbanlıların fotoğraflarını çekeceksin sanki uzaylılarmış gibi, derslere girmelerine engel olmak için yök'e şikayet edeceksin; sonra da ağlayacaksın ceza alınca. işte akp bu zihniyet sayesinde hala iktidardadır ve bu kafa varoldukça da maalesef iktidardan gitmeyecekler.
bir de diyor ki "ben derslere girmelerine engel olmadım, türbanlı öğrencilerin varlığını haber verdim" pes. insanları fişleyerek görevini yaptığını zannediyordu herhal. asıl bu insanı savunan sol ideolojiye gönül verenleri anlamakta zorlanıyorum.
attı mı mangalda kül bırakmayan özgürlük savaşçıları da pek bi' üzülmüş hapse girdiğine, kıyamam. e hani siz özgürlükçüydünüz la? işinize gelince özgürlükçü, işinize gelmeyince bıdı bıdı.
Kendi düşünceleriyle çelişen, sadece islama karşı mücadele etmeye and içmiş yobazlardan biri. Bugün bilim adamı böyle yapınca ülkenin durumunun çok normal olduğu anlaşılıyor. Azalarak bitmelerini diliyoruz.
teknosadan aldığı olympus süper ince dijital fotoğraf makinasıyla ögrencileri okul dışında resmini çekip sonra derse girerken bak delilide burda sen bilim insanı olaman diyerek derse almayan bilim insanıdır.
hapse girmeden önce son dersinde de evrimi işleyerek derse almadığı öğrencilerine gönderme yapmıştır.
hakkında dava açılır açılmaz da istifa edip emekliliğini garantiye almıştır ayrıca.
tv de yaptıgı konusmalardan anladıgım kadarıyla;katıksız bir din ve Allah düsmanıdır.başörtüsünü&türbanı üniversiteye sokmamayı bi özgürlük olarak tarif ediyor.gene olsa gene yaparım diyor.kendini hala küfrün bu milleti esir aldıgı zamanda yasadıgını zannediyor olsa gerek...
yasam tarzı ve yaptıklarıyla tam bir kemalist aydın profili ciziyor.zaten yasıda müsait.cumhuriyetin yetiştirmek istediği insan tipine tamda uyuyor.o tezgahın bi ürünü oldugu belli dine düsman halka düsman güya bilimsel akıldan bilimden yana.fakat bu bilimsellikte kemalizmde nedense sırf evrim ve darwinzm olarak algılanıyor ya neyse...
sözde islamcı özde israil beslemesi sivil diktanın son kurbanı türk bilim insanı...
bu devran elbet dönecek. olması gerektiği gibi yasaları uyguladığı için hapise sokanların istiklal mahkemelerinde yargılanıp asıldığını görürüz umarım.
türbanlı öğrencilerin okula girişte fotoğraflarını çeken kişi. fişleme yapmış öğrencileri derslere almamış ve eğitim hakkını gasp etmiştir. cezası daha da ağır olmalıydı. polis fotoğraf çekse fişleme üniversite de bir hoca çekince ilericilik.
türbanlı öğrencilerini derse almadığı gerekçesiyle iki yıl hapis cezasına çarptırılmış profesör. keşke onun yerine yetiştirme yurdundan 13-14 yaşlarında bir kız bulup dildoyla girseymiş. her türlü gerici ve bölücü örgütlenmeye karşı son derece toleranslı olan ege üniversitesi rektörlüğü kendisini görevinden de alıkoymuştur. diyeceğim o ki "sen işerken faşizm büyüyor.".
rennan pekünlü kitapları diye bir arama yapınca sadece evrimle ilgili bir çalıştayda yaptığı konuşma. daha ne diyeyim. siz carl sagan'ın ki kendisi eşinin söylediğine göre ateistir evrimle ilgili bir kitabını gördünüz mü?
hapis cezası ertelenmeyen paraya da çevrilmeyen profesör.
bilim adamı titri taşıyan birinin başörtülü avcılığı yapması, başını örten kızların fotoğraflarını çekip kendince cumhuriyeti ve devrim yasalarını korumak için mücadele vermesi...
sen masumsun sayın pekünlü, seni profesörlüğe kadar yükselten sisteme sokayım ben en iyisi...
akp gericiliğinin, dize getiremediği üniversitelerde taşlamak ve ezmek için kendine bulduğu yeni "şeytan".
kendisine üniversite konseyleri derneği genel sekreteri ve türkiye komünist partisi merkez komite üyesi erhan nalçacı'dan destek var.
Pekünlü hakkında verilen ceza kararını siyasi bir karar ve gözdağı olarak niteleyen Nalçacı, bu saldırı karşısında yapılabilecek en önemli şeyin akademisyenleri örgütlü hale getirmek ve aralarındaki dayanışmayı artırmak olduğunu söylüyor: http://haber.sol.org.tr/d...-vermeyi-ve-baski-kurmayi
pkklı ve cemaatçi akademisyenlere hoşgörü ile bakan ege üniversitesi tarafından savcılığa gammazlanan öğretmendir.
efendi senin okulunda pkk için para toplayan hocalar var, yine senin sefil okulunda şeriat geldiğinde başını örtmeyen öğrencileri "bunları recm edeceğiz" diyen hukuk fakültesi hocaları var. senin okulundan senin montofonlukların yüzünden yurtdışına beyin göçü var!
sen önce kendin adam ol, arkanı hükumete dayamayı bırak, çalmadan bilim yap, ondan sonra elindekileri gammazla!
hiç yoktan ortalığı karıştıran, huzuru bozan profesör bozuntusu.. yaptığı pisliğin kendisi gibi düşünen kimi çevrelerden prim gördüğü aşikar.. ama diğer yandan kendini küçük düşürüyor. bilim yuvası olan, herkesin özgürce fikrini savunma hakkı olan bir yere inancı gereği başlarını kapatan kız öğrencileri almıyor. ki onlar üniversiteyi kazanmak için aylarını vermişler belki de yıllarını..
hangi hakla eğitimlerine mani olma küstahlığını gösteriyorsun? isteyen dilediği gibi giyinir kuşanır. sana ne! nerede kaldı üniversitelerin meşhur özgürlüğü?
giyimiyle tepeden tırnağa kendini zombiye benzeten, dövmelerden vücudu gözükmeyen, kulaklarına pullardan zırh yapan, yüzünde onlarca piercing olan diğer yandan dağdaki pkklı gibi giyinerek okula gelen öğrencilere bir şey demiyorsunuz da gücünüz inancı gereği örtünen kızlara mı yetiyor?!
bir profesör olarak başka işiniz yok mu?
