Ne güzel iki dost komşu ülkeydik. dostluk maçları oynanıyor. tatile çıkılıyordu. komşularımızla sıfır sorun politakamız vardı.
birden ne oldu da esad,esed oluverdi.
esasına bakılırsa esed ismi bilinçli olarak hafız esedi çağrıştırsın diye kullanılmaktadır. hafız esedse müslüman toplumun zihninde hama katliamının uygulayıcısı olan adam olarak canlandığı için bu çağrışım beşşar esadın zararınadır. görüldüğü gibi her şey aşağılık bir oyunun parçası.
yılmaz özdil'in 27 mart 1012 tarihinde yazdığı köşe yazısı..
...
Hiç düşündünüz mü acaba, teee kırk yıllık Esad ne oldu da, oluverdi Esed?
Başbakanımızın kardeşiyken, kankamızken Esad değil miydi yahu? Bi sabah uyandık ki, a-aaa, başta Anadolu Ajansı ve TRT olmak üzere, yandaş medyada aniden Esed oluvermiş.
Çünkü
Esad Esadken, mahallenin çocuğu, komşunun oğluydu, tanıdıktı, adeta bizden biriydi, hatta, tam Türk işi, Esat bile deniyordu. Rüzgar bi döndü kardeşim, işin rengi bi değişti, ha imaj mühendisleri devreye girdi, kaşla göz arasında, Esad Esedleştirildi.
Kırk yıllık kani
Olmuştu yani!
Bir harfle Dilimize, algımıza, duygularımıza yabancılaştı.
Ötekileşti.
Bir kelimeyle Obamanın bu topraklarda Hüseyinleşmesi gibi.
