ikinci sezonun henüz ilk bölümünü dün gece seyredebildim. Genel olarak ben gayet sevdim ama Cem Yılmaz bu kez tarzını epey bir değiştirmiş diyebilirim. Çok daha fazla karikatür sahnelerle dolu bir bölüm yapmışlar. Cem Baba, sahneleri önce tek tek çizmiş, sonrasında da bunları üç boyutlu karikatürlerle birbirine bağlamış gibi hissettirdi ve bu da çok hafif Tarantino tadı verdi. Çoğunlukla kendimi Eski Lombak veya L-Manyak çizgi hikayelerini okuyor gibi hissettim. Çok absürt sahneler de vardı; penise kefen giydirip saygı duruşunda bulunma, Cem Yılmazın abisine olmadık yerden mikrofon uzatması vb.
Oyuncu kadrosu ve performansları her zaman ki gibi çok iyiydi. Diyaloglar üzerinde birinci sezona göre çok daha fazla kafa yorulmuş. Çok ince espriler, gayet cesurca bulduğum çok ince göndermeler hep vardı. Kelime oyunu temalı şakalar da yine her yerdeydi.
Hikayenin akışı bu kez gayet dengeli ilerlemiş ve ilk sezondaki gibi hikayeyi çok koşturmamışlardı. Görüntü yönetmeninin çıkardığı işi şahsen çok beğendim, renkler ve kompozisyonlar bence harikaydı. Kostümler, makyajlar, sahne tasarımları vb. her ince detaya aşırı dikkat edilmişti.
Arkadaşla izlerken, önceki çalışmalara göre; aşırı erotik öge, küfür, argo, bel altı espri vb. koymalarının gerekçesinin ne olabileceğini anlamaya çalıştık (elbette birinci bölümün hikayesi kaynaklıydı diyeceklerdir) ama net sonuca ulaşamadık. Muhtemelen Cem Baba zaten karikatürcü bir abimiz olduğundan, işini bu kez sansürsüz ve cesurca yapmaya karar verdi herhalde diye düşündük. Ben şahsen, zamanında yaptığı tüm işlerini de bu cesarette ve sansürsüzlükte yapmak istediğine ama bir şekilde yapamadığına emin gibiyim. Aksi taktirde farklı ve bence uygun olmayan yollardan izleyici toplamaya çalışmış olamaz(olmamalı). içerdiği bir kaç erotik sahneden ve teşhircilikten dolayı epey izleneceği şimdiden kesin diyebilirim. Benzer şekilde epey olumsuz eleştiri alabileceği de şimdiden kesin gibi. Bu da reklamın iyisi kötüsü olmaz pazarlama taktiğini akıllara getiriyor. Diğer yandan diğer tüm Cem Yılmaz çalışmaları gibi genel olarak y-kuşağına hitap ediyor. içerdiği erotizmle ve şiddet sahneleriyle belki bir miktar z-kuşağını yakalayabilir gibi duruyor.
Genel olarak; ilk bölümü çok hoş ve orijinal bir sanatsal iş olarak gördüm. Her zaman ki gibi epey bir emek ortaya konmuş ve film öncesi tüm detaylar için çok kafa yorulmuş. Belki bu kez film vizyona girdikten sonrası ile ilgili cesur davranılmış diyebilirim. Cem Baba, artık üç boyutlu karikatür çizmenin yolunu bulmuş ve bu tarzı şahsen çok sevdim. Emeği geçen herkesin emeğine sağlık, umarım tüm bu emekler karşılık bulabilir ve müşterisi bol olur.
özlemle beklediğimiz diziydi. cem yılmaz sayesinde şu saçma sapan günlerde gülmeye doyduk...
tek haneli iq sahipleri genelde eleştiriyorlar, ha bir de ekşi sözlük'teki hiçbir siki beğenmeme timi...
onlara ne yapsa yaranamazsın zaten ya neyse.
valla ben her bölümünü ayrı ayrı çok beğendim. ama özellikle kooperatif kemal bölümü ve bu bölümdeki nazlı rolü ile çağlar çorumlu oyunculuğu harkuladeydi.
bir eleştiri de cem yılmaz'ın dizide erşan kuneri'ye çok benzemiyor oluşuydu.
cem yılmaz'ın bizi ilk tanıştırdığı erşan kuneri (gora filminde) 1960'lı yılların erşan kuneri'siydi. netflix dizisindeki erşan kuneri ise 80 ihtilali sonrası hapis yatıp çıkmış olan erşan kuneri idi. yani aradan bunca zaman geçmiş haliyle erşan kuneri de de fiziksel değişiklikler olmuş.
ama umarım 2. sezonu yapılır ve arif v 216'daki 60'ların sonundaki "kay kay kulüp erşan kuneri'si" ile ilgili de bir sezon yapılır.
gayet güzel bir çalışma olmuştur. bizim yarrak kafalılara kalsa beğenmiyorlar tabi. bunlar cem yılmaz ın sürekli insanları gülmekten yerlere yatıracağını düşünen sığ izleyiciler. adam kararkter oyuncusu bir kere.