erzurumlu ibrahim hakkı

entry46 galeri3
    21.
  1. --spoiler--
    allah'ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur ile birbirine karışmış, unsurların birleşmesiyle önce madenler, sonra bitkiler, sonra hayvanlar vücuda gelmiş ve nihayet hayvan kendine özgü evrimini tamamlayınca insan vücuda gelmiştir.
    --spoiler--

    meşhur marifetname sinde yazmaktadır.
    2 ...
  2. 20.
  3. türkiye de bile evrim denince akla gelen ilk kişi değildir. oysa ki evrimle ilgili çok güzel çalışmaları vardır ve darwinden 100 yıl önce yaşamışdır. darwinin artı olarak ortaya attığı tek konu doğal seleksiyondur.
    2 ...
  4. 19.
  5. pek çok kişice; yunus emre nin bir sözüymüşcesine bilinen, görelim mevla neyler neylerse güzel eyler sözünü marifetname sinde dile getiren kişidir.
    6 ...
  6. 18.
  7. tefviznamesi şöyledir:

    hak şerleri hayreyler
    zannetme ki gayreyler
    ârif onu seyreyler
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    sen hakk’a tevekkül kıl
    tefviz et ve rahat bul
    sabreyle ve razı ol
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    kalbin ona berk eyle
    tedbirini terk eyle
    takdirini derk eyle
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    hallak-ı rahim o’dur
    rezzak-ı kerim o’dur
    fa’al-ı hakim o’dur
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    bil kadıy-ı hacatı
    kıl o’na münacatı
    terk eyle muradatı
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    bir işi murad etme
    olduysa inad etme
    haktandır o reddetme
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    hakk’ın olacak işler
    boştur gam-u teşvişler
    o hikmetini işler
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    hep işleri faiktir
    birbirine layıktır
    neylerse muvafıktır
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    dilden gamı dûr eyle
    rabbinle huzur eyle
    tefviz-i umur eyle
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    sen adli zulüm sanma
    teslim ol oda yanma
    sabret sakın usanma
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    deme şu niçin şöyle
    yerincedir ol öyle
    bak sonuna sabreyle
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    hiç kimseye hor akma
    i̇ncitme, gönül yıkma
    sen nefsine yan çıkma
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    mü’min işi renk olmaz
    âkil huyu cenk olmaz
    ârif dili tenk olmaz
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    hoş sabr-i cemilimdir
    takdir kefilimdir
    allah ki vekilimdir
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    her dilde o’nun adı
    her canda o’nun yadı
    her kuladır imdadı
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    naçar kalacak yerde
    nagâh açar o perde
    derman eder ol derde
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    her kuluna her anda
    kâh kahr-u kâh ihsanda
    her anda o bir şanda
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    kâh mu’ti-u kâh mani’
    kâh darr-u kâh nafi’
    kâh hafız-u kâh rafi’
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    kâh abdin eder ârif
    kâh eymen-ü kâh haif
    her kalbi o’dur sarif
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    kâh kalbini boş eyler
    kâh halkini hoş eyler
    kâh aşkina dûş eyler
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    kâh sade-ü kâh rengîn
    kâh tab’ın eder sengîn
    kâh hırem-ü kâh gamgîn
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    az ye, az uyu, az iç
    ten mezbelesinden geç
    dil gülşenine gel göç
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    bu nas ile yorulma
    nefsinle dahi kalma
    kalbinden ırak olma
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    geçmişle geri kalma
    müstakbele hem dalma
    hâl ile dahi olma
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    her daim o’nu zikreyle
    zeyrekliği koy şöyle
    hayran-ı hak ol şöyle
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    gel hayrete dal bir yol
    kendin unut o’nu bul
    koy gafleti hazır ol
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    her sözde nasihat var
    her nesnede zinet var
    her işte ganimet var
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    hep remz-ü işarettir
    hep gamz-ü beşarettir
    hep ayn-ı inayettir
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    her söyleyeni dinle
    ol söyleteni anla
    hoş eyle kabul canla
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    bil elsine-i halkı
    aklam-ı hak ey hakkı
    öğren edeb ve hulku
    mevlâ görelim neyler
    neylerse güzel eyler

    vallahi güzel etmiş
    billahi güzel etmiş
    tallahi güzel etmiş
    allah görelim netmiş
    netmişse güzel etmi
    4 ...
  8. 17.
  9. islamın çözülmeye başladığı, bilimin, aklın yerini hurafelerin, doğmaların aldığı dönemde ortaya çıkmış, yeterince cahil bir sözde alim. yarı alim. tabi şöyle bir konuda söz konusudur; bu zaat'ın atmasyonları aslında sadece 'biyolojizm' alanında ufak bir çalışmaymış. ki çalışma olsa bile yenecek cinsten nane değildir.
    0 ...
  10. 16.
  11. "mevla görelim neyler neylerse güzel eyler" diyerek tevekkül sahibi olmanın insana vereceği rahatlık ve huzurun sinyallerini göndermiştir kalbimize..allah rahmet eylesindir...
    4 ...
  12. 15.
  13. --spoiler--
    "deme niçin şu şöyle, Yerindedir ol öyle, Bak sonunu seyreyle, Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler..."
    --spoiler--
    1 ...
  14. 14.
  15. inançsız birisi varmış. adam kafasındaki soruları merak ediyor. o adama demişler ki erzurum hasankale'de ibrahim hakkı diye birisi var. o bu konularda bilgilidir. git o'na danış demişler. bir süre sonra adam hasankale'ye gelmiş, ibrahim hakkı hazretlerini sormuş.

    ibrahim hakkı hazretleri, tarlada çalışıyormuş o sırada. ateist adam yanına geliyor. başlıyor sorularını sormaya. "senin inandığın allah'ı bana göster?! şeytan da ateş yaratılmış. cehenneme gidecek diyorsunuz. hiç ateş, ateşi yakar mı peki?" gibilerinden sorular soruyor..

    ibrahim hakkı hazretleri, tarladan bir parça toprak alıp adamın kafasına atıyor. adam kaçıp gidiyor yanından. sonradan sakinleşiyor adam neyse. oturuyorlar. ibrahim hakkı hazretleri de orada. "ya ibrahim hakkı, bu adam böyle böyle sordu ne diye bu inançsıza toprak atıyorsun?" ibrahim hakkı hz. şöyle diyor; "bana allah'ı göster dedi. ben de ona toprak attım. başım ağrıyor diyor, bana o zaman göstersin bu acısını. sonra da dedi ki şeytan da ateşten, cehennem ateş dolu. hiç ateş ateşi yakar mı diye sordu? kendisi topraktan(insan) yaratıldı, hiç toprak toprağa zarar verir mi?"

    menkıbe buna benzerdi. anlatılanlar da eksiklik ya da fazlalık olabilir ama genel olarak böyle.
    5 ...
  16. 13.
  17. hocası ismail fakirullah'ın öz dedem olduğu 18. yy önemli şahsiyeti.
    1 ...
  18. 12.
  19. 11.
  20. kendisi , bilimle inancın aynı noktada olduğunun sanıldığı zamanların büyük bir alimidir.
    marifetnamede bir çok konuya değinir.din de olmak üzere zamanını bilimini anlatır.
    kitapta en çok dikkat çekecek yer , şüphesiz ,cinsellikle ilgili kısımdır.kimse ayak yapmasın
    1 ...
  21. 10.
  22. bir katreyiz alemde
    lakin dilde derya olmuşuz...demiştir kendileri..
    2 ...
  23. 9.
  24. takvim yapraklarının üstünde sözleri bol bol bulunur.
    1 ...
  25. 8.
  26. günümüz tübitak ına duyrulur!!!: uyan ve kendine gel, sonra da oku!

    erzurumlu ibrahim hakkı nın marifetname de dile getirdiği bazı açıklamalar:

    ''öğelerin uyuşup birleşmesinden ilkin madenler oluşup, ondan bitkiler ortaya çıkıp, ondan hayvanlar ortaya çıkmıştır...ve ama hayvanlar ile insanlar arasındaki aracıların en belirgini maymundur: çünkü kılı ve kuyruğundan başka dışı ve içi insana benzer.

    evrimi betimleyici sözleri ise: hurma basamağından türlü hayvanlar basamaklarına yükselip nice yıllar (çağlar) o basamaklarda yaşam sürmüştür. ta, davranım ve biçim olarak insana benzeyen nesnas ve maymun basamağını bulmuştur. ve o basamaktan da yükselerek insan biçimine gelmiştir.

    yukarıdaki bölümleri tübitak makaslayarak türkçeleştirmişler. uyanın eyy halkım!

    bunu öngören ibrahim hakkı: bu tür işleri (bu kitapta açıklanan doğa ve insan olgularını) çürütmek için tartışmayı dinin gereği sanan kimse, dini zayıflatmış, değersizleştirmiş ve dine karşı cinayet işlemiş olur. çünkü söz konusu edilen olayların gerçekten olduğunu hendese ve hesap kanıtları gösterir. bunu öğrenip doğrulamasını yapabilen ve nedenini, zamanını, tutarını ve süresini bildiren kimseye bunun dine aykırı olduğu söylenecek olursa, o kişi akıl yoluyla çıkardığı sonuçtan kuşkulanmaz, belki dinden kuşkuya düşerek: 'akla aykırı din nasıl olur?' diye sormaya başlar. dine yolu yordamıyla eleştiri getirenlerin verdiği zarar göre, dine yanlış biçimde yardımcı olanların verdiği zarar daha çoktur.''

    şimdi okumaktan, araştırmaktan aciz sözcükçüler ve diğerleri, size sesleniyorum! bu adam ki vaktinde kendisine daha çok hazretleri diye hitap edilirmiş, darwin den önce bu açıklamaları dile getirip sonuna kadar savunmuştur ve halk onu baskına uğratmamış ya da katletmemiştir. aksine benimsemiştir. şimdi bu geriye gidiş, reddediş neden? eminim günümüzdede bu marifetnameyi yazsaydı bi punduna getirilip katledilirdi. hadi darwin ecnebi peki erzurumlu ibrahim hakkı efendi neci? darwin doğmadan 50 yıl önce yazmış bu marifetnameyi. bilgilerinize arz ederim!

    şimdi ilgi ve alayka anti tezlerinizi bekliyorum ve oku yun diyorum!
    9 ...
  27. 7.
  28. günümüzün astroloji yorumlarına benzer tahminler yapmış kişi. özellikle (bkz: marifetname) adlı kitabında bir insan hayatının tüm evrelerinde karşılacabileceği ortak sorulara oldukça spesifik cevaplar bulmuştur. yine aynı kitapta cinsel birleşme zamanları ve birleşme sonrası doğacak çocukla ilgili ilginç tahminleri vardır. şöyle ki;

    * Cima, eşinin rızası ile olursa çocuk akıllı, gönülsüz olursa ahmak olur.
    * Pazar ve çarşamba gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, kavgacı olur.
    * Gündüz öğleden sonra yapılan cimadan çocuk olursa, şaşı olur.
    * Ramazan bayramı gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, ana babasına asi olur.
    * Kurban bayramı gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, altı ve ya dört parmaklı olur.
    * Ayakta yapılan cimadan çocuk olursa, yatağına işer.
    * Baldızını düşünerek yapılan cimadan çocuk olursa, hünsa olur. [Erkekle kadın arası bir şey]
    * Cima esnasında konuşursa, çocuk dilsiz, öperse sağır olur.
    * Kadının fercine bakarsa, çocuk kör olur.
    * Berat gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, kötü huylu olur.
    * Taharetsizken yapılan cimadan çocuk olursa, cimri olur.
    * Sefere çıkacağı gece yapılan cimadan çocuk olursa, savurgan olur.
    * Orgazma ererken, her ikisinin düşüncesinde ne şekil varsa, çocuk ona yakın olur.

    hepsi bir yana kalmış mikin dini imanı olmaz. zaman mekan dinlemez*
    2 ...
  29. 6.
  30. 5.
  31. fakirliğin sebepleri olarak birçok şeyin yanında aşağıdakileri de göstermiş olan islam alimi. (bkz: islam hurafeleri)

    Günah işlemek,
    Yalan söylemek,
    Sabah vakti uyumak,
    Bir gün bir gecede sekiz saatten çok uyumak,
    Soyunup çıplak yatmak,
    Çıplak iken abdest bozmak,
    Bir yanı üzerine yaslanıp ekmek yemek,
    Ekmek kırıntılarını yere dökmek,
    Cenabet iken ağzını yıkamadan yemek,
    Soğan ve sarımsak kabuklarını yakmak,
    Geceleyin evi süpürmek,
    Çöpleri evin içinde biriktirmek,
    Yaşından büyüklerin önünde yürümek,
    Anne ve babasını isimleri ile çağırmak,
    Eline geçen çer çöple dişlerini kurcalamak,
    Toprak ve çamur ile ellerini ovalamak.
    1 ...
  32. 4.
  33. ''Gökdeki yıldızların yerini Tillonun sokaklarından daha bilirim'' diyen ve bunu Marifetname adlı eserinde ispatlayan Tasavvuf ehli bir bilim adamı. Astronomi, Matematik, Anatomi ve Mantık konularında araştırmalar yapmış eserler yazmıştır.
    3 ...
  34. 3.
  35. edebi ve ilmi terbiyesini tamamlamak maksadiyla siirt'in tillo ilcesindeki arap asilli dini alimlerden ve bilhassa ismail fakirullah hazretleri'nden uzunca sure dersler almistir.
    4 ...
  36. 2.
  37. farklı alanlarda geniş bilgi sahibi olmayı başarmış kişi. marifetnemesi sindirerek okunmalıdır.
    7 ...
  38. 1.
  39. marifetnamenin yazarı. 18. yy'da yaşamış, birçok alanda uçmuş kişi.
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük