günümüz tübitak ına duyrulur!!!: uyan ve kendine gel, sonra da oku!
erzurumlu ibrahim hakkı nın marifetname de dile getirdiği bazı açıklamalar:
''öğelerin uyuşup birleşmesinden ilkin madenler oluşup, ondan bitkiler ortaya çıkıp, ondan hayvanlar ortaya çıkmıştır...ve ama hayvanlar ile insanlar arasındaki aracıların en belirgini maymundur: çünkü kılı ve kuyruğundan başka dışı ve içi insana benzer.
evrimi betimleyici sözleri ise: hurma basamağından türlü hayvanlar basamaklarına yükselip nice yıllar (çağlar) o basamaklarda yaşam sürmüştür. ta, davranım ve biçim olarak insana benzeyen nesnas ve maymun basamağını bulmuştur. ve o basamaktan da yükselerek insan biçimine gelmiştir.
bunu öngören ibrahim hakkı: bu tür işleri (bu kitapta açıklanan doğa ve insan olgularını) çürütmek için tartışmayı dinin gereği sanan kimse, dini zayıflatmış, değersizleştirmiş ve dine karşı cinayet işlemiş olur. çünkü söz konusu edilen olayların gerçekten olduğunu hendese ve hesap kanıtları gösterir. bunu öğrenip doğrulamasını yapabilen ve nedenini, zamanını, tutarını ve süresini bildiren kimseye bunun dine aykırı olduğu söylenecek olursa, o kişi akıl yoluyla çıkardığı sonuçtan kuşkulanmaz, belki dinden kuşkuya düşerek: 'akla aykırı din nasıl olur?' diye sormaya başlar. dine yolu yordamıyla eleştiri getirenlerin verdiği zarar göre, dine yanlış biçimde yardımcı olanların verdiği zarar daha çoktur.''
şimdi okumaktan, araştırmaktan aciz sözcükçüler ve diğerleri, size sesleniyorum! bu adam ki vaktinde kendisine daha çok hazretleri diye hitap edilirmiş, darwin den önce bu açıklamaları dile getirip sonuna kadar savunmuştur ve halk onu baskına uğratmamış ya da katletmemiştir. aksine benimsemiştir. şimdi bu geriye gidiş, reddediş neden? eminim günümüzdede bu marifetnameyi yazsaydı bi punduna getirilip katledilirdi. hadi darwin ecnebi peki erzurumlu ibrahim hakkı efendi neci? darwin doğmadan 50 yıl önce yazmış bu marifetnameyi. bilgilerinize arz ederim!
şimdi ilgi ve alayka anti tezlerinizi bekliyorum ve oku yun diyorum!
"Ahir zamanda Din ahlakının gereği olan dürüstlüğün, adaletin, ihtiyaç içinde olanın korunmasının, mazlumların haklarının gözetilmesinin, sadaka vermenin, merhametli ve hoşgörülü olmanın gittikçe azaldığı bir dönemdir.
Bu erdemlerin yerini yalan, sahtekarlık, acımasızlık, geçimsizlik, bencillik, saldırganlık almıştır. Yardımsever olmanın bir tür saflık olarak algılandığı, dürüst olmanın gereksiz, merhametli ve yumuşak huylu olmanın garip karşılandığı, adaletin sağlanmadığı, zulmün ve haksızlığın yaygınlaştığı böyle bir ortamda insanlar neyin iyi neyin kötü, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etmekte zorlanırlar''.
bir ermiştir, allah dostudur; türbesi siirt'te bulunmaktadır zira hocası ismail fakirullah'ın yanına defnedilmek istemiştir. inşallah ölmeden duasını almak ve feyzlenmek nasip olur. siirt'te yaşayanlar ya da memleketi siirt olanlar en yakın zamanda ziyarette bulunsun.
inançsız birisi varmış. adam kafasındaki soruları merak ediyor. o adama demişler ki erzurum hasankale'de ibrahim hakkı diye birisi var. o bu konularda bilgilidir. git o'na danış demişler. bir süre sonra adam hasankale'ye gelmiş, ibrahim hakkı hazretlerini sormuş.
ibrahim hakkı hazretleri, tarlada çalışıyormuş o sırada. ateist adam yanına geliyor. başlıyor sorularını sormaya. "senin inandığın allah'ı bana göster?! şeytan da ateş yaratılmış. cehenneme gidecek diyorsunuz. hiç ateş, ateşi yakar mı peki?" gibilerinden sorular soruyor..
ibrahim hakkı hazretleri, tarladan bir parça toprak alıp adamın kafasına atıyor. adam kaçıp gidiyor yanından. sonradan sakinleşiyor adam neyse. oturuyorlar. ibrahim hakkı hazretleri de orada. "ya ibrahim hakkı, bu adam böyle böyle sordu ne diye bu inançsıza toprak atıyorsun?" ibrahim hakkı hz. şöyle diyor; "bana allah'ı göster dedi. ben de ona toprak attım. başım ağrıyor diyor, bana o zaman göstersin bu acısını. sonra da dedi ki şeytan da ateşten, cehennem ateş dolu. hiç ateş ateşi yakar mı diye sordu? kendisi topraktan(insan) yaratıldı, hiç toprak toprağa zarar verir mi?"
menkıbe buna benzerdi. anlatılanlar da eksiklik ya da fazlalık olabilir ama genel olarak böyle.
"mevla görelim neyler neylerse güzel eyler" diyerek tevekkül sahibi olmanın insana vereceği rahatlık ve huzurun sinyallerini göndermiştir kalbimize..allah rahmet eylesindir...