ne oluyor bu memlekette ya? her hafta nitelikli insanlar intihar ediyorlar patir patir, adam rektor olmus, oburu albay, yuzbasi, binbasi, pat vuruyor olduruyor kendini. iki secenek var ya gercekten utanc verici bir eyleme giristiler ve yakalanma korkusu ve geleceklerine dair kaygilarla intihar ettiler. yine de degmezdi ama onurlu bir davranis olarak gorulebilir ya da oyle gorunmustur en azindan kendilerine. ama ya diger secenek? ya birileri bu insanlara iftiralar atti tehditler savurduysa ve universite mezunu orani %5 civarinda olan bir ulkede her hafta tahsilli askerler, rektorler ustduzey yoneticiler kendilerini bu iftiralarin tehditlerin golgesinde bir gelecek bekledigi icin vuruyorlarsa, ve boyle siradan bir gazete haberi olarak bizim hayatimizdan gecip kendilerinin sucsuz olduguna emin olan yakinlarini bu hayatta yalniz birakmak zorunda kaliyorlarsa? kim odeyecek bunun hesabini hangi dunyada?
türkiye deki üniversitelerde çoğu rektör huzursuzdur, suratlarına karşı saygıda kusur etmeyen yağdanlıklar, rektör arkasını dönüp uzaklaştığında arkadan iş çevirmeye kalkarlar.
bunun sebebi de basittir, türkiye de rektörlük seçimi denen bir komedi var, çoğunluğun oyları değil, yök ve cumhurbaşkanının istediği atanıyor, üniversite öğretim üyelerinin çoğunun istemediği rektörler iş başına geliyor, sonra o rektör istediği kadar iyi niyetli olsun, istediği kadar herkese kapısını açsın, o rektörün iş başına gelmesini istemeyenler rektörün yüzüne karşı gülüp, arkasından iş çevirir hale geliyorlar, öyle bir kıskaca alınıyor ki rektör, hareket edemez hale geliyor, ondan sonra neden üniversitelerimiz bilim üretmiyor, neden dünya çapında seslerini duyuramıyor diye söylenip duruyoruz.
bence bu intiarın arkasında, rektöre yakın isimler sorgulanmalı, kim bilir ne dolaplar çevirdiler, neler yaptılar da adamı bıktırdılar, intihar aşamasına getirdiler.
bu sorunun çözümü basit aslında işte buyurun zamanında yazmışım buraya (bkz: #6358656) burada "rektörlük seçimi" nin yanlışlarını ve düzeltilmesi gereken noktaları yazdım, şimdi bana "sen kim oluyorsun da akıl veriyorsun, bu devletin başındakiler bunları düşünemiyor mu, otur oturduğun yerde, üstüne vazife mi, sana mı kaldı uleeeyn" diyenleriniz olacaktır, benim cevabım şudur: evet başımızdakiler bunu düşünemiyor, akıllarına gelmiyor, sonuçta onlar da insan herşeyi bilmeleri mümkün değil, ben onlara yol gösteriyorum, bir nevi beyin fırtınası yapıyorum, "en iyi çözüm benim sunduğumdur" şeklinde bir iddiam yok, ama daha iyi fikri olan varsa buyursun yazsın, şimdilik en iyi çözüm budur. ilerde yeni rektör kıyımlarının olmaması için...