efendi adamliktan yuzsuz adamliga donusmesi oldukca yakin olan kisi. istifa etmesi icin calistirdigi takimi amator kumeye falan dusurmesi gerek zannediyor sanirim.
Hücum futbolundan zerre kadar anlamayan başarısız teknik direktör diyeceğim ancak futboldan anlamıyor. çalıştırabileceği maksimum en iyi takım kayserispor iken kalkmış beşiktaş'a gelmiş çok zor bir sezon geçirmiş ve ikinci sezonunda yine çuvallamıştır.
yamulmuyorsam maç 3-0ken boboyu çıkarıp nobreyi oyuna alan adamdır. ben boboyu çıkarıp bi defans oyuncusu daha alacak zannederken beni şaşırtmıştır. ayrıca maç günü yaptığı basın toplantısında "evimizde aldığımız skoru korumaya çaışacağız" minvelinde bir açıklama yapmıştır ki işte ben o zaman bu turu kaybedeğini anlamıştım. yahu 4-0 mı kazandın ilk maçı? fark attın da biz mi kaçırdık? 1-0 kazanmışsın ikinciyi atmak için yüklenmemişsin bile bu kadar korkaksın, adamlar seni evinde rahat bırakır mı sen saldırmıyorsun diye o da bekler mi sanıyorsun? rezil ettin takımıi bugüne kadar savundum seni ama hiçbi tarafa sürülecek aklın yokmuş be abicim.
kendisini savunmak adına söyleen adam gibi adam söylemine maruz kalmaktan sıkıldığım adam.
işte şimdi tam zamanıdır bu sözü doğru çkarmanın. gerisi hikaye.
asla ve asla beşiktaş'ın antenörlüğünü yapacak çapta değil. takımı ne psikolojk ne teknik ne taktik olarak hazırlayamıyor. elinde son dönemlerin en iyi kadrolarından biri var. sonuç? geldi geleli var mı beşiktaş'ın şöyle eze eze aldığı bir galibiyeti? bir oyun kimliği? mücadelesi?
koskoca beşiktaşımız mahkum mu ya buna? bana ne adamlığından, efendiliğinden? yok mu bunun hem adam hem efendi hem yetenekli olanı?
temiz yüzlüymüş? kızlarımıza koca mı arıyoruz biz ya?
evet şimdi ama tam hatta geçiyor bile, adam, onurlu, gururlu olduğunu göstermenin zamanı, göreceğiz?
hiç bir zaman beşiktaş takımını çalıştırabilecek özgüvene sahip olamayacak insandır. belki o yeteneği, o teknik dehası vardır ama bunu yansıtacak yüreği asla yoktur.
diğer şak şakçıları bilmem ama sezon başladığından beri düşündüğüm beşiktaş ın bir oyun sistemi olmadığıydı. sağlam ile ard arda ikinci sezon olmasına ve ilk 11 in hemen hemen hiç değişmemesine rağmen beşiktaş ın bir oyun sistemi yok 2 senedir. nasıl organize atak yapar, kapalı defansları nasıl aşar, dikinemi oynari kanatlardan mı yoksa her ikisinden mi. 2 senedir her hangi bir anlayış yok, mentalite yok. dün gördük ki maça hazırlama, motivasyon, takım izleme yeteneği de yokmuş. bu zaten 5 haftadır belliydi takımdan. ama biz gariban beşiktaş taraftarı ne yapalım. kaç sendir şampiyonluk göremediğimiz takım bir iki maç alınca sevincimizden takımın nasıl oynadığını göremiyoruz. delgado yu ronaldinho, serdar ı messi, bobo yu henry yapıyoruz. napalım şampiyonluğu çok istiyoruz. kan şekerimiz düşüyor, adrenalimiz falan artıyor heralde ki göremiyoruz bunları.
ey sağlam sen bu takıma iki senedir bir oyun sistemi öğretememişken, motive edemiyorken, karşındaki takımı incelemiyorken hala bu takımın başında durursan takıma en büyük ihaneti yaparsın. bjk, metalist ile eşleşiyor yapılan açıklama dinamo kiev ve shakhtar a kök söktüren takım dikkatli olucaz. eyvallah diyoruz. metalist bjk deplasmanında bjk ye uyarı sinyali gönderiyor, ofsayt golüyle yeniliyor, yığınla gol kaçırıyor, bu arada kendi liginde önüne gelene 3-4 atıyor, geçen sene aynı turda everton a kök söktürüyor, ama senin 1-0 ın rövanşında yine tek bildiğin dinamo kiev e deplasmanda 2-2 berabere kaldığı. bundan sonra bir de sana 4 attığı aklında kalsın ve kapak olsun hocam.
beşiktaş'ta son demlerini yaşıyan teknik direktör. büyük klüpleri çalıştırdıktan sonra cortlayan teknik adamlar kervanına katılıp, ya anadolu'nun ücra köşelerinde teknik direktörlüğe devam edecek ya da televizyonlarda spor yorumcusu olarak boy gösterecek bünyedir.
1996-1997 sezonuydu. fatih terim galatasaray'ın başına yeni geçmiş, ali sami yen'de fenerbahçe'ye 4-0 kaybetmişti ki fenerbahçe maçı tabir-i caizse galatasaray'ı rezil ederek kazanmıştı. o günlerde herkes fatih terim'i suçluyordu. hatta galatasaray yönetiminden bile "hoca bırakmalı" sesleri yükseliyordu ama faruk süren arkasında durdu terim'in. nitekim terim'de birazda şansının yaver gitmesiyle(fenerbahçe liderken lazaroni'nin kovulup, veselinovic'in getirilmesi ve son haftalarda kadıköy'de 3 topun direkten döndüğü maçta dardanel'e kaybedilen 2 puan vs.) takımı şampiyon yaptı. sonrasını zaten hepimiz biliyoruz. başarılarla dolu 4 sezon.
ertuğrul sağlam'da beşiktaş'ın fatih terim'i olabilirdi. 8-0'lık liverpool faciasına, neredeyse derbi kazanamadan bitirilen bir sezona rağmen yönetim arkasında durdu ama o malesef fatih terim kadar şanslı değildi. ilk sezonunda takımı şampiyon yapamamasında hakem hatalarının da payı var tabi. beşiktaş'tan salı günü ayrılacağı söyleniyor. yazık olacak kendisine.
futbolcuyken, çoğu meslektaşına göre güvenilir bir adamdı. biri aleyhinde bir şey söylediğinde savunmak isteyeceğiniz cinsten. fahri tatan'ın konyaspor'a "kovulması"na kadar da bu böyleydi benim için. ertuğrul sağlam önce "haberim yoktu" dedi, sonra çıkıp "başkan fahri'ye ihtiyacım olup olmadığını sordu, ben de yok dedim. çünkü var deseydim uğur'u niye aldırdın o zaman? diyecekti." şeklinde bir açıklama yaptı. o andan itibaren fenerbahçeli oğuz'a benzetirim ertuğrul sağlam'ı. futbolcuyken son derece kişilikli, karakterli bir imaj çizdikten sonra, sanki bir gün fatih terim'in arkasına geçip milli takımın yedek kulübesinde oturmaktan memnuniyet duyabilecek bir adammış gibime gelir. diğer taraftan, anadolu takımlarıyla başarılı olabilecek genç hocalardandır.
Kayserispor'da bir çok kişiye göre harikalar başaran, Beşiktaş'a geçtiğinde bana "artık beşiktaş da şampiyonluğa oynayacak" dedirten, ama beşiktaş macerasını hayal kırıklıklarıyla süsleyen efendi hoca.
genc yasinda ve tecrubesiz bir sekilde besiktas'in basina gelerek hata yapmis teknik direktordur. teknik direktor olarak daha olgunlasmadan besiktas'in basina geldigi icin, sinan engin - yildirim demiroren ikilisinin kurbani oldu denilebilir, keske bu ikiliye kafa tutacak tecrube ve karaktere sahip olabilseydi .
avrupa'nin en iyi liglerinde teknik direktorler ustuste basarisiz sezonlar gecirmelerine ragmen yillarca takimda kalip, yaptiklarinin meyvelerini 3-5 yilda toplarken, bizim ligimizde dunyanin en iyi teknik direktorleri basarisiz diye 3-4 ay icinde takimdan gonderilebilmektedir, hatta basarili olanlar bile klup baskanlarinin onune gectikleri, takima mudahale ettirmedikleri icin gonderilebilmektedir.
ayrica bazi futbolcularin istegi uzerine besiktas'i sinan engin'in calistirmasi yonunde bir istek varmis ki, birde ustune yonetim bunu degerlendiriyormus, evlere senlik.
metalist kharkiv maçından sonra "hayat devam ediyor" demek yerine "bugün sahada beşiktaş yoktu. oyuncuların böyle bir performans göstermeye hakkı yok. hepimiz suçluyuz. beşiktaş taraftarından tüm takımım adına özür diliyorum" babında bir açıklama yapsaydı, eminim ki beşiktaş taraftarının reaksiyonu bambaşka olurdu.
