yönetimin beceriksizliği sonucunda haracanan teknik direktördür.
galatasaray maçına hakan, diatta, zan, toraman, üzülmez, serdar özkan, serdar kurtuluş, koray, tello, nobre, bobo 11'i ile çıkarak, eksik galatasaray'a karşı oynattığı sistem itibari ile inanılmaz bir defans anlayışıyla çıktı dahası, orta sahada top tutamadığı için sistem çöktü...
ankaraspor karşılaşmasına da 2 ön liberoyla çıktı. her maçı sanki hazırlık maçı gibi kabul etmekte, halbuki, lig başlayalı 7 hafta oldu. biz demiyoruz ki, her maç aynı 11'le çıksın... ancak bir takımın bir iskeleti olur. delgado bu takıma yıldız diye alındıysa ve 10 numaralı forma verilmişse bu sistem delgado'ya göre oluşturulur...
yönetim ise giderek çökmekte... bir yönetim düşünün ki, daha senesi dolmadan 10'a yakın yöneticisi istifa etsin... bir yönetim düşünün ki, her kafadan bir ses çıksın dahası.
ayrıca yönetim 4 senedir öyle rezalet bir durumdadır ki, boka batmadan önce sarıldıkları son daldır ertuğrul çünkü, ertuğrula öyle veya böyle bu camia sahip çıkar ve yönetim de arkasında durur.
ertuğrul'un gelmesi hagi'nin galatasaray'a gelmesine tıpa tıp benzemekte... gs yönetmi de taraftar tepkisini şöhretli birini getiremeyecekleri için, ancak hagi gibi birini getirerek krabilirdi keza kırdı da...
çok değil, ertuğrul'un gelmesinden 1,5 yıl önce büyük (!) başkan yıldo "bir daha erli teknik adamla çalışmam" demişti. beceriksizliği, kulübü kaosa sürüklemesi, kulübü başta kendisine olmak üzere büyük bir borç yükünün altına sokması, del bosque beceriksizliği gibi nedenlerden sonra, şöhretli ve iyi bir teknik adamı getiremeyeceğinden, ertuğrulla taraftarın patlamasını -kendince- etkisizleştirdi.
bu saatten sonra kendi isteğiyle gitmenin dışında, hiçbir şekilde gitmesi mevzu bahis değildir! yönetim arkasında durmaya mecburdur! keza gidecekse de, önce yönetim gider sonra ertuğrul...
ama hakikaten erken geldin be ertuğrul... büyük takıma, anadolu takımı futbolu oynatarak bir yere gelemezsin...
süper bir müslüman olan beşiktaş teknik direktörü. valla helal olsun, gerçekten orucunu bırakmıyor. kendisini ne kadar takdir etsek azdır. dinine bağlı, inançları tam.
esnaflıktan gelen bir insan olarak şöyle biliyorum; eğer bir insanın işi varsa, iş ibadetten önce gelir. cuma namazı'na gideceğim zamanlar işim varsa, namaza gitmez işimi bitirirdim. ben böyle gördüm, doğrusudur budur diye düşünüyorum.
ya hocam senin inanılmaz önemli bir maçın var. ne bileyim öğrencilerin çok önemli bir sınavı varsa, o gün annesi o çocuğa oruç tutturmaz, kafası çalışsın diye bunu engeller. ben her gün oruç tutuyorum. saat 15:00'te sonra hareketlerim yavaşlıyor, resmen pilim azalıyor. başım ağrımaya başlıyor, kafam durdu duracak gibi oluyor. sonrasında orucun ardından, saatlerce uyumak istiyorum.
ya sen nasıl olur da futbolcularına oruç tutturmazken, kendin hala oruç tutarsın? senin aklın başında olmalı. kan şekerin düşüyor, kafan zaten duruyor. adam gibi taktik veremiyorsun. belki biz tribünde bağırmasak ya da operaya gitmiş olsan gözlerin kapanmaya başlayacak.
zaten bundan sonra pek bir şey kalmadı. artık küçükken tutamadığın oruçların kazasını bile tutabilirsin.
mr. fethullah gülen'in hayır duasını(!) alarak bjk antrenörü olmuş kişi. tıpkı 45 yaşına gelmesine rağmen milli takım formasını çıkarmayı düşünmeyen hakan şükür gibi.
yıldırım demirören'in 'yaptığım en olumlu iş ertuğrul sağlam'ı getirmek' diyerek onore ettiği, yıllarca samsunsporumuzda futbolcu ve teknik direktör olarak görev yapan başarılı futbol adamı.
ama öyle ama böyle, dün akşam muazzam bir galibiyet alan takımın hocasıdır. normal
şartlarda kendisine de bir pay çıkarılıp entry girilmesi beklenir değil mi ? ama yok,
hiç kimsenin aklına gelmiyorsa, bir katkısının olduğu düşünülmüyor demek ki. ben de
o görüşteyim.
24 ekim 2007 beşiktaş liverpool maçında öğrencilerinin ve rakiplerinin arasında geçen canhıraş mücadeleyi tribünden mahzun bakışlarla seyretmiş teknik direktördür. liverpool gibi bir avrupa devi karşısında elde ettiği başarı takdire şayandır, ayrıca liverpool'u grup sonunculuğuna itmiştir bu galibiyet.
ne yaptığını kendisinin de bilmediğine dair ip uçları veren teknik direktörümüz. sene
başında takımın iskeletini oluşturması gereken zamanlarda lüzumlu lüzumsuz rotasyonlar
yapıp bizim de, oyuncuların da kafasını karıştırıyordu. gerekçesini de ' derin bir kadromuz, önümüzde yoğun maç trafiği var, o yüzden herkes her an oynamaya hazır olmalı '
diye açıklıyordu. şimdi yoğun maç trafiğinin tam ortasına girdi, üç gün önce ömürlerinde
olmadığı kadar koşan kadroyu aynen i. b. b. maçına sürüyor. ayakta duracak halleri olmayan oyuncularla şansa bir puan alırken stajyer hocamız maçı bizim gibi seyrediyor.
bu adamların üç günde bir maçı kaldıramayacak yetersizlikte olmalarının nedeni ayrıca
sorgulanması gereken konu. bir de ' ertuğrul sağlam ekolü ' yaratacakmış. her halde
geriden.
beşiktaş'ın kendisi ile arzu ettiği hedeflere ulaşacağından kuşku duyduğum antrenör.
gerçi beşiktaş'ın bir türlü istenen seviyeye gelememesinde yönetimin de hatası olduğu da bir gerçek olmakla beraber, takımı motive edecek, kararlı, kendine güvenen bir duruşu olmadığı görülmekte.
sürekli geçmişte başarılı bir futbolcu olduğu söyleniyor. evet samsunspor'da başarılı idi ve bu yüzden zamanında rekor sayılan bir transfer ücreti ile beşiktaş'a gelmişti ama o zamanki maçlarını seyreden ve takibeden bir taraftar olarak çok da bekleneni verememiş olduğunu hatırlıyorum. aklımda kalan ceza sahası dışından attığı sert şutları. türk futbolundaki iyi futbolcular dendiğinde akla gelen ilk onu geçtim ilk yirmi de bile yeralabilecek kadar iz bırakmamış bir futbolcudur. tamam her başarılı oyuncu süper antrenör olamıyor ya da bakıyorsuznuz o kadar da başarılı olmamış bir futbolcudan iyi bir antrenör çıkabiliyor. eruğrul sağlam'da kötü bir antrenör değil ama beşiktaş'ı çalıştıracak kadar büyük değil kanımca.
son fenerbahçe maçı gösteriyor, bu adam teknik direktör. hiç kimseye suç bulunmasın, bu takım tigana'nın takımından çok daha iyi. skora bakıp konuşmak kolay fakat gerçekleri görmek zor. eğer fenerbahçe maçında takımın forvetleri başarılı olsaydı, hakem gölü verseydi kimse hakkında aleyhine konuşamazdı. bazen çok boş bir ülkede yaşadığımızı düşünüyorum.
son liverpool maçı gösteriyor ki beşiktaş taraftarı sadece iyi günde teknik direktörünün yanında. deplasmanda fenerle kafa kafaya top oynayıp son dakika ibneliği yüzünden takım mağlup oluyor siz hala ertuğrul sağlam'ın teknik direktörlüğünü sorguluyorsunuz. önce kendi taraftarlığınızı sorgulayın lan. bu arada ertuğrul'u neden hep savunma ihtiyacı duyuyorum anlamadım valla.
futbolu dikkatli gözlerle izlemek gerekiyor bazen her şey istatistikler olmuyor işte. geçen sene her maç 8-9 gol yemesi gereken bir takımdı beşiktaş fakat bugün böyle bir şey yok, kalecinin azizliğinden gol yiyen bir takıma döndük. * fakat tüm bunlara bakıp akbabalık yapmanın alemi yok. oynanan futbol ortada. öyle asalımla keselimle, yeniçeri zihniyetiyle değil ertuğrul sağlam, kimse ilerlemez. ama gel de bunları bizim futbol seyircimize anlat. onlar için varsa yoksa skor. geçen seneki antalyaspo maçları ne çabuk unutuldu? bu adamda iş var, öyle tigana gibi bir takozla kıyaslamak doğru olmaz, olamaz.
son fenerbahce maci gösteriyor ki bu adamla devam edilmeli, bu adama verilen sans sürmeli. biraz haricten gazel okuyorum ama olsun. fenerbahce maci kazanmayi hak etti mi etmedi mi bilemicem ama, besiktas kaybetmeyi kesinlikle hak etmedi. sonucta yenilen tarafta olmasi bu durumu degistirmez. oyunun bütününe bakmak lazim. besiktas'in bir defa kalecisi yok. forvetleri akil almaz goller kaciriyor. galib gelen ve bugün büyük ihtimalle tapicilari tarafindan yere göge sigdirilamayacak olan zico'nun takimi ise besiktas'in yakaladigi pozisyonlarin ücte birini yakalamamis. bunlar bence birseyler söylemeli.
sağlam'ı beğenmiyorum o ayrı ama bu akşamki fenerbahçe maçında çok da kusurlu olduğunu düşünmüyorum. çıkıp gol atacak, ya da hakan'ın yerine topu tutacak hali yoktu. beşiktaşlı oyuncuların kişisel beceriksizlikleri maçın verilmesine neden olmuştur.
din ile futbol işlerini kesinlikle birbirine karıştırmayan biri olarak bu adamı çekemeyen tayfanın şer odaklarıyla ilintili olduğuna eminim. olum adam genç, iyi ahlaklı, mazisi temiz ve niyeti düzgün. sinan engin gibi bir adam bu klüpte barınabiliyorken neyini çekemiyorsunuz adamın? başarıları da ortada.
(rwm bu sana) olm ertuğrul'un gözüne girmek istesem nickim ali daei olmaz mıydı hadasını aldığım?
hakkının yenilmesine ragmen mutevazi tavrını devam ettiren. kimseye suc atmayan sucu kendin de arayan olagan ustu bir teknik adam. biraz sans ve federasyon arkasında dursa bu adamın yapamayacagı yok.
hakkında girilien olumsuz entrylerin karizması, yakışıklığı, selvi boyu ile alakalı olduğu itirafını aldığımız büyük insan. lan olm feldkamp gibi taş bir mature dururken ne istiyorsunuz garibim ertuğrul'dan?
8-0 kaybedilen 6 kasim 2007 liverpool besiktas macinın ardından futbol ilahları tarafından aforoz edilmesi, farklı yönleriyle gündeme getirilmesi sürpriz sayılmayacak teknik adam.
takımı yönetmesini beceremez olabilir fakat 8-0 lık yenilgide yapabileceği fazla bir şey yoktu. Liverpool un aşırı motivasyonu bjk li futbolcuların konsantrasyon eksiliği bu farkı doğurdu.
8-0 lık liverpool yenilgisinden sonra bile eleştirilmesine tahammülü olmayanların, olayı saptırarak savunmaya çalıştıkları kişi.
beşiktaş'lıları ertuğrul sağlam'ın karısının türbanıyla falan uğraştğı yok ama bu kesim böyle bir yenilgiden sonra bile olayı oraya çekebiliyor ya helal olsun.
