karabükspor maçı öncesi maraton tribününden gelen davete al sallayarak cevap vermiştir. mesaj mı vermeye çalışıyorsun hocam? tek suçumuz takımın kötü oyununu eleştirmek mi? yada aldığın çapsız yabancılara tepki göstermek mi? ben mi transfer ettim nunez ve insua yı? biz seni anlıyor, seviyor ve saygı duyuyoruz, lütfen sende bizi anlamaya çalış sayın hocam.
old trafford'ta tarih yazan bursaspor teknik direktörü.
efendidir, candır ama ne yazık ki korkakça oynatmaktadır. tamam karşı takım çok deneyimli, çok güçlü, çok önemli ayakları var ama son 10 dakikada olsun saldırabilirdi bursa. oyuncu değişiklikleri dışında koltuktan dahi kalkmadı. maçın henüz başındaki görüntüsü puan beklentisi ya da futbolcularına inançtan çok allah vere de rezil olmasak bakışıydı. birbirine kenetlenmiş eller, tedirgin bakışlar.
ne kaybederdin be ertuğrul hoca? liverpool'dan bir kova yediniz kıyamet mi koptu?
bugünkü maçta ozan ipeği sonunda keserek bütün Bursaspor'luları sevindirmiştir.teşekkürler hocam sonunda bunu yaptın ve çok iyi oynadık.ama sen yinede herşeyin en iyisini bilirsin bu şehir bu taraftar ne yapsan ne desene her zaman arkanda bunu unutma.şampiyonlar liginden gol atamadan puan almadan dönsek bile.
valencia yenilgisinden sonra faturayı kendisine çıkaran ve bu konuda gereği neyse onu yapacağını dile getiren, teknik direktör. insanların aklınada "acaba istifa mı edecek?" sorusu geldi.
ertuğrul sağlam, beşiktaş ve kayserispor maçlarından sonra gereğini yapacağını söyledi. yani 2 hafta sonra aydınlacak her şey. bekleyip göreceğiz efendim.
bir özelliği dikkatleri çekiyor. kendi ligimizdeki maçlarda kar da yağsa,yağmur da,skor ne olursa olsun kulübeye girmiyor. oyunu kenardan yönetiyor, hakemleri baskı altında tutuyor. avrupa'ya çıkınca bi haller oluyor kendisine, skordan bağımsız olarak maçın başından itibaren giriyor kulübesine,gömülüyor koltuğuna, öööyle seyrediyor. gözleri saatinde , kaderine razı.
adam gibi adam değildir. neden mi?
''ben teknik direktörken, bir başkalarıyla görüşmelerini gururuma yediremem'' diyerek beşiktaş'tan istifa etmiştir.
o halde birileri bu adama, şu soruyu sorsun:
''liverpool'dan 8 tane gol yemeyi, gururuna nasıl yedirebildin? liverpool maçından sonra neden istifa etmedin? o kadar mı gururluydun?''
zamanında fener için yaptığımız avrupa maçları beşiktaş galatasaray istanbulspor vs şakasını kendisi için yapsak fenerlilere ayıp olur öyle bi adam.
he bursayı şampiyon yaptı mı yaptı o ayrı.
avrupa karnesi kırıklarla dolu ancak bursaspor'a kazandırdıkları ile bu başarısızlığı tolere edilebilecek olan beyefendi kişilik.
başarısızlığının tolere edilebilmesi sadece avrupa arenasına çıkardığı takımın bursaspor olmasından ötürüdür. tolere edilmeli ve seneye daha akıllıca transferlerle daha sağlam bir kadroyla eli güçlendirilerek bursaspor'u olabildiğince yukarılara taşıması için imkan verilmelidir.
bir anadolu kulübünü şampiyon yaparak tarihe geçen teknik direktördür.aynı zamanda beyefendi kişiliğiyle taraflı tarfsız herkesin beğenisini kazanmış samsun'umuzun yetiştirdiği güzel insanlardan biridir.
ntv sporda tolunay kafkas, yücel ildiz ve abdullah avcı ile katıldığı programda; "basınımızın da yazdığı gibi bu sene şampiyonluk yarışı trabzonspor, beşiktaş ve fenerbahçe arasında geçecek. biz de geçen yıl ki gibi süpriz yaparak şampiyon olabiliriz" göndermesiyle yarmıştır.
hakkında yazılan şahane bir eleştiri yazısı buldum ve paylaşmak istedim. her cümlesinin altına imzamı atarım. gerçi biraz eski tarihli ama olsun, değişen birşey yok.
Herkesin dilinde aynı laf, Ertuğrul Sağlam çok efendi, çok beyefendi.
Ne oldu da bu kanıya vardınız?
Yeterince iyi tanıdığınıza, farklı durumlarda gözlemlediğinize emin misiniz?
Bu kadar kolay mı beyefendilik gömleğini giymek?
Ertuğrul Sağlam için olsa olsa çekingen ve duygusal biri olduğu söylenebilir.
Ama karşısına çıkan ilk olumsuzlukta kamuoyundaki iyi (!) kredisinden de güç alarak saldırganlaşıyor, kendini kaybediyor.
Sen işini iyi yapma, sonra başkasını aynı suçtan idam et.
Nasıl bir ilk yarı oynatıyorsan ligde 3. olan takımına, ilk yarı üç gol yiyorsun, pozisyonun yok, rakibin kaçırdıkları da cabası.
iyi de hazırlanmadığın apaçık zaten.
Sürpriz yok yani benim açımdan. Çıkarttığın kadrodan herşey anlaşılıyor.
O günde yazmıştım , sen ligin en hareketli, en sprinter sağ açığını kenarda oturt, - onbirin değişmez ismi olduğu halde- iki farklı mağlupken, forvetin sakatlanınca yerine sağ açık al, sonra gel hakemden dert yan.
Topu ileride tutamıyorsun, baksana hoca kenarda iglesias var.
Ama gözü hakemde hocanın, oyuna bakmıyor.
Neticede aradığı açığı da ikinci yarıda buluyor.
Bursaspor'un ender bir atağında gelen golü, "ofsayt" diye sayılmıyor.
Krita ve Mustafa‘ nın atılması gerektiğine değinmiyor tabi.
Ne gerek var şimdi işi bulandırmaya.
9 kişi kalsaydın kaç tane daha yerdin acaba Ertuğrul Hoca?
ikinci maça muhteşem bir atmosferde çıkıyorsun.
ilk maçtan sonra arz ettiğin gibi ev sahibini kayıran bir hakem bulabilme isteğin yerine gelmemiş ama, sahada UEFA standartlarına göre 1. kategori hakemi var.
Erken golü de buluyor takımın.
Allah var iyi yükleniyorsun.
Fenerbahçe'nin kaçırdığı iki pozisyon var başlarda ama, neticede gol olmuyor.
Tabi bu arada sen statta bulunan amigoları kıskandıracak şekilde, doğru yanlış demeden aleyhte her düdüğe itiraz, lehte verilen her karara yumruğunu sıkıp kaldırarak sevinme vaziyetindesin.
Buna tahrik deniyor hatırlatayım. Oyuncun bunu yaptığında kart alıyor mesela.
Penaltı çalındığında da iki yumruğun havada.
Hakemden memnunsun bu aralarda.
Nitekim üçüncü golü de buluyorsun.
Ama sen gidip sakatlık riski bulunan Sercan‘ı da oyuna alıyorsun.
Biraz sakin ol Ertuğrul Hoca, ilk maçta seni yıkan adamlar henüz kenarda.
Sakatlanıyor da nitekim Sercan, Trabzon maçında yok.
Emre ve Alex aynı anda oynadığı dakikalarda da orta saha hakimiyetini kaybettin.
Derdin o değil şimdi farkındayım, aklın Deniz’in el pozisyonunda.
Kime soruyorsan artık telefonla, "kesin penaltı" hocam demiş belli ki.
Söylememe gerek yok farkındayım aynı şeyler oluyor.
Tekrar ilk maçta ki hakem triosuna getiriyorsun lafı.
‘’ Bir takımı milyon dolarlardan etmeye kimsenin hakkı yok- senin var mı peki?- Nizami golümüzü saymayan hakemin vicdanı rahat mı? O golü verseydi turu geçecektik ‘’ diyorsun.
Bu bakkal hesabına hayranım vallahi senin. O gol olsaydı Alex, Semih, Emre kenarda oturur muydu Ertuğrul Hoca?
Takımını ne hale getirdin gördün mü?
Rakibin yedek kadro ile çıkıyor çeyrek final maçında karşına. Hem de Bursa’ da.
Ama sen sakın suçlanma, bak elinden geleni yaptın.
Takım için amigoluk yaptın , hakemlere karşı mücadele ettin, basına takımını yem etmedin.
Aferin sana Ertuğrul Hoca.
Hani farklıydın ötekilerden?
Zor zamanda beyefendilik gerek bana.
Ne Cüneyt Çakır‘ı, sana Rosetti getirsek bir kılıf bulursun ona da.
adam gibi adam olarak nitelendiriliyor kendileri.
anlayamadığım nokta ise yenildikleri maç sonrası, ya da maç sırasında hakemlere bağırıp çağıran, verdiği kararları eleştirerek baskı altına almaya çalışan birisinin zannedildiği kadar adam olduğu mudur ?
