bir halttan haberi olmayan bu ülkenin yüz karası kültür ve turizm bakanıdır. 5 saat kadar önce "Devlet Sanatçıyı Daha Çok Destekleyecek" derken partisinin bir numaralı adamının kızının yaygaralarından ötürü önceki demecinin aksine 5 saat kadar sonra devlet tiyatroları için "Devlet hala bu kurumu taşımak zorunda mıdır? " diyebilen haysiyetsizin tekidir.
kendisi candır.üyesi olduğu partiyle hiç bir alakası olmadığını besbellidir onun kumaşı çok farklı.bu yüzdendirki böyle donanımlı,halkıcı bir adama turizm bakanlığını verilmiştir.kendisinin de dediği gibi bu insanlara hizmet etmek isteniyorsa bir mevkide olmak gerekir.
son derece mütevazi(!) şahsiyet, seçimlerden sonra bakanlığı bırakabileceğini açıklamıştı, o derece mütevazi yani, yaa sayın rte zaten bu değerli(!) sosyal demokrat kardeşini şimdi izmir'in başına bela ediyor hani fıkrası da vardır, parti genel başkanı hiç bir varlık gösteremeyecekleri bir kente milletvekili adayını yollar, toplumun nabzını tutmasını, kulis yapmasını ve kendisine rapor vermesini ister, kentteki durumu gören vekil adayı çaresizlik içindedir, genel başkan arar kendisini durumu sorar, ancak sonuçta siyasetçi olacacağı için [siyasetin sermayesinin yalan söylemek olduğu teziyle] başlar sıkmaya;
-burada süperiz sayın genel başkanım, kesin tulum çıkarırız... der
genel başkanın ödülü gelir hemen değerli siyasetçiye;
-seni oradan listenin son sırasına aday yazıyorum, madem tulum çıkaracağız senin vekilliğin de şimdiden hayırlı olsun...der
mostralık olarak oy getirir zehabıyla akp'nin izmir'den milletvekili adayı gösterdiği, aynada kendisini görememe lanetini üzerinde taşıyan bir kapıkuludur.
kültür ve turizm bakanımız. zaman zaman başbakan tarafından hayli zor durumlarda bırakılır. eski chp'lidir.
efes kazılarında avusturyalı arkeologların karşılaştıkları bazı zorluklar onun yardımıyla aşıldığı için avusturya büyükelçiliği tarafından "büyük altın Şeref madalyası " verildi kendilerine.
türkiye... nasıl bir tezatlar ülkesiyiz biz yarabbim.
Ülkemizin kültür ve turizm bakanımız efes kazıları nedeniyle avusturya yetkilileri tarafından ödüllendiriliyor. ama ülkemizde kazı başkanı olan tek bir türk arkeolog yok. daha doğrusu bir tane vardı. allianoi kazı başkanı ahmet yaraş. allianoi şimdi kah toprak kah sular altında kaldığı için ona da ne oldu bilmiyorum. başbakanımız marmaray kazıları sırasında ortaya çıkan tarihi ve kültürel eserleri önüne çıkan engeller olarak görüp sitem ederken kültür bakanımız bu eserleri gün ışığına çıkaranlar tarafından ödüllendiriliyor.
ertuğrul günay'ı tebrik ederiz ama ülkemizde yapılan 400 kazıda neden bir türk arkeoloğunu kazı başkanı olarak göremediğimizi de açıklarsa...
kuzenimin yan komşusu bir oğlu, bir kızı vardır ve bir de köpekleri. kızın uzun suratlı, uzun boyludur saçı kısa sarıdır. bana sen ne tatlı kızsın demişti canım benim.
en son işini gücünü bırakıp inönü stadıyla uğraşmasından sonra çarşının son tezahüratına malzeme olmuş kültürümün kenarı pardon bakanı:
stad kayıyor, stad kayıyor
ertuğrul sana, stad kayıyor
(bkz: yaratıcı beşiktaş taraftarı)
ahmet safak ızmirde ki konserinde bu zat-ı muhterem'den için " biz ızmir'de, türk izmir'de hasan tahsinler unutulmasın diye mücadele verirken sayın kültür bakanımız çanakkale'de hektor'un heykelini dikmek için mücadele veriyor. Bu bizim kültür ve medeniyet anlayışının açık bir farkıdır. " demiştir.
başbakanın ucube açıklamasından sonra "yaa o öyle demek istemedi, heeey o öyle birisi değildir ki hem, çok duygusaldır o, televizyonda aslan ceylanı yese gözleri dolaaar" diye açıklama yaptıktan sonra daha 24 saat bile geçmeden bizzat başbakan tarafından "yooo, bizzat da öyle demek istedim, size mi soracağıdım?" diye yalanladığı siyasetçimizdir.
fazıl say'la kafayı bozmuştur. ve dünyaca ünlü sanatçı fazıl say'ın ülke içinde çalışmasını engellemeye çalışan her işini iptal ettirmeye çalışan kültür bakanı olarak geçecektir tarihe.
bu seçimlerde muhtemelen akp'nin onunla artık işi bitmiş olduğu için sileceği, diğer partilerin de kendisine şans tanımayacağı siyasetçidir.
kendiniz ettiniz kendiniz buldunuz sayın bakanım. umarım musluk akarken doldurdunuz kovayı, aksi halde çeşitli cambazlıklar içinde göreceğiz sizi bir sonraki dönemde. ki ben sizi hiç bir yerde görmek istemiyorum, kendi adıma. gidin marmaris'te çiftlik miftlik bişeyler yapın, lütfen artık karşımıza çıkmayın.
kendisi ile, bir sonbahar gecesi saat 01:30 gibi atatürk havalimanı'nın vip salonunda karşılaştığımız garip insan. garip çünkü koruması ile yaptığı aşağıdaki diyalogla aklımda kalmıştır.
- çocuğum telefonumu getirir misin?
+ hemen bakanım
(koruma görevlisi, vip kapısının önünde duran ve makam aracı olan mercedes'e gider. içinden telefonu alıp gelir)
- arayan var mıymış?
+ tayyip bey'in baş danışmanı aramış efendim
- eyvahlar olsun ne diyorsun? saat kaçta aramış?
(ertuğrul bey telefonu alır ve alelacele menülerde dolaşır)
- biz uçakta iken aramış * buradan yırttık sanırım
+ siz daha iyi bilirsiniz bakanım *
bu diyaloğun ardından iki dakika gibi bir süre geçer ve başbakanın baş danışmanı tekrar arar. daha doğrusu, şahsen ben arayanın başbakanın baş danışmanı olduğunu düşünüyorum.
garip olan neydi biliyor musunuz? ertuğrul bey telefona cevap vermeden önce ayağa kalkıp ceketinin ön düğmesini ilikledi. şimdi düşünün, baş danışmanının telefonu karşısında ceketinin ön düğmesini ilikleyen bir insan, başbakan aradığında veya yüz yüze geldiğinde nasıl davranır? düşünün çünkü bu düşüncenin sonucunda, recep tayyip erdoğan'ın, bu insanlara nasıl bir yaptırım uyguladığı sonucuna ulaşacaksınız.
(bu entry'de bahsi geçen diyolaglar tam olarak böyle olmayabilir. yarım yamalak ve aklımda kalan şekliyle yazdım)
12 haziran 2011 seçimlerinde akp tarafından izmir'den milletvekili adayı gösterilecek, şimdiki turizm bakanı. ak-solcu olarak göründüğünden izmir'de sol oyların bölünüleceği düşünülüyormuş. *