timsah gözyaşlarıdır. biz her şeyi biliriz, insanların acısını da hafife alırız yeri gelince. en güzel biz üzülürüz, en güzel biz söveriz. onlar aslında mutlu, kameralara oynuyorlar ibneler. kafanızı sikim lan!
niye mi? bu olaylar karşısında, herkesin ağlamaya hakkı vardır, ancak devlet yönetiminde, hükümette bulunanların, yani bu ülkeyi yönetenlerin kesinlikle ve kesinlikle ağlamaya hakkı yoktur.
"geldiğimiz yer çok üzüntü verici. ne yapmaya çalışıyor bu insanlar. askere, polise, kadına, çocuğa silah sıkanlar ne yapmaya çalışıyor. nasıl bir türkiye görmek istiyorlar. artık bu yöntemler bitti. nasıl çağ dışı bir anlayıştır. hala silahla adam öldürerek sonuç almaya çalışıyorlar" demiş birde. görevleri ağlayıp zırlamak değil, terörü bitirmek için geç kalınmış her şeyi yapmaktır.
ağlayacaksan evinde ağla.
edit: evde olsa türk filmlerindeki gibi kendini yatağın üzerine de atardı herhalde. ''bitsin artık bitsin, insanlar ölmesin, üühühü'' bu ne lan?
beceriksizliğin göstergesidir. yıllardır ülkeye hükmeden bir ikdiarın üyelerinin zırta pırta gözyaşı dökmeleri trübinlere oynamaktan başka bir şey değildir. bana ne ağlıyorsun kardeşim çozüm üretecek olan, ülkeyi yönetmeye talip olan siz değil misiniz? çözüm üretsene? üretemiyorsan da ağlayıp durma, onurlu ol ve istifa et.
ya allah aşkına şu açıklamaya bak, hala hükümetlerini övme peşinde, insan utanır:
--spoiler--
Ertuğrul Günay, "Akşam Ankara'ya dönmeye çalışacağım. Hepimiz çok üzgünüz. Biz barış içinde yaşayalım diye elimizden geldiği kadar büyük gayret gösteriyoruz. Türkiye'nin her tarafı eğitimde, istihdamda, sağlıkta gelişsin diye uğraşıyoruz. Türkiye'nin dünya çapında saygınlığı artıyor diye yeni umutlar besliyoruz ama hem bölgemizde, hem de ülkemizde işlerin iyiye gitmesinden rahatsız olan bir eski anlayış, bir kötü anlayış ne yazık ki var.
--spoiler--