beşiktaş'a en başta oyun disiplininden kopmamayı yerleştirmiş teknik adam. ayrıca, bir oyuncu 1-2 maçta kötü diye silmeyen aksine kazanmak için maç kaybetmeyi bile göze alabilen ve bu aldığı risklerin meyvesini toplayabilen teknik adam.
henüz çok toy, beşiktaşımıza çok erken gelmiş ve bu sene -2007/2008- maalesef ki başarılı olması çok zor olan teknik direktör.
beşiktaşımız kayserispor değil. beşiktaşımız için türkiye süper ligi'nde 3. ya da 4. olup şampiyonlar ligi'nde gruplardan çıkmak büyük bir başarı olarak nitelendirilemez. ama ertuğrul sağlam son iki haftadır -kasımpaşa, antep- as oyuncularını dinlendirip(!) yedeklerle oynamaya başlaması bu mentalde olduğunu gösteriyor.
16 yaşındaki batuhan'ı 0-0 giden antep maçının koca bir ikinci yarısında oynatmak gençlere şans vermek ya da dahilik değil bilakis amatörlüktür. umarım ya bu yanlışından erken döner, ya bu şansı hep devam eder ya da kısa bir süre sonra koltuğunu deneyim kazanana kadar başkalarına bırakır.
özellikle gazetelerde bazı köşe yazarlarının daha ilk haftalardan kıyasıya eleştirdiği teknik adamdır. bense henüz karar veremedim beşiktaşa gelişinin doğru olup olmadığına. iyi niyetli ve iyi işler yapmaya çalıştığı muhakkak. beşiktaşın son iki haftadır çok zor maç kazanmış olması ve zürih turunun henüz netleşmemiş olması, hakkındaki şaibelerin henüz dağılmamasına neden oluyor. umarım başarılı olur. özellikle şampiyolar liginde artık geleni geçeni dağıtan bir beşiktaş istiyoruz. çok özledik be hocam.
seneler önce yolda giderken toyota corolla marka bir arabanın arıza yaptığını gördük.
yardım etmek için indik. karşımızda ertugrul duruyordu. çok heyecanlanmıştık. ama muhabbet felan olmadı sadece arabayı ittirdik, teşekkür etti, gitti. gerçekten çok efendi ve mütevazi birsidir.
ayrıca yine başka birisi, ertugrul ile tesadüfen tribünlerde yanyana oturur. ve maç sonuna kadar beraber kritik yaparlar. kimseye tepeden bakmayan, iyi bir insandır.
futbol oynarken beşiktaş antrenmanında gördüğüm ve antrenmana beraber gittiğim anneanneme nihal hala diyerek koşup gelip sarılan ve beni iki yanaklarımdan öpmüş eskinin önemli futbolcusu, şimdi ise teknik direktör. Yükü eskisine göre çok daha ağır. Biraz daha az lucescu futbolu oynatıp daha kalli'ye benzemeli. Hücuma önem verirse beşiktaş kaliteli kadrosuyla iş yapabilir, yetenek kaynıyor o takım.
geçtiğimiz yüzyil içerisinde avrupa'da fırtınalar estiren, türkiye'de kupalara ambargo koyan beşiktaş'ı 5 hafta gibi bir sürede perişan edip ligde ikinci sıraya düşürmüş ve marsilya gibi 65. sınıf bir futbol takımına deplasmanda yenilmesine sebep olmuştur. derhal kovulmalı, uludağ sözlük'ün futboldan ultra manyak anlayan futbolcu-teknik direktör linç ekibinin atayacağı biri başa geçirilmelidir.
malesef beşiktaş için yeterince cesur kararları alamayan teknik direktördür. topu ilerde tutmayı öyle veya böyle başarabilecek, en az 2 oyuncuyu kendisiyle meşgul edecek ve üstüne üstük iki sezon şampiyonlar ligi maçlarında oynamış bir adam olan nobre'yle başlasa hem topu kendi yarı sahasından çıkartıp rakip yarı sahaya taşıma olanağı bulacak ve hatta belki bir karambol golü veya organize bir kontratak bile bulabilecekti.
tabii ki daha bu adam daha bir uzman değil. henüz yolun başında ve beşiktaş çalıştırdığı ilk büyük takım ve avrupa arenasında da ilk maçını oynadı beşiktaş. zamanla takımı toparlayacağına ve başarılı sonuçlar alacağına inandığım teknik direktördür aynı zamanda kendisi.
üç büyüklerin başına gelen her antrenörün başarısız olması durumda acımasızca eleştirildiği gözönüne alındığında ayrıcalıklı olduğu düşünülmemesi gereken antrenör.
denebilir ki daha 3-5 maç olmuş, hemen eleştiriler başladı, evet sonuçlar kötü olabilir ama oyun da çok kötü be kardeşim. koşmuyor takım, duruyor adeta, çalışılmış izlenimi veren bir gol pozisyonu yok, sistemin yok, herşeyden önce inançları yok. neymiş mücadele varmış. ee böyle olunca ve maalesef umut da olmayınca taraftar ne diyecek, elbette eleştirecek. bırakın avrupa maçlarını ligde bile anadolu takımlarının karşısına sıradan bir takım anlayışı ile çıkıyorsun. şunu artık anlamalı ki ertğrul sağlam beşiktaş'ın antrenörü, bunu bir an önce idrak ederse iyi olacak.
beşiktaş kulübü, iyi kötü, bazıları da senin onayınla bir dolu transfer yapmış, para saçmış. elbette ki hem yönetimin hem taraftarın beklentileri olacak. yeri geldiğinde de eleştirilecek. bu işin doğası böyle.
insanlığı, duruşu, kibarlığı vs tamam, sözümüz yok ama böyle rezilce bir futbolu görmek istemiyoruz.
kmi eleştirelim peki? mahmut'u mu?
oynatmak istediği taktik doğru olsada bu futbolcularla başarılı olamıyoruz. bunun bence iki nedeni var:
1. tek forvet oynadığımız zaman özellikle bobo'yu rahatlatacak oyun yapımız yok. burada da sol ve sağ açıklarımızın bu sisteme uygun olmadığını düşünüyorum. bunun için daha fazla içeri gömülen kanat oyuncularına ihtiyacımız var. burda da her ne kadar kondisyonları yeterli olmasada ibrahim akın ve burak yılmaz kullanılmalı. en azından lig maçlarında. çünkü avrupa maçlarında bu riske ertuğrul sağlamın gireceğini zannetmiyorum ve hep böyle sıkıcı maçlar çıkaracağımızı tahmin ediyorum.
2. bu kanat organizasyonlarıyla tek forvet oynamak zaten pek mantıklı değil. bu şekilde bobo istenileni veremiyor. dönen toplarada vuracak oyuncumuz az(belki delgado). nobre'den faydalanmak gerekiyor.
bence bi an evvel ertuğrul sağlam, ibrahim akın ve burak yılmazı takıma kazandırılmalı. iki yıldır istenileni veremeselerde beşiktaşa hücum zenginliği katacaklardır.
beşiktaş'ın çalıştırıcısı olmak için ipinin kısa olduğunu düşünmüştüm hep. haftalar
ilerledikçe sandığımdan da kısa bir ipi olduğunu ortaya koymaya başladı. daha da kötüsü
birilerine özendi, ertuğrul sağlam ekolünden bahsetmeye başladı. sheriff maçlarında dökül, konya'yı ite kaka yen, zürih maçları eh işte, kasımpaşa ve antep oyunlarında
şapkadan tavşanlar çıksın, kayseri ve ankara maçlarında eleştiriyi dahi gerektirmeyecek
şekilde hiç bir şey üretme, marsilya' ya karşı yusuf yusuf, ikide bir yoğun maç trafiğinden yakın, ondan sonra ertuğrul sağlam ekolü. sinan engin ile çalışmayı içine
sindir, ondan sonra sağlam duruş, öyle mi ? tanım itibarı ile demirören'in başiktaş'a
ümit edelim son hoca kazığı.
trabzonspor ile yıldızı bir türlü barışmayan! hoca. bjk de oynarken, hemen hemen her ts maçında gol atan, transfer olduğu samsunspor takımıyla da ts ye goller atmaya devam eden sağlam ın yolu bir gün trabzon a düşer. ktü hastanesi nin önünde tanınmamak için hasta numarası yapar. taksiden tam ineceği sırada vatandaşın biri kendisini tanır. hoca hapı yuttuk şimdi der ki adam bombayı patlatır.
- erduğrul uşağum. haçan ya fitboli pirak yada tirabizon a gel! pu pöyle olmayi!
hani türkiye'de "sabredilmiyor" diye bir şey var ya...
neyine sabretcez? tigana'nın oynattığı takımdan doğru düzgün ne farkı var bu takımın? sadece kadro geçen seneye göre daha iyi... sağ açıkta burak yılmaz yerine, serdar özkan; sağ bekte ibrahim toraman yerine serdar kurtuluş, ön liberoda da koray yerine cisse, solda baki mercimek yerine tello...
tigana dönemindeki beşiktaşla arasındaki çok az farkın nedeni de bu; yeni gelen 3-4 oyuncu...
son yılların en etkisiz ve en donuk beşiktaşı'nın izlenmesini sağlayan eski futbolcu yeni teknik direktör. kendisi futbolculuğunda da çok donuk, cansız birisiydi ve takıma da kısa sürede bunu yansıtmayı başarmış gibi görünmekte.
yolda filan denk gelse 'bu sene de mi boynumuz bükük izliycez maçları hoca' diye sormak istediğim teknik direktör. abi ayıptır günahtır, bi takım bu kadar korkak bi kadroyla sahaya sürülmez! kartal istiyoruz biz, saldıracak, parçalayacak, hiç bişey yapamasa da korkutacak.