Hayatımızda o kadar güzel şeyleri erteliyoruz ki, iş hayatı, okul hayatı derken, monotonluğa kaptırıyoruz kendimizi, halbuki yaşayacak neler var, bu yüzden sevdiğimiz hiçbirseyi yapmayı erteleyemeyelim.
o'nun dışında -ölüm dahil- yoktur. ölüm, bir yok olma, bazılarına göreyse boyut değiştime olduğundan anlık bir durumdur. ertelenmesi için eylemin sonrası hakkında bilgi sahibi olmamiz gerekir -ki mümkün değildir. bu bakış açıyla trafik kazası geçirmiş ama çevrede bulunan bir doktorun yardımı sonrasında hayatta kalabilmiş bir kişinin ölümü ertelenmiştir diyemeyeceğimiz gibi tersini demek de saçmadır. çünkü ancak varoluş biçimleri ertelenebilir, mesela bir bebeğin doğumu. yok olma ise var olmanın tersi değildir. zaten fiilen böyle bir durum da mevcut değildir. mateyalist bir bakış açısıyla "bedenin halen yerinde durması, ancak bozukluk sonucu, işleminin durması"dır. dini kitaplar ise ekseriyetle "ruh göçü"nden bahsederler. sonuç olarak kaderci birisi "eceli erteleyemezsiniz" der ama bunun dayanağı yoktur. ancak "adamın kafasına piyano düşüyordu, ondan kaçarken araba çarptı, eceli gelmiş merhumun" gibi meşrulaştırırlar.