sene 2009, şehir dışındaki okulumda yeni bir yıla başlamak için kaldığım yurda girmişim. 2 adet erkek odası vardır ve benim kaldığım oda ''eskiler'' diye tabir edilen kaldığımız yurdun kaşarı olmuş kişilerden, diğer oda da yeni gelen ciklerden oluşmakta. bir hafta kadar sonra akşam saatlerinde arka bahçeye indim millet eski yeni sohbet muhabbet. oturdum sessiz sakince. bir yerden bi madem kalabalığız bazı aktiviteler bulalım diye bir laf geldi. akabinde texas holdem zımbırtısını ortaya attım ve bu atladı evet olabilir diye. hatta birkaç ay sonra topluca poker seti almışlığımız vardır ki texas holdem fikrini ortaya atan ben de, bu da bilmiyormuşuz. o ayrı bir muhabbet bir ara anlatırım. zamanla sohbetler dostluklar kuruldu, birkaç ay sonra gediklileri kaldığı olan bizim odadan sağlık hastası müzmin zehirlenen elemanı karşı odaya verip, erreini bizim odaya transfer ettik. bu transferde erreini alabilmek için ekstradan birkaç litre süt, birkaç tane konserve ton balığı verdik karşı odaya. bir sonraki yıl ev arkadaşı olduk, yıl sonunda diğer iki elemanı uğurlayıp bununla yeni bir eve geçtik ve bakalım neler olucak bu yıl. ayrıca usb girişi boşta sallanan mouse'u elinde tutarak absürt bir uyuma şekli olan fotoğrafı elimde mevcuttur, uygun ücrete internete verebilirim. unutkandır, üşengeçtir, mayışıktır tıpkı benim gibi ama adam gibi adamdır. ah bir de yemek yapmayı öğrense süper olucak ya.
tavlada inanılmaz ballı bir şekilde zar atabilen fakat şansının olmadığı günlerde tavla konusunda ne kadar az bilgisinin olduğunu anlayabildiğimiz kanki yazar. candır canandır.
sözlüğün yeni yaşına girdiği şu dakikaları çaylak olarak idrak eden birinci nesil yazar.
lan olum yeni bir yıla nasıl girersen bütün yıl öyle geçermiş. yap bişeyler kurtul çaylaklıktan bi sene ne mesaj atabilirsin ne bişey yapabilirsin akıllı ol aa!!..