Kal böyle aşkım, kal böyle
Ve yalnız
Bana bak.
Bakmak aşktır.
'Soyundum işte sana yol olsun diye.'
Böyle çıplak böyle et ete
Bırak gezinsin üstünde soluğum.
Saydamdır aşk, o naif şeytan
Gözlerin, çıplak memelerin, dudakların
Böyle işte böyle gel gir yatağıma.
Ve öp sonra da
Durmadan bir daha , bir daha öp beni
Böyle uzun bir yolculuk ister aşk.
Ve çek sonra da, daha bir kendine beni
Çek ki
Bileyim benim olduğunu.
Böyle işte böyle kasık kasığa.
ben sert bir i harfi olayım
kaygan bir V harfi sen içinde olduğum
havalansın eteklerinin altından
bana doğru nemli heveslerin
bırak! dağınık kalsın şehvetin
bir yıldız gibi kaysın ellerim
saçlarının gecelerinde
düşlerim tutku hecelerinde uzasın
memelerin birer tsunami
gibi kapansın şehvetimin üstüne
bırak! açılsın gövdenin girdapları hasretime
barbar bir kavim gibi
istila etsin ellerimin meteorları
esmer göklerini teninin
eklensin ağzım lâv seli ağzına
kalçaların bir dağ silsilesi
gibi büyüsün kasıklarımın karşısında
aklındı amda götte olan
entry entry sözlüğe dolan
aklının sapını neden sikmek istedim diye sor
içimden geldi ben sikeyim sen dolan
ne zaman sözlüğe girsem oradaydın
elin sikinde habire 31 e saydın
aklının sapını neden sikmek istedim diye sor
sivilcelerin azalmış ergen, gözün aydın
ben de severim erotik şiiri emme
sözlükten sikini beynimize gömme
aklının sapını neden sikmek istedim diye sor
acele etme ben beyninin sapını sikmeden ölme
cemal süreya nın şiirlerinde kullanmayı sevdiği romantizmin çıplak halleri...
böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden,
en uzun boynun, bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye.
laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız,
birden nasıl oluyor? sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez,
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil.
sanki bir kız hep yürürdü yollarda
evimin önünde ayağını silerdi paspasa
kapımı açardı gümüş bir anahtarla
sanki hep gelirdi,sevişirdik bazen. ahmet erhan
Uludağda karı düşünüyorum karı
Donu çözülmüş karı
Masamda buz gibi biram
Hani nerde ya rakım
Herkesin elinde ski kayıyor
Benimki kırık
Benim adım Orhan Veli Kanık
Yüreği yanık...
Simge dünyası çok geniş olan şiir türleridir. Nitekim bu şiirlerde çıplaklık, cinsel ilişki, tensel etkileşim gibi temalar açıkça anlatılmaz. Her ayrıntı bir simgedir ve bu simgeler çözüldüğünde yeni baştan okununca mükemmel bir şiir tadı alınır. Tabii ki bu durum şairin kalemine göre de değişir. Fikrime göre beşinci şiir türü olarak gösterilebilir.
Erotizmin şiirlerde yer alması ise şiirin kendisi kadar eskidir. Elbette ki eski çağ insanları yazdıkları şiirlerde gayet doğal olarak cinselliği de yansıtacaktır. Bunun bizdeki eski örneğine Karacaoğlan'ı verebiliriz. Karacaoğlan'ın belli bir kişilik olarak öne çıkması bir yana birçok halk manisinde, hikayesinde kültürel normlar sonucu doğan bastırılmış cinsellik kendini şiirlerde dışarı vuracaktır ki bunlar erotik şiir değil erotizm barındıran şiirler denilebilecek niteliktedir.
Buradan hareketle diyebiliriz ki erotik şiirin ayrı bir şiir türü sayılması daha çok günümüz dünyası çağdaş edebiyatıyla ilgilidir ve bunun bir "tür" olarak ortaya çıkışı daha yeni olduğu için parmakla sayılabilecek kadar erotik şiir şairi vardır. Bizdeki başlıca temsilcisi ise Cemal Süreya'dır.