bustiyerinle
dimdik karsimdasin
seni bolemiyorum
asaletlisin
ama meme ucun
sutyeninden cikmis
dik ve sert
usuyorsun
oteki rakamalarla
soguksun
ve yanlizsin
icimden gelen
bitmek bilmeyen
tek sayi atesini
meme ucunda hisseden
ve yavasca
icine ceken
benim rakamimsin
auuuwwww aman allahim o nedir böyle
wauwwwww alah özene bezene yaratmiş söyle
huwwwwww o nasil endam öyle
öfffffff bu kokuda ne böyle
pöffffff sarimsak mi yemiş böyle
offfffff gözüm bir daha görmesin söyle
yazari: falim reklamlarinda uwwwww diyen fötr takan yeşil gözlü ihtiyar'in kayincosu.
Fikfiklemek arzusiyle dolup taşan bünyem var
Sıvazlayınca patlayan fik şeklinde fünyem var
Her ne kadar dam isterim deyu feyad etsemde
Üzerinde "Otuzbirci" yazan altın künyem var...
Bağırdıkça ben hep damcık,meme,bacak,köt diye
Sanılmasın yaşıyorum lüleden yiye yiye
Ya tutuyorumdur fiki,yahut başşak elimde
Barrağımdan müteşekkil sıkıcı bir dünyam var...
Maatteessüf fikim hafif sol yana doğru yamuk
Başşaklarımda mantar var,köt çatalımda pamuk
Ayak kokmuş,saçlar yağlı,kıllarım yumuk yumuk
Sırf otuzbir çekmek için kullandığım banyom var...
Kızlar durun nolursunuz,kaçmayın böyle benden
Bir kerecik bandırayım bir arkadan bir önden
Tutun,kavrayın,dilleyin,razıyım zaten dünden
Bir bilseniz şaşarsınız,bin türlü fantazyam var...
Fikfik hayali kurarken birgün düşersem damdan
Dam fikmeden göçer isem şu ölümlü dünyadan
Taş dikmeyin mezarıma üstünde "Memo" yazan
Ölsem bile dimdik duran mermer gibi fikim var...
gözlerime baktığında titriyor içim
ellerine dokunduğumda ise gözlerim
damarlarıma kadar öpmene acıktı tenim
seninleyken zaman çok kısa ve az
neden vurdun ona, anlamadı elim
çok mu geldi memeye bir sıvaz?
dudakların dudaklarıma dokunduğunda
ufukta kızıl şehvet hareleri görünüyordu,
sadece sen bakarken gözlerini kamaştıran;
ama varolmadığını bildiğin bir ışık tanesinin
hayali ateşiyle savuruyordu tüm benliğini
kapılıp gittiğin ela gözlerdeki
ıslak bakışlardan akıp giden,
saplantısal aşk çemberine doğru
gökyüzünün şıklığında sıcak ellerinden
kayıp giden bir yıldızın son
dokunaklı yansıması gibi...***
Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
Sen her zaman gelesin, ben Vehbi'ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
al içine beni,yer yüzünde bildiğim en sıcak yer orası
belkide dünyanın merkezidir kim bilir
senden çıkıyordur tüm lavlar
her mağaranda benden, milyonlarca küçük insanlar.
bir vadi var iki göğsünün arasında
medeniyetin beşiği olmalı
oradan yürümeli insanlık
oradan başlamalı kavimler göçü