beyaz ten, siyah göz kapakları
o muhteşem donuk gözler
kasvet kokusu yayılıyor
bu yağmurlu
hüzün dolu sonbahar gecesinde,
dolunay'ın sunağında
hiç ayrılmamak üzere
seni istiyorum
ve yemin ediyorum sana,
dolunay'ın sunağında,
asla ama asla ayırmayacağım
dudaklarımı dudaklarından
bir olduğumuz yerde
sonsuza dek kalmak üzere...
artık kalkmıyor küçük sfs
gotik hatun görünce
sen gittin gideli
böyle deli gibi
deli dolu
psikanalizler sonrasında
ortaya çıkardığın oysa
ne deli fanteziler vardı
o küçücük aklımızda...
etki tepki reaksiyon
bir deli gömleği giymiş
seks manyağı transfiksiyon
hem entel hem sapık
olarak bu cümleler çıktı
münasip uzuvlarımdan sana doğru...
gökyüzünden inen yıldırımlar
sonrasında gördüğüm parıltıdan
ibaret hayalet gelin!
o muhteşem yüzün ay ışığı altında
sonsuz kışın yaklaştığının habercisiydi...
soğuk...
soluk...
binlerce yıldır ölü bekleyip
şehvete doymak için
geldiğin o anda
orada bulunmak istiyorum
dolunay'ın sunağının altında
seni sarmalayıp
ona sunmak için...
aman allahim o ne bicim küfe?
sanki kocaman bir büfe
alir onu yeniceri onu ulufe
olsa bir kac tane daha ondan
biter isimiz muhakhak biter kazikci imefeyle
ben sana hiç çekmedim ki
ben yorgun gecelerde izlediğim cine5 e çektim
ben şifresini çözmek için sabahladığım kanallara çektim
sabah çektim pamela yı görüp de
akşam çektim nicole'ü görünce
ben sana hiç çekmedim ki
Açık bulutsuz yıldızlı ve sıcak bir gece,
havadan pürüssüz bir yıldız ışığı yayılmakta.
uçuk maviye boyanmış duvarlı yatak odanda.
uyuyorsun.
sonsuz bir okyanus gibi görünmekte,
mavi saten yatak çarşafın.
burnumu, burnuna dayıyor nefesini çekiyorum.
Uyanıyorsun.
kulaklarına dogru hafif dil dokundurmalarıyla öpücükler den bir yol çiziyorum,
Boynundaki ter damlacıklarına yapışmış saçlarını dudaklarımla ayırıyorum,
ve sonunda Dudaklarım dudaklarına kavusuyor.
Ürperiyorsun.
dilimiz,dudaklarımızın birleştiği noktada vals yapıyor,
kucak kucağa hafif bir ıslak içinde.
buz pistinde kayan bir çift gibi uyumlu ve sıcak.
inliyorsun.
oy oy kız sen kimlerdensin?
ne de güzel memişlerin.
vakit pek az, domal derim.
ben bu işi pek severim.
fazla nazlı olma yarim.
sevişelim derin derin.
fazla nazlı olur isen.
ben de seni terk ederim.
oh bebeğim işte gene başlıyor. rahat bir yer bulmak lazım önce. geriye dönüş yok şimdi. anla artık sana olan sevgimi. zaten anlıyorsun baş harfi uygun olsun diye dedim ehueh minik kelebeğim asıl ne istediğimi anlasana ilk harflere baksana.
(bkz: akrostiş)
sonbahar gecesinin denizi
ve uzak gemilerin silüeti
ay ışığıyla parlayınca
rüzgâra vuran zevk haykırışların
ikimizin o yaşamdan alamadığı
tatları
birer birer hissettirir bana.
bir senfoni, iç ürperten
karamsar...
tıpkı o muhteşem yüzün gibi
karanlığı hatırlatan
çıplaklığında dokunulamayan
seni
yavaş yavaş hissettirir bana...
seninle bir bütün olmak,
imkansızdı hayatta
şimdiyse o soğuk bedenin
karanlığın içinde kaybolduğunda
dokunmanın daha kolay olduğunu
anladım şehvetine,
yanında olunca...
kanlı ellerinle
tekrar tekrar kurban et beni
dolunay'ın kızı
güzellik banyonda
benim kanımla yıkan
yıkan ki, her yerine dolayım.
içindeki girdapları göreyim.
senin olayım
ol sen de benim ...
kaldir biraz etegini, gulumse isveli,
ama utan biraz
sabirsizca uzun dakikalar yasayalim dokunmadan
uzun dakikalara degsin sonra,
nefessiz birakan nefesler daha da isitsin bizi,
utanmaktan eser kalmasin,
unut benini
ellerim ilk defa boyle bi heyecanda terli olmasin
ama senin bedenine degdigimden islansin
islan biraz...
gozlerimizi kapatalim sonra yine de tavani gorerek
sol gogsume yayilsin saclarin
sevdigini de
utanmadan de... *