merhaba ben 1.73 boyunda 82 kilo esmer yakışıklı karizmatik sempatik* balıkesir'de bir inşaat işçisiyim...* neyse hikayeme geçelim... geçen gün inşaatta çalışırken mukadder teyze yanıma geldi bana su ikram etti o gün ulan bu bana verecek demistim kendi kendime... her neyse ben bir yardan su içiyorum bir yandan demir dövüyor bir yandan mukadder teyzenin dolgun butlarını* inceliyordum... mukadder teyze 1.90 boyunda* saka saka 1.62 boyunda kilosunu tam ölçemedim ama vardır bir 65 kilo... dolgun butlu bir hanım... o gece eve gittiğimde mukadder teyzenin butları gözümün önünden gitmiyordu... kafaya koymustum onu*... ve o gece bir yandan uludagsozluk'te gezip bir yandan sahin k efendinin sahil mpg'sini izliyordum.. şahin k bir 1.64 boylarında 100 kilo civarında bıyık ve dolgun göbekli bir adam... kendisi... her neyse... ertesi gün yapacaklarımı aynen gösteren bir filmdi bu.. ertesi gün mukadder teyze yine yine yanıma gelip su getirdi sağolsun.. ben de tabi inşaatta kimse olmadığından* rahat davranıyordum. artık dayanamayıcaktım! mukadder teyzeyi kolundan tutup çimentonun oraya atıverdim. dedim ona "ya benimsin ya kara topragın amuggga koduuum**" dedim ve devam ettim "denizden çıkmıs buz gibi" dememe kalmadan cevap verdi bak evladım senin senin gibi genç bir delikanlıya yakısmıyor sen daha toysun daha nice tas gibiler varken beni ne yapcan sen milf hunter mısın sen evladım... senin.. bu sözleri duyunca kendimden nefret ettim ve mukadder teyzeyi kaldırıp özür diledim... bir daha olmaz teyze dedim. peki dövdüğüm demire ne mi oldu? onu da farklı amaçlarla kullanıyorum artık...*
merhaba. benim ismim emine. 26 yaşında istanbul fatih te oturan körpecik kız oğlan kız bir kızım.
ne kadar çok kızım nedim değil mi ? hahaytt. neyse sonuçta kızım.
liseyi fatihte ismini vermek istemediğim bir okulda okudum. daha ozamanlarda bile içim kıpır kıpır, yaşama sevinci ile dolu, hormonları tavan yapmış bir genç kız idim. her akşam aynanın karşısına geçip başımda sadece türbanım kalacak şekilde çırılçıplak soyunuyor ve hayal ediyordum.
evet türban dedim. türbanla lise 2 de tanıştım. ailem din ile pek bir haşir neşirdi. bana türban takmam konusunda baskı yaptılar. bende mecburen taktım. ilk başlarda afakanlar bastı, fakat sonrasında alıştım.
ailem, öss ye hazırlanmamda faydaları dokunur düşüncesi ile bir fem yurduna vermişlerdi beni. abla diye tabir edilen birilerinin evinde 8 kız ve 3 abla kalıyorduk. bu benim doğama okadar terstiki evin içinde bunalıyor, dışarılara çıkmak istiyordum. yeni insanlarda tanışmak, kaynaşmak ve aşk yaşamak istiyordum. bu düşüncemi ablalardan birine açtım. bana hiçbirşey demedi. o günden sonra bu isteklerimin azaldığını farkettim. meğer şap yüzündenmiş. kızlarla öğrendikki tuzlukların içinde şap varmış. yemeklere tuz dökmemeye başladık. neyse konumuz bu değil..
bir yılbaşı günüydü. ablalar telefonda abiler ile konuşmuşlardı. hepsinin gözlerinde bir şehvet bir pırıltı vardi. nedenini sorduğumuzda "siz ders çalışın lan ırıspılar" dediler. üzülmüştük. çünkü ders çalışmak istemiyorduk. çılgınlar gibi sevişmek istiyorduk.
akşam olduğunda ablaların gözlerinden akan şehvetin nedenini öğrendik. kapı çalmıştı. gelen abiler ve öğrencileriydi. ellerinde şişelerce içki olan torbalar taşıyorlardı. o anda içimde bir kıpırtı hissettim. acaba o akşam bu akşammıydı ?
tanrım çok ama çok içtim. ertesi sabah uyandığımda manzara ürkütücüydü. iç çamaşırları, kelepçeler, kırbaçlar, kondomlar evin dört bir köşesine saçılmıştı. evin içinde kesif bir koku vardı. gece çok kötü şeyler olmuştu anlaşılan.
bu kadar yazarı olduğuna hayret ettiğim bir hikaye türü. hala da kaliteli ürünler vermeye devam etmektedir. nedense hep internet ortamındadır.ve onbinler okur. buna rağmen kimse bu konuda kitap çıkartmamaktadır. enteresan hayalgüçleri gerektiren komik hikayelerdir.
teeey ilk gençlik yıllarımızda bu siktiriboktan sokumsonik hikayeleri heyecan içerisinde okur ve sayelerinde konu komşu kadınlarının gayet verişken olduğunu sanardık.
ve derdik ki içmizden ayfer ablayı bafilemeyen bi biz kalmışız vaaay amına koyayım.
Merhaba uludağsözlük okuları ve yazarları. Sizlere başımdan geçen kesinlikle gerçek bir olayı anlatacam. Bazı hikayeler bana inandırıcı gelmiyor neyse olaya gelelim yaklaşık olarak 4 yıl önce başlayan ve halen devam eden başımdan geçen bir sex hikayesini anlatacağım... *
dslin olmadığı zamanlarda, 56 kbps modemle kendini tatmin etmeye çalışan Türk ergenine okuma alışkanlığı kazandıran hikâyelerdir. yavaş ve sürekli kopan bağlantısıyla vidyo izleyemeyen, resim açamayan ergen soluğu erotik hikayelerin bulunduğu sitelerde alırdı.
bu hikayeler genelde tecavüzle başlar ama hikayede ki kadın ya da kız tecavüzden hoşlanırsa olay tatlıya bağlanırdı. bu hikayelerin bir diğer ortak noktasıda hikâyeyi yazan herifin imla kurallarından haberdar olmamasıdır.
Çoğunda hiç olmayacak hadiselerin yer aldığı hikayelerdir, yazarken cozutan ve ne desem de daha da dikkat çekse diye düşünen erotik hikayesini yazan arkadaş 'sıçtım, işedim, o sıçtı ben baktım ' gibi cümleler de kurabilir.
nilay bize ders çalışmaya gelmişti. matematiğim bok gibiydi. bana sadeleştirmeyi, çarpanlarına ayırmayı felan gösteriyordu. sıra geometriye geldiğinde ise annem pazara gitmiş evde yanlız kalmıştık. konuyu anlayamıyordum nedense. görerek daha iyi anlayacağımı söyledim kendisine. nilay çok iyi bir kızdı. hiç itiraz etmedi. yuvarlak dedim göğüs ucunu gösterdi. dikdörtgen dedim bacaklarını açtı. karpuz dedim kalçalarını sergiledi. iç bükey dedim vajinasını açıyorduki kafamda pırasaların parçalandığını fark ettim. hoşgeldin anne dedim. bir daha da yüzüne bakamadım.
şimdiki neslin ne demek olduğunu anlayamayacağı bir olgu. zira bir 80'li yıllarda playboy,penthouse ve playmen'in estirdiği erotik hikayeler fırtınası yerini internet üzerinde canlı seyredilen kısa filmlere bırakmıştır.
gelecek kuşak daha şanslı tabii. 3D porno filmlerin çekimen başlanmış.
ben kamyoncuyum hayatım uzun yollarda geçer, işte yine bir gün yolda giderken bir genç delikanlı otostop çekti, yalnızlıktan sıkıldığımdan durdum ve kamyona aldım. giderken sol kulağına küpe taktığını farkettim nefretlik bir tipti, kulağına küpe takanların ibne olduğunu duymuştum. sonra birden elini bacağıma attı.......
işte bunun gibi insanın midesini bulundıran uydurulmuş iğrenç hikayelerdir.
kendi anasını,bacısını ve yahut sülalesinden birini karıştırdığı, özü fanzeti olan hikaye türleridir. sanmam ki bir tanesi bile gerçek olsun. hep kendi fetiş ve fantezilerini yansıtma sonucu oluşan ufak tepek hikayelerdir. hemde çocuklasa masal tadında.
geçen hafta ailem 4 günlüğüne şehir dışına çıkmasıyla evde tek başına kalmak zorundaydım. evde tek başına vakit geçirmek sıkıcı olduğundan kah dvd de filmler kah biigisayarda porno izleyip hiç olmadığı kadar 31 çekiyordum. bir gece yine böyle dvd'de film izlerken aniden elektrikler gitti. çok sinir bozucuydu. acaba sadece biz de mi gitti yoksa herkesin mi diye bakmak için kapıyı açtım ki, açmaz olaydım. kahretsin bi de pencereyi açık unutmuşum. cereyan yapıp kapı aniden yüzüme kapandı. ben panikleyerek ne yapsam ne yapsam diye dövünürken o sırada yan komşumuz merve abla nın da merdivenlerden geldiğini duydum. sen misin mert dedi. ben de "evet, merve abla dışarıda kaldım" dedim. o da karanlıkta yürümüye çalışıyordu. anahtarım olmadığını söyleyince aramızdaki samimiyetten de mecburen "tamam, gel bizde kal" dedi. ardından merdivenlerden çıkıp kapıya ilerliyordu ki ben de yanına yaklaştım.
merve abla 30-35 yaşlarında 1.60-65 boylarında, biraz çilli suratlı ama kocaman ve biraz sarkık göğüsler ve de kocaman bir kalçaya sahipti. yaşını pek gösermiyordu. çok tatlı bir yüzü vardı. ve gerçekten de sağlam bi gideri olan hatundu. daha önce onunla ilgili bir kaç fantezi kurmuştum ama o çok iyi niyetli ve namuslu biriydi. öyle bir şeyin olmasına imkan vermiyordu. tamamen dostane bir şekilde beni evine çağırdı.
tesadüf bu ya, evli ve de üç kızı olmasına rağmen onlar da o gün evde değillermiş. kocası kaptan olduğundan onları da yanına almış. evde tek başına kalıyormuş yani o gece...
evet, yanına yaklaştım ve düşmeyelim diye kol kola girip kapıya yürüdük. anahtarla açmaya çalışıyordu ama açamadı. karanlıkta gözükmüyodu çünkü. ben de bir de ben deneyeyim merve abla diyerek anahtarı alırken yanlışlıkla elini kavramıştım. o sırada ani bir elektriklenme hissetmiştim..
öyle bi dakika falan uğraştıktan sonra kapıyı açmayı başarmıştım. beraber içeri girdik. hiç bir şey görünmüyordu. evlerine daha önce de gttiğimden koridordaki duvarlara tutunup salonu buldum. ve koltuğa oturdum. bu sırada o da mutfakta mum arıyordu ama bulamamıştı sanırım. sonra o da salona girdi ve hiç beklenmedik bir şey oldu.
merve abla yavaş yavaş ilerleyerek benim olduğum koltuğa ilerledi. bu sırada masa saatini düşürmüştü sanırım.
evet, yanlışlıkla tam da dizlerime oturdu. ve sonra aniden "ay çok özür dilerim" diyerek kalktı. ikimiz de çok utanmıştık. biraz uzağıma oturdu ve sonra o karanlıkta havadan sudan sohbet etmeye aşladık. merve abla'yla aramız iyiydi. beni çok seviyordu... böyle bi 15-20 dakka sohbet ettikten sonra "bu elektrikler gelmeyecek heralde, artık yatalım" diyerekten yatak odasına bana yatak hazırlamaya gitti. fakat bi 5-10 dakkada dönmeyince ben "bulamadın galiba merve abla" diye seslendim. o da bulcam şimdi bekle dedi. ben de yardım edeyim sana deyip yatak odasına gittim. karanlıkta o yatak odasında baş başaydık. itiraf etmek gerekirse aklımda o işi yapmak geçmişti ama buna yeltennemezdim. hem o da böyle bir şeyi aklında geçirmiyordu sanırım. ama yan yanaydık. beraber uygun yastık ve çarşafları dokunarak espit etmeye çalışırken yine tenlerimiz temas ediyordu birbirine.
ben 1 metre uzaklaşıp onu beklerken o da yatakları bulup bana dönüp yürümeye başladı. beni farketmemiş olacak ki birden üzerime çullandı ve ikimiz de yerde bulduk kendimizi. evet, merve abla tam üzerimdeydi ve nefesini hissetmiştim. o da heyecanlanmış olacak ki bir kaç saniye öylece bekledi üzerimde... ve sonra ben dayanamayıp dudaklarına yapışıverdim. o da hemen kendisini koruyup kendisini geri çektikten sonra bi tokat attı ve "ne yaptığpını sanıyorsun sen. deli misin, böyle bi şeyi nasıl yaparsın. çabuk çık git evimden" diye bağırdı... ben de "çok özür dilerim istemeden oldu. unutalım gitsin" dedim.
ikimizde şaşkınlıkla ayağa kalkıp bir kaç saniye öylece bekleştik. ama sonra hiç beklemediğim şekilde bu sefer merve abla dudaklarıma yapıştı. ben de onu yatağa sürükleyip dudaklarından öpmeye devam ediyordum. hayvanlar gibi öpüşüyorduk sadece. merve abla tecrübeden olacak o kadar şehvetli bir şekilde öpüşüyordu ki bütün sekse bedeldi bu. sonra üzerimdeki yeleği ve de eşofmanı çıkardı. yalnızca üst tarafım çıplaktı. o ise tamamen giyinikti hem göğüslerimi yalayıp elleriyle gezdiriyor hem de öpüşmeye devam ediyorduk. 5-10 dakika böyle devam ettikten sonra ben de onun üzerindekileri çıkarmasına yardım ettim. o iri göpğüslerini hunharca yalayıp sıkıyordum. uzun zamandır bunu yapmamış olacak ki o da çığlık çığlığa inliyordu. sonra altındakini de çıkarıp o kıllı ve dar vajinasını emmeye başladım. bu sefer daha da tahrik olmuş ve çığlıkları hiç olmayacak biçimde artmıştı. öyle ki, vajinasını yalarken saçlarımı öyle sıkıyordu ki vajinasından ayıramıyordum kafamı. bu sırada hem vajinasını yalayıp hem göğüslerini sıkıyor ve o da ellerini benim omzumda gezdiriyordu. hayatımda böyle bir keyif yaşamamıştım.
sonra alt eşofmanımını çıkarıp o sırt üstü yatarken penisimi onun ağzına sokmaya başladım. hepsini öylece sokuyor ve bir kaç saniye bekliyordu. o ise tüm gücüyle yalıyor ve sıkıyordu. bu sırada üzerine çıkıp göğüslerinin arasına da sıkıştırdım. ve bu sırada boşaldım tabii ama ikimiz de tatmin olmamıştık daha...
sokma vakti gelmişti artık. ve ben şehvete o dar vajinasına girip çıkmaya başlamıştım. hem vajinasına girip çıkıyor hem de inlemelerini dudaklarına yapışarak susturmaya çalışıyordum. o daracık vajinasında gidip geliyor ve aynı zamanda memelerini sıkıyor, boynunu emiyor, ellerimi gezdiriyordum. bu sırada bir kez daha boşaldım. ama vajinasının içine aktı mı bilmiyorum. tam boşalacakken çıkarıp memelerini attırdım.
bu sırada yine başımı tutup dudaklarıın yaklaştırdı. "her yerimi yala" dedi. vahşiliğimiz geçmişti biraz. ben dilimle onun vucudunda temas etmedik yer bırakmamıştım. öellikle arkasına döndürüp makat bölgesini de parmaklayıp dilimi gezdirdiğimde ahhhhhh ahhhh inlemeri devam ediyodu.ve sonra penisimi hunharca sokup çıkartıyordum. öyle hızlıydım ki, kendim bile şaşırmıştım halime.. ancak bi süre sonra yorulup yanına kıvrılıverdim.
elektrikler hala gelmemişti. hiç bir şey görünmüyordu... o da yorulmuş olaca ki, beraber yorganın altına girdik. o başını omzuma koyup hâla ellerini vücudumda gezdiriyordu. benim ellerim de onun o koca götündeydi tabii... bi ara yorganı sıkıca üzerimize kapatıp öylece sarıldık birbirimize... merve abla o kadar güzel kokuyordu ki, onun saçlarını okşayıp alnına buse kondurdum. o da boynumdan öptü.
işte o karanlıkta birbirimize sarılırken hafiften de sohbet ediyorduk tabii.
"ben aslında böyle bir şey yapacak kadın değilim. nasıl oldu anlamadım. her şey bi anda gelişti" dedi.
ben de onun çok güzel olduğunu, onu bir kaç kere düşlediğimi ve gördüğümden beri de çok arzuladığıdan bahsettim.
"n'olur bu ömür boyunca aramızda bir sır olacak kalacak tamam mı" dedi. ben de merak etme, yalnızca bir sır. hem ikimiz de kenndimizi tatmin etmiş olduk. fena mı gibisinden bi şey söyledim
o da hafiften gülerek sana teşekkür etmeliyim dedi. bana kadınlığımı hatırlattın. kocamla ne zamandır böyle bir şey yaşamamıştık. hem o beni tatmin edemiyordu dedi.
ben de onun mükemmel bir kadın olduğunu söyleyerek övgüler yağdırdım ve çok daha iyi şeylere layık olduğunu söyledim...
bi yarım saat falan çırıçıplak başını omzuma dayayıp uyur gibi olmuştuk. sonra arkasını döndü. aman allahım, karı koca gibiydik adeta. sonra ona yaklaşıp yanağından öptüm, saçlarını okşadım. tabii bu sırada penisim de arkasına temas ediyordu.
bu, onun da çok hoşuna gitmişti. tekrar yüzünü dönüp sakince öpüşmeye ve okşamaya başladık. türlü türlü oyunlar oynadık. o yorganın tamamen altına girerek sadece penisimle ilgilenmeye başladı. aman allahım, bu nasıl bir zevkti böyle. zevkten bağırıyordum ben de..
sonra yavaşça üstüme çıkıp her yerimden yalamaya başladı beni... parmaklarını ağzıma sokuyordu. bi ara iyice üstüme çıkıp kocaman süt gibi göğüslerini ağzıma bastırdı...
işte böyleydi, sokma çıkma olmadan yavaş yavaş birbirimizi tatmin ediyorduk...
saat te 10 11 e falan yaklaşmıştı sanırım...
bi ara elektrikler geldi mi diye bakmak için kalktı. elektrikler geldiğinde ise nihayet onun muhteşem vücudunu görür hale geldim. aman tanrım gerçekten müthişti. bacakları pürüzsüz ve inceydi. çok hafif bir göbeği vardı. teni bembeyaz değildi, hafifçe çikolataya çlıyordu. vajinası hafifçe kıllıydı ve de kalçaları gerçekten iriceydi. yani güzellik tanrıçalaı gibiydi adeta..
ben yatakta uzanıp onu incelerken o da bana bakıp hafifçe güldü. sonra yanıma yaklaşıp yüzümü kavrayarak dudağıma bi öpücük kondurduktan sonra yorganı çıkarttı ve koluma dokunup kaldırdı.
ikimiz de çırılçıplak ve sesszice mutfağa gitik. bi bardak su verdi gülümseyerek...
ikimizde mutfakta çırılçıplak masaya oturup bakışmaya başladık.
sen müthiş bi kadınsın dedim tekrardan.
o da teşekkür ederim sen de çok iyi bi erkeksin. yatakta harikasın. "neden daha önce seninle bunu yapmadık" dedi.
ben de aramızda böyle bir şeyin olacağına ihtimal vermiyordum. ama gerçek şu ki seni hep arzuladım.
demek beni hep arzuladın ha. peki neden hiç söylemedin bana dedi.
ben de gülerek yahu söyleseydim ne değişirdi ki. hem seninle arkadaş gibiydik unuttun mu..
o da "ben de seni kardeşim olarak görüyordum aslında" dedi..
beraber salona geçtik. tv'yi açıp koltuğa oturduk. tnt'de güzel bi korku filmi vardı. yeni başlıyordu. o da bi tabak çerez ve kola getirdi. battaniyenin altında çırılçıplak film seyrediyorduk. başını omzuma dayıyordu. ben de o sırada saçlarını okşuyor, öpüyordum.
film gerçekten korkunçtu. bazı sahneler yüzünü göğsüme yaslıyordu..
ve sonunda film bitti.. saat te 1'e gelmişti. ve onun da uykusu gelmişti sanırım. "artık yatalım mı" dedi.
ben de "tabii. ama önce bi duş alabilir miyim dedim." dedim. o da elbette dedi. bu arada evin içinde çırılçıplak geziniyorduk, şaka gibi...
ben duşumu alırken tam kafamı sabunlamaya başlamıştım ki. o da birden duşa kabin in içine girdi. ahizeyi tutup saçlarımı ovalıyordu..
sonra ahizeyi yukarı kaldırıp suyun altında birbirimizi yıkamaya başladık. ben onun saçlarını, bacaklarını her yerini sabunlayıp iyice ovaladım. makat bölgesini ve vajinasını da iyice ovuşturdum. o da eline şampuan alıp penisime iyice yedirip ovuşturuyordu. sonra yine kalkıp suyu açarak altında deliler gibi sevişmeye başlıyorduk. sevişmemizin ana ekseni öpüşme ve okşama üzerindeydi. bi ara eğilip götünü açtı. ben de önce bi kaç tokat atıp emdiken sonra penisimi içine sokmaya başladım. "ah ah ah" nidalarıyla birlikte şarıl şarıl akan suyun sesi ve kayganlaşmış tenlerimizin muhteşem uyumu hazzın en yüksek noktasını yaşattırıyordu.
sonra bi süre daha devam edip ovalandıktan sonra banyodan çıkıp kurulandık. tabii birbirimizi aynı anda kuruluyorduk bu sırada hafif hafif kahkahalar eşliğinde...
kurulandıktan sonra onu kucaklayıp yatağa attım ve yalama seanslarına yeniden başladık böylece...ve yine bu sırada bi posta daha o daracık vajinasına attırıverdim. daracık diyorum, çünkü gerçekten öyleydi. penisim çok kalın olmadığı halde girmekte zorlanıyordu ama ayrı bi keyif veriyordu..
sonra onu yeniden kucaklayıp salona götürdüm. halının üzerinde devam ediyorduk sevişmeye... aklıma ilginç bi fikir geldi bu sırada.. ona "dolapta bal var mı" diye sordum. o da "olacaktı sanırım bi bakayım" deyip beraber mutfağa gidip bi kavanoz bal ve bir de tatlı kaşığı aldıktan sonra salona döndük. ben kaşıkla onun tertemiz narin vücuduna, jennifer lopez kalçasına ve dar kıllı vajinasına balı güzelce yedirdim. ve ayağa kalkıp onun her yerini yalamaya başladım. özellikle ballı vajina gerçekten çok keyifliydi. üzerindeki balları temizlemek vakit aldı biraz ama o kadar güzeldi ki sabaha kadar devam edebilirdik. sonra o da benim penisimi ve göğsüme bal sürüp hızlıca yalamaya başladı. ballı penisimi ballı vajinasına sokuyor ve sonra yeniden ağzına dayıyordum. bal yemeyi seviyordu sanırım.
tabii bu fikir onun da çok hoşuna gitmişti. ahah ahah diyerek yalıyordu bütün bedenimi...
ama sonra anlamadığım şekilde çok garip bir gelişme oldu. birden ağa kalkıp yüzüme sağlam bir tokat attı. ne yapıyorsun diye soramadan bi tokat daha ve bi tokat daha. penisimi de tokatlamaya başlamıştı bı sırada. acımıştı ve ben iyice şaşırmıştım. ama o da bana aynını yapmamı söyledi. delirdin mi sen dedim ama dayanamayıp ben de yüzünü tokatlamaya başladım.
sanırım bundan zevk alıyordu. arkasını dönüp "götümü tokatla" diye bağırınca götüne vurmaya başladım. hem vuruyor hem de sokuyordum. "daha hızlı daha hızlı" diye bağırıyordu bu sırada.. ben de isteğini yerine getiriyordum.
tabii bu sırada her türlü pozisyonu da deniyorduk. sandalye üzerinde, koltuğun üzerinde, onu kucaklayarak, akla gelebilecek her türlü şeyi denemiştik...
bu sırada iki kez de boşalmıştım tabii. birisi ağzına birisi de götünün içine...
vakit geçiyor ve biz onlarca yılın intikamını alırcasına durmadan yiyişiyorduk. gece 2 buçuğa geldiğinden bi ara kimse yok düşüncesiyle balkona çılıp demirlerin arasından onu domalttım ve tekrar salona döndük. evin her yerini dolanıyor ve birbirimizi sürekli tatmin ediyorduk...
e artık çok yorulmuştuk. yatma vakti gelmişti.. yine beraber yatağa gidip birbirimize sarılıp uyuduk.
sabah ondan erken kalkmıştım ve onu öperek uyandırdım. çok hoşuna gitti ve dudaklarıma yapışıp yeni bir yorgan altı seansına başladık.
bu sefer ben onun döllerini içime çektim ve tükürdüm. öyle bir orgazm olmuştu ki adeta doğurur gibiydi. o çığlıklar hâla kulaklarımda yankılanıyor.
saat te 11 e yaklaşmıştı. kalkıp üzerimiizi değiştirmeden güzel bir kahvaltı yaptık..
hah! komşuyla birlikte çırılçıplak kahvaltı yapıyordum. kimin aklına gelirdi ki...
böyleydi işte maceralar...
hayatımda hiç böyle bir şey yaşamamaıştım. ve hiç bir zaman da unutamayacaktım bu anları... *
