Beşiktaş'ın amigolarından biri.
11 ocak 2012 de facebook da yapmış olduğu bildiri dikkat çekici.
--spoiler--
Beşiktaş-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçından önce... maça ilk kez gelecek olan kadınlara; diye başlayan bildiride Özdil, şu ifadeleri kullandı.
- Top taca veya auta çıktığında bir şey olmuyor. Boşuna çığlık atmayın.
- iki tane kale var sahada. Herhangi birisine top girerse gol oluyor.
- Top, siyah beyaz formalıların kalesine girerse golü biz yemiş oluyoruz.
- iki kaleye de top giremezse, kimse galip gelemiyor.
--spoiler--
çarşı'yı çarşı yapanların başında gelir. o gördüğünüz ''çok yaratıcı'' dediğiniz pankartların sahibidir. yüzünü daima gizler, röportaj tekliflerini geri çevirir, meşhur olmak istemez. pankartların bir köşesine 'dewe' yazar veya küçük bir deve resmi çizer. böyle bir abimizdir.
saha ortasında darp edilen bir oyuncuya üstelik daha üstünden 24 saat bile geçmeden "haftaya açacağım pankart" diyerek yakışıksız ifadeler yer alan bir bez parçası yayınlayan adamdır.
onun kimse pankart olduğunu falan iddia etmesin. ne bir yaratıcılık örneği var, ne giydirme, ne adam akıllı bir eleştiri. hakaret dolu, beşiktaş'ı ve beşiktaş tribünlerini daha da karıştıracak bir pankart.
işine gelince yüzlerce kişinin ortak duygularını barındıran pankartlara "dewe" yaz yayınla. işine gelince kendi fikirlerinin yer aldığı bir pankartı "çArşı" ve "büyük beşiktaş taraftarı" adı altında yayınla. vay be! haftaya hepimiz sevmediğimiz oyunculara küfederen pankartlarla gidelim o zaman. (burdan fernandes'i savunduğumu falan çıkaranlar olacaksa hiç okumasın)
yaşanan onca şey ortada. takımın içine sürüklendiği kaos ortada. göz göre göre bu takımın hakkı yeniliyor ama senin tek tepki verdiğin isim fernandes ve küfürlerle, helal olsun. yıldırım demirören? federasyon? hakemler? ligtv? olur mu öyle şey, erol yapar mı onlara bir eleştiri?
beşiktaş tribünlerinin yönetimden organizasyonlar için maddi destek almamasının ve kendine maddi bir kaynak yaratamamasının ekmeğini yiyiyor senelerdir. dünya tribünleri pankart anlamında çağ atladı, kendisinin gerçekten büyük emek vererek yaptığı pankartlar artık ilgi çekmiyor. bir mesaj taşıyorlardı görselliği görmezden geliyorduk ama artık bir mesaj da taşımıyorlar. ucuz ve basitler. o hala önceki zamanların kaymağını yesin, dursun.
haftaya o pankartın açılmaya çalışılması demek, tribünde herkesin birbirine girmesi demek, polisin müdahale etmesi ve olayların daha da büyümesi demek. medyada önce bu pankart ile sonra birbirimiz ile kavgamız ile en sonda polisle aramızdaki husumet nedeniyle yerden yere vurulmamız demek.
içeride cezalardan maç oynayamayan beşiktaş'ın tekrar ceza alması demek. daha ilk devre bitmeden iki büyük kaos yaşayan takıma utanmadan üçüncüsünü yaşatmak demek. 3.lüğü, 4.lüğü bile kaybetmek demek geçtim artık şampiyonlar ligi'ni. bunları beşiktaş'a ve beşiktaşlıya yaşatma hakkı yok.
formsuz ve umursamaz bir oyuncu eleştirilir ama ne bu şekilde ne de bu zamanda. devre arası çeksin gitsin dersin yerine adam alırsın olur biter. takıma kaos yaşatmakla birlik bozmakla, basına beşiktaş aleyhinde malzeme vermekle, "bu işleri bi tek ben bilirim, yıllarımı vedim siz beşiktaşlı mı sanıyorsunuz kendinizi" demekle olmaz.
bu beşiktaş'a, taraftarlara, oyunculara, yol arkadaşlarına ve en önemlisi kendisinin verdiği onca saate, emeğe ihanettir.
not: pankartın ne olduğunu burada yayınlamayacağım. çok merak eden bulur zaten, bir iki saate haber sitelerinde de boy gösterir. yayınlamıyorum çünkü ne kadar az kişi görürse o pankartı beşiktaş açısından o kadar hayırlı olur.
